Bekir Bozdağ: Cumhurbaşkanı ve yargıyı yıpratmak için bir kampanya

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yüksek yargı mensuplarının, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yurtiçi gezilerine katılmalarıyla başlayan tartışmaya tepki gösterdi. Bozdağ, "Cumhurbaşkanı ve yargıyı yıpratmak için bilinçli bir kampanya yürütülüyor" dedi.

Bekir Bozdağ: Cumhurbaşkanı ve yargıyı yıpratmak için bir kampanya

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Noterler Birliği'nin 45. Olağan Kurulu'nun ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rize ve Kırşehir ziyaretlerine yüksek yargı başkanlarının katılmasının eleştirildiği belirtilerek, "Bu tartışma arasında Sayın Cumhurbaşkanı'nın 'alışacaklar' sözü de yeni bir tartışma başlattı. Bunları değerlendirebilir misiniz" denmesi üzerine Bozdağ, Anayasa'ya göre cumhurbaşkanının devletin başı olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanının, bu sıfatla Türk milletini ve Cumhuriyeti Devletini temsil ettiğini, Anayasa'nın uygulanmasını ve devlet organlarının uyumlu çalışmasını gözettiğini anlatan Bozdağ, Anayasa'nın cumhurbaşkanına böylesine önemli bir görev verdiğini ifade etti.

Bozdağ, bundan önceki dönemlerde de başta Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay başkanlarının bütün cumhurbaşkanlarıyla bir araya geldiklerini, gerek cumhurbaşkanlığında gerekse Danıştay Günü, adli yıl açılışı, Anayasa Mahkemesi kuruluş yıl dönümlerinde beraber olduklarını, bazı toplantılarda protokolde birlikte yer aldıklarını anlattı.

Yüksek mahkemelerin kuruluş yıl dönümleriyle adli yıl açılışlarına anamuhalefet partisi liderlerinin de davet edildiğini belirten Bozdağ, "Bunda bir sakınca yok. Bu, bugüne kadar olduğu gibi bugün de aynı şekilde işlemektedir. Dün Sayın Cumhurbaşkanları ile yüksek yargı başkanlarının bir araya gelmesi, birlikte olması, protokolde olması, beraber bir toplantıda veya yemekte olması yargının bağımsızlığına, tarafsızlığına halel getirmiyor da söz konusu Türkiye'nin Cumhurbaşkanı hem de halk tarafından ilk defa seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunda halel getiriyorsa bu ikircikli bir yaklaşımdır. Maalesef yanlış bir yaklaşımdır. Dün halel getirmeyen şey bugün birden bire nasıl halel getirir hale geldi Bu siyasi bir yaklaşımdır" diye konuştu.

Bozdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve yargıyı yıpratmak, yargıya ve yüksek yargıya olan güveni olumsuz yönde etkilemek için bilinçli bir kampanya yürütüldüğünü ifade ederek, yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının bir arada olan, yan yana oturan kişilere göre değil verilen adil ve doğru kararlarla tesis edilebileceğini vurguladı.

Mahkemelerin veya hakimlerin kararlarının doğru ya da adil olup olmadığına bakılması gerektiğine işaret eden Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cumhurbaşkanıyla yüksek yargı başkanları bir araya geldi diye eleştiri yapmak, 'Yargı bağımsızlığı gölgelendi, tarafsızlığı kayboldu' demek çok büyük bir cehalettir. Dünyanın her ülkesinde devlet başkanlarıyla yargı başkanları bir araya gelir. Başka ülkelere gidip bunu anlatsanız bunu söyleyenlere gülerler, 'Böyle bir saçmalık mı olur' derler. Ama maalesef Türkiye'de bu konuşuluyor. Bu konuda Cumhuriyet Halk Partisinin yaklaşımı, geçmişte de gördük, 28 Şubat'ta yüksek yargı başkanları Genelkurmay'a çağrıldılar, hakimler, savcılar çağrıldılar ve o zaman ayakta alkışladılar. Brifing aldılar onu hiç eleştirmediler. Hatta dönemin CHP Genel Başkanı 'Ne var bunda' diyor. 'Devletin bilgilendirme yapmak isteyen bir kurumu çağırmış, bunları bilgilendirmiş' diyerek onu savunuyor. Yargı bağımsızlığına bu müdahaledir. Çağırıp talimat veriliyor, buna dair en ufacık bir açıklamaları yok. Türkiye'nin seçilmiş cumhurbaşkanıyla yargı görevi yapanlar bir araya geldi diye yeri, yerinden oynatıyorlar. Kasıtlı yapılan bir harekettir. İki yüzlü siyasetin somut bir göstergesidir."

"YENİ ANAYASAYA İLİŞKİN ÇALIŞMA TAKVİMİNİ SAYIN BAŞBAKAN PAYLAŞACAK"

Yeni anayasa yapım sürecine ilişkin sorular üzerine Bozdağ, milletin talebi olan yeni anayasa için seçim öncesinde tüm siyasi partilerin millete taahhütte bulunduğunu anımsattı. AK Parti'nin bu taahhüdün arkasında olduğunu vurgulayan Bozdağ, yeni anayasanın uzlaşmayla yapılmasını arzuladıklarını kaydetti.

Bozdağ, 24. ve 25. dönemde kurulan Uzlaşma Komisyonlarından bir sonuç çıkmadığına işaret ederek, "Gönlümüz arzu ediyor ki Türkiye parlamentosunun siyasi partileriyle, gruplarıyla, bir Uzlaşma Komisyonunda yeni anayasa yapmasıdır. Maalesef Türkiye, uzlaşarak yeni bir anayasa yapmayı başaramamıştır" ifadelerini kullandı.

