Erdoğan: Sporcumuz kalp krizinden öldü

Şehir hastanesi temel atma töreninde konuşan Erdoğan, Mısır'da hayatını kaybeden tekvandocu Seyithan Akbalık'ın kalp krizinden öldüğünü, naaşının jet ambulansla getirileceğini söyledi.

Erdoğan: Sporcumuz kalp krizinden öldü

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başakşehir şehir hastanesinin temel atma töreninde konuştu. Erdoğan, Mısır'da hayatını kaybeden sporcunun kalp krizinden öldüğünü söyledi.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar;

"Bir genç sporcumuz maalesef Mısır’da müsabaka esnasında kalp krizi, rahmetli oldu. Allah rahmet etsin. Şimdi jet ambulansımız işte onu almaya gidiyor. Belki de gitti. Bugünler için varız biz. Sağlığında da ölümünde de halkımız için varız biz

Biz aile hekimliğini kurduk, herkesin bir doktoru olsun istedik. Bizden öncekilerin aklı neredeydi? Onlar aklını kiraya vermişti.

İstiyoruz ki şu hastanein inşa edileceği şu bölge yemyeşil, çevreci bir kampüs haline geldi. Yatacaksa konforlu temiz modern odalarda yatsın, tek yataklı, bilemedin iki yataklı... Ama tuvaleti banyosu içinde olsun. Eskiden koğuş sistemi gibiydi. Sağlam girer hasta çıkarsın. Refakatçisi de mağdur olmasın. İşte şehir hastaneleriyle vatandaşımıza bu kaliteyi getiriyoruz.

Merhum Menderes'e o gün yapılanlar şimdi bize yapılmak isteniyor. 4. TÜRKSAT'ına kavuştu. TÜRKSAT 4A uydusu uzaya fırlatıldı. Uydularımızla Afrika'yı da kapsama alanı altına aldık. Yeni bir uydu daha yapılıyor, o uydu da Nisan ayında uzaya fırlatılacak.

Biz bunlarla da yeterli kalmıyoruz. İnşallah 5. uydudan sonra uydu üretimini kendi mühendislerimizle Ankara Kazan'da üreteceğiz. Bu millete bu yakışır. AK Parti iktidarının gençliği eli sopalı molotof kokteylli gençlik olmayacak.

Siz uzaya uydu gönderdiniz de benim kızımın baş örtüsü uydunuzu mu engelledi? Bu yavrularımıza yazık değil miydi? Biz mücadelemizi sabırla yürüttük, sonunda artık bütün üniversiteler yavrularımız baş örtüsüyle rahatlıkla girebiliyor. Daha da iyi olacak. Bu ülkenin normalleşmesi lazım. Normalleşmenin önüne geçenler bu ülkeye sevgide kusur edenlerdir. Eğer milletimizi seviyorsak başı açık olan başı açık, başı kapalı olan başı kapalı gezsin.

Dün bir gazete Adana MİT TIR'larına yapılan saldırının görüntülerini yayınladı. Bir paralel yapı var ya, onu öğrendiniz değil mi? Olur ha sizin kapınız da birileri çalabilir. Bazı ablalar gelebilir, onlara 'biz halimizden memnunuz, biz ülkemizde olanları görüyoruz. Eğer kendinize güveniniz varsa partinizi kurun da öyle ortaya çıkın' deyin. O paralel savcı operasyon yapıyor. MİT mensubuna silah doğrultup, yere yatıp tekme atıyorlar. Kimin talimatıyla oluyor bu biliyor musnuz? Yargının jandarmanın emniyetin içindeki paralel yapıların talimatıyla.

Paralel yapının savcıısı, sen benim bilgim olmadan Mİt'e müdahale edemezsiniz. Bu millet bunu affetmez. Bu casusluğun hesabını hepsinden soracağız. Bunlara talimat veren ele başlarından da soracağız.

Şu anda medyada hem hükümete hem Türkiye'ye yapılan operasyonu ibretle izliyoruz. Ömürümüz bu tür medya operasyonlarıyla mücadele etmekle geçti. 'Muhtar bile olamaz' dediler, ne oldu? Milletimiz bırakın muhtarlığı, bu kardeşinizi başbakan yaptılar. Biz bu manşetler çarpışarak büyüdük, bundan sonra da asla boyun eğmeyiz. Ellerinden geleni yapsınlar, biz bunlara aldanmayacağız.

Bu medya arkasına belli sermaye çevrelerini paralel yapıyı alarak bize gündem dayatmaya çalışıyorlar. Üzerinde 8 ay geçtikten sonra Kabataş videosunu yayınlayarak güya o çirkinliği örtecekler. O mağdurenin vücudundaki darp izlerine itibar etmiyorlar. İşte bu kadar sorumsuzlar. Kadına şiddet gündeme gelinmce bunlar aslan kesilir, ama söz konusu olan bir dindarsa bir başörtülüyse bunların pusulası böyle şaşar.

Şunu unutmayın, son manşeti siz atmayacaksınız, benim milletim atacak.

Ses kasetleri sosyal medyada yayınlandı. Ne diyor? Yargının içinde şu kadar var, emniyetin içinde bu kadar var... Hale bak ya? Bunlar derdi Türkiye Cumhuriyeti değil, paralel yapı... Bu darbe girişimlerinin hesabı soruluır, sadece paralel yapıdan değil, o paralel yapının kukla gibi oynattığı partilerden, medyadan, sermayeden de sorulur. Bu pararlel yapı ellerindeki ses ve görüntü kayıtlarıyla şantaj yapıoyor siyasetçilere, gazetecilere, iş adamlarına, sanatçılara... Bu şantaja boyun eğmeyin. Türkiye'ye ihanet edilmesine müsaade etmeyin, ortak olmayın. Bir olursak bu kaset siyasetinin en kısa zamanda toprağa gömeriz.

Hoca dedikleriniz hem size hem de kendi ülkerine karşı apaçık bir ihanet içindeler. İşte MİT'e yapılan saldırı görüntüleri, işte savcılara hakimlere verilen haince talimatlar... Sevgili Peygamberimize yapılan hakaret, saygıksızlık ortada. Böyle bir şey olabilir mi? Peygamber Efendimiz Miraç'tan iniyor, bir kamyona bindiriliyor. Bu nasıl bir anlayıştır. Dağıttılar bunlar.Sevgili Peygamberimiz rüyada tweetleri iki kat daha artırın diyormuş. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Şantajlar ortada, her yolu mübah görenlerle lütfen aranıza mesafe koyun artık.

Sayfa Yükleniyor...