Gazeteciler Kürt açılımını yazdı

İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, Kürt Sorununun çözümü ile ilgili çalışmaları anlattığı basın toplantısı bugün köşe yazarlarının gündemindeydi.

Gazeteciler, hükümetin Kürt sorununun çözümüne yönelik girişimlerini değerlendirdikleri bugünkü köşelerinde şunları yazdı:

ERTUĞRUL ÖZKÖK HÜRRİYET
Çoğulcu medya her zaman lazım

İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a olabilecek en açık ve net ifadeyle cevap veriyorum:

"Biz bu sürece her türlü katkıyı yapmaya hazırız."

"Biz" dediğiniz kim?

Bazı aydınların yıllardır "Devlet gazetesi" dediği bu gazete.

Biz o laftan hiç gocunmadık.

Evet, dün de devletimizin yanındaydık, bugün de öyleyiz.

O nedenle, devletin "Kürt sorununu" çözme yolundaki samimi açılımlarına elimizden gelen desteği vermeye hazırız.

Eminim, bu soruya ana muhalefet partisi de, MHP de, öteki gazeteler de aynı cevabı verecektir.

* * *

Bakanın konuşmasında özellikle değinmek istediğim bir bölüm var.

Aynen aktarıyorum:

"Şu günlerde basında bu konudaki güzel değerlendirmelere, çalışmalara bakarken katkı veren olumlu atmosfere bakarak şunu da söylüyorum, ülkemizde zengin, çoğulcu bir basın yapısı var. Büyük bir entelektüel birikimimiz var. Üretken, zengin basınımız ve entelektüel birikimimiz var. Biz bu birikimi bunun için de değerlendirmeye çalışıyoruz. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Yazılan ve söylenen her şeye ilgi gösteriyoruz. Bu süreçte medyamızın her türlü yapıcı desteğini bekliyoruz."

Ben bu cümleden şu anlamı çıkarıyorum:

Demek ki "çoğulcu basın yapısının" Kürt meselesi gibi, tarihin bile çözemediği sorunların çözümünde çok büyük önemi varmış.

Eğer hepimiz buna inanıyorsak, o çoğulcu yapının korunmasına da aynı ihtimamı göstermeliyiz.

Evet, ’nin zengin bir basın çoğulculuğu var.

Ama bilelim ki, bu çeşitlilik ve çoğulculuk bugün ciddi bir tehdit altındadır.

Eğer Kürt sorunu için yapılacak tarihi açılım, bu gerçeği de hepimize kabul ettirecekse, bir taşla iki kuş vuracağız demektir