AK Parti'nin anayasa önerisinde, milletin beklentilerine cevap verecek düzenlemelerin ve başkanlık sisteminin yer alacağını anlatan Bozdağ, bu konudaki çalışmaların 64. Hükümet döneminde de devam ettiğini, çalışma takvimini ve seyrini Başbakan Binali Yıldırım'ın önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşacağını bildirdi.

TBMM tatile girmeden bir teklifin sunulup sunulamayacağı sorusunu Bozdağ, "Temmuzda tatile giriyor. Takvime baktığınız zaman temmuz çok yakın gözüküyor, yani yetişmez gibi gözüküyor." diye yanıtladı.

"İADE TALEBİNİ ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE ABD'YE İLETECEĞİZ"

ABD Dışişleri Sözcüsü 'Fetullahçı Terör Örgütü'nü, terör örgütü olarak kabul etmiyoruz, görmüyoruz' dedi. Nasıl değerlendiriyorsunuz " sorusu üzerine Bozdağ, Türkiye'nin dost ve müttefik ülke ABD'nin güvenlik konusundaki taleplerine önem verdiğini, ciddiye aldığını, ABD'nin de Türkiye'nin güvenlik konusundaki taleplerini, kaygı ve risklere dair değerlendirmelerini dikkate almasını beklediğini, bunun Türkiye'nin en doğal hakkı olduğunu söyledi.

Bozdağ, "Tabii bu konuda kararı onlar kendileri verecektir ama biz iki dost ve müttefik ülke arasında nasıl bir ilişki varsa bu konuda da benzer bir ilişkinin devam ettirilmesinin doğru olduğu kanısındayız. Bildiğiniz gibi Milli Güvenlik Kurulu, ülkenin güvenliğiyle ilişkin konularda Hükümete tavsiye kararı alabilmektedir. Bu yönde de Milli Güvenlik Kurulu tavsiye kararı almıştır. Böylesi bir kararı hükümet elbette gereği neyse takdir edecektir. Bu konuda Türkiye'nin tutumu nettir. Türkiye'nin iç güvenliği ve ulusal güvenliğiyle ilgili konulardaki bütün kaygılarını, risklerini Türkiye'yi yönetenlerin dikkate alması gerekir ki Hükümet olarak alıyoruz. Bizim dost ve müttefik bildiğimiz ülkelerin de Türkiye'nin bu konudaki kaygılarını ve taleplerini dikkate almasını bekliyoruz. ABD'den de beklentimiz budur" ifadelerini kullandı.

Gülen'in iadesine yönelik işlemlerde son durumun sorulması üzerine Bozdağ, sürecin devam ettiğini, dosyalar üzerindeki tercümelerin sürdüğünü, ilerleyen günlerde iade taleplerini ABD'ye ileteceklerini aktardı.

"BİZİM İÇİN BU ŞİKAYETİN BİR KIYMETİHARBİYESİ YOK"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir araya geldiği AB üyesi ülkelerin büyükelçilerine "Cumhurbaşkanı, halkın cumhurbaşkanı değil' ifadesini kullandığının ifade edilerek, bunu nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Bozdağ, büyükelçilerle bir araya gelmesinin Kılıçdaroğlu'nun takdiri olduğunu söyledi. Bozdağ, şunları kaydetti:

"Kılıçdaroğlu siyaseti iyi bilmiş olsa başka ülkelerin büyükelçileriyle bir araya gelip, Türkiye'yi ve Türkiye'nin Cumhurbaşkan'ını şikayet etmenin Türk halkını ne kadar rahatsız ettiğini görebilirdi ancak bunu göremedi. Eğer, sayın Kılıçdaroğlu büyükelçilerin kendisini bir gün Türkiye'de birinci parti, Türkiye'nin Başbakanı yapacağını zannediyorsa onlara yatırım yapmaya devam edebilir. Ama bilmesi lazım ki bir siyasi partiyi birinci yapan Türk halkıdır, onun sandıkta verdiği oydur, iktidara taşıyan da odur. Benim bildiğim kadarıyla Türk milleti kendi ülkesini, kendi ülkesinin yöneticilerini, kendi ülkesinin cumhurbaşkanlarını adeta Türkiye'nin düşmanıymış gibi gösterip, başka ülkelerin büyükelçilerine şikayet etme zavallılığını gösteren hiç kimseye saygı göstermez ve onlara da değer vermez. Ben eminim ki bu toplantıyı en iyi Türk halkı değerlendirecektir."

Bozdağ, Türkiye'nin muhalefetinin, Türkiye'nin yönetimini başka ülkelerin büyükelçilerine şikayet etmekten, başka ülkelerden medet ummaktan vazgeçmesi gerektiğini ifade ederek, "Eğer şikayetin varsa gidip Türk halkına yapacaksın, gidip vatandaşımıza yapacaksın. Onlardan medet umacaksın. Ama milletten iktidar yetkisini alamayacağını bilen CHP sürekli bir şekilde Türkiye'yi başka ülkelere, başka ülkelerin elçilerine şikayete devam ediyor. Bizim için bu şikayetin bir kıymetiharbiyesi yok. Biz gücü başka ülkelerin büyükelçilerinde veya başka ülkelerden almıyoruz. Türk halkından alıyoruz. Bizim için önemli olan Türk halkının değerlendirmesidir" diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...