Arınç: Dur denileceği yerde, vur denilmemeli

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Meclis'te yaşanan tartışmalarla ilgili "Genel başkanların, parti yönetimlerinin milletvekillerimize tavsiyelerde, telkinlerde bulunması gerekir. Dur denileceği yerde, vur denilmemelidir" diye konuştu.

Arınç: Dur denileceği yerde, vur denilmemeli

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Büyük Millet Meclisi'nde yaşanan tartışmalarla ilgili, ''Dur denileceği yerde, vur denilmemelidir. Ama bazı genel başkanlar ve parti yönetimleri bu taşkınlıkları yapanlara dur diyecekleri yerde vur demeye çalışıyorlar. Bu, parlamento tarihimiz için çok hoş bir durum değil'' dedi.

AK Parti İl Kongresi'ne katılmak üzere Kırşehir'e gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci'yi ziyaret etti.

Ziyarette gazetecilerin sorularını yanıtlayan Arınç, ''Mecliste tansiyon bir hayli yüksek, 4+4+4'ten dolayı. Tansiyon nasıl düşecek? Uzlaşı olacak mı?'' sorusu üzerine, ''Meclis'e giren zaten yüksek tansiyon hastası olur. Ben oldum mesela. Meclisin yapısından mıdır, neyindendir bilmiyorum'' diye konuştu.

Sadece son günlerdeki tartışmalarla ilgili değil, Meclis'te çok yoğun işler olduğunu, milletvekillerinin hem seçmenleriyle hem kanun tasarılarıyla büyük bir stres altında çalıştıklarını ifade eden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Meclis'te tansiyon vardır ama tartışma ve gerginlik hoşlanılmayan, arzu edilmeyen bir gelişme. Buna kimin sebep olduğunu tartışmaları izlerseniz siz görebilirsiniz. Belli bir partiyi suçlamam herhalde yakışık almaz. Ama benim tavsiyem gerginliği artıran, insanların kişilik haklarına saygısızca saldırmadan vazgeçilmesidir. Konuşmalara dikkat edilmesidir.''

Milletvekillerinin konuşma yaparken dikkat edeceği tek hususun iç tüzüğe uygun davranmak olduğunu belirten Arınç, şunları kaydetti:

''İç tüzüğe uygun davranmak başta Meclis Başkanımız olmak üzere tüm milletvekillerinin görevidir. Haklar vardır ama ona uygun davranmak da bir görevdir. İç tüzüğü hiçe sayarak bağırarak, çağırarak, kürsü işgal ederek, birbirine bir şeyler fırlatarak, dünya parlamentolarının bazılarında bu görüntüler vardır. Ama bize yakışmıyor doğrusu. Kim sebep oluyorsa bundan vazgeçmesi gerekir. Bunlardan vazgeçilmesi konusunda da genel başkanların, parti yönetimlerinin milletvekillerimize tavsiyelerde, telkinlerde bulunması gerekir. Dur denileceği yerde, vur denilmemelidir. Ama bazı genel başkanlar ve parti yönetimleri bu taşkınlıkları yapanlara dur diyecekleri yerde vur demeye çalışıyorlar. Bu parlamento tarihimiz için çok hoş bir durum değil. Ümit ediyorum ki, bu tartışmalardan parlamentomuz en kısa zamanda kurtulur. Yüksek tansiyon olmaz. Hoşgörü ile arkadaşça, dostça, sadece iç tüzük kurallarına eleştiriler yapılır ve önergeler verilir, konuşmalar yapılır. Yasanın daha mükemmel olması için çalışılır. Ben buna uygun davranan bütün milletvekillerimizi candan kutluyorum. Tersine davranış içinde bulunanlara da süratle bundan vazgeçmeleri teklifinde bulunuyorum.''

'EĞİTİM SİSTEMİ YENİDEN DİZAYN EDİLMİŞ OLACAK'
Arınç, Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in hayatının seçmeli ders olarak okutulmasıyla ilgili soru üzerine de, şöyle konuştu:

''Milletimiz bundan büyük bir memnuniyet duydu. Bize gelen haberler böyle. Kanun henüz çıkmadı, sadece 9. madde önerge ile yeniden tanzim edilmiş oldu. İlk 4 yıllık süre ilkokuldur, ortası 4 yıllık ortaokuldur, sonu da lisedir. Bütün okullarda seçmeli dersler okutulacaktır. Seçmeli dersler taleplere göre, yine Milli Eğitim Temel Kanunu'na göre, Milli Eğitim Şurası'nda alınan kararlara uygun olarak konulacaktır.

Ancak Milliyetçi Hareket Partisi'nin de verdiği reddedilen bir önerge, bunu daha mükemmel hale getiren AK Parti'nin verdiği bir önerge ile Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in hayatı İslam tarihine yönelik bazı bilgiler içeren seçmeli derslerin konulması, ayrıca isim olarak girdi. Bunun dışındaki seçmeli dersler de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tespit edilecektir. Talim Terbiye Kurullarının ve diğerlerinin iştiraki ile bütün bu dersler seçmeli olacaktır. İsteğe bağlı olacaktır. Kimse mecbur edilmeden, baskı altında kalmadan bu dersler isteyenlere verilecektir. Çok orijinal dersler de bulacaksınız. Bu bir zenginliktir. Eğitimin daha güçlü olması için konulmuş tedbirlerdir. Dün de kabul edilen önerge ile bu zenginliğe bir destek olunduğu kanaatindeyim. Ana muhalefet partisinin şiddetle buna karşı çıktığını ve bunun adeta bir tehlike olduğunu söylediklerini sözlerime eklemeliyim. Milletimiz büyük bir çoğunlukla bu tür derslerin öğrencilere faydalı olacağını, seçimlik hale getirilmesini istiyordu. Umarım istediğine kavuşmuş oldu. Kanun bu şekliyle çıkarsa artık bütünü itibariyle Türkiye'de eğitim sistemi yeniden dizayn edilmiş olacak. Umarım ki eğitimimize olumlu katkılar sağlayacak.''

Sayfa Yükleniyor...