'Fehmi Tosun'u hatırlayın'

Dün gece, U2 bir kez daha Fehmi Tosun için söyledi... Hatırlamayanlar, kafasından silenler ve hiç bilmeyenler için Fehmi Tosun...

'Fehmi Tosun'u hatırlayın'

''36 yaşındaki Fehmi Tosun 19 Ekim 1995 tarihinde İstanbul Avcılar'daki evinin önünden ellerinde telsiz ve silah olan kişiler tarafından kaçırıldı. Olay, karısı Hanım Tosun, 5 çocuğu ve mahallelinin gözleri önünde gerçekleşti. 34 UD 597 beyaz Renault araca sürüklenerek bindirildi ve bir daha kendisinden haber alınamadı.

1999 yılında gözaltına alınan Fehmi’nin kardeşine, gözaltındayken ‘seni de ağabeyin gibi öldürülelim mi?’ dediler. Tüm kayıp vakalarında olduğu gibi hiçbir yasal girişimden sonuç alınamadı. İç hukuk yolları tükenince AİHM’e taşınan davada soruşturmanın eksik yapılması ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2. maddesinin ihlali nedeniyle mahkum oldu.”

Fehmi Tosun’un bugün 20 yaşında olan kızı Jiyan Tosun babasının yok edilişini böyle anlatıyor.

U2, 1997 yılında çıkan albümü 'Pop'ta Fehmi Tosun'u hatırlayın' notunu düşmüştü ve böylece Tosun'un 'gözaltında kaybolması' daha fazla kişi tarafından duyulmuştu.

Dün gece, bu albümden 13 yıl sonra Türkiye'ye gelen U2, bir kez daha, 1995 yılından sonra bir daha haber alınamayan Fehmi Tosun'u hatırladı ve hatırlattı.

Tabii ki ve maalesef 13 yılda hiçbir şey değişmedi. Tosun'un ailesi hala adalet arıyor. Bütün kaybedilenlerin yakınları gibi, faillerin bulunmasını istiyor.

Tosun ailesi, 17 yıl önce Lice'deki köy baskınlarından dolayı Avcılar'a İstanbul'a taşındı. O baskıdan kaçtılar ama 2 yıl sonra eşi, babaları, Fehmi Tosun göz altına alındı. Tosun'u bir daha gören olmadı. Ailesi adalet aramaya devam ediyor. Tosun ailesini ve onlar gibi yakınlarını gözaltında kaybeden binlerce kişiyi anlamak asla mümkün değil ama hissiyatlarını biraz olsun anlamak için Hanım Tosun'un Pınar Öğünç'e söylediği şu sözler yeterli sanırım:

''Eşimin kaybolmasından üç ay sonra eve yeni telefon almıştım. İHD’den, oradan buradan arıyorlardı çünkü. Bir gün oğlum geç geleceğini söylemişti. Bayağı da gecikmiş. O arada telefon çaldı. Açtım, alo, alo, ‘Bekler misin hatta?’ dedi biri. Anlamadım, biri birini bağlayacak sandım, bekledim. Sonra üç kere silah sesi, yakından, pat pat pat… Ben şok oldum o an, ‘Tamam kapatabilirsin’ dedi bir ses. Bana değil, oradan birine. Telefon kapandı. Korktum, bu sefer oğlumun başına bir şey mi geldi dedim. Gece 12 falan… Sonra çıkıp oğlumu buldum, o başka yerdeymiş ama bu olayı da çok düşündüm. O zamana kadar telefonum yoktu benim. Yani aradaki üç ay boyunca eşim sağ mıydı? O sırada vurulan eşim miydi? Bunu hiç bilemedim.”

Sayfa Yükleniyor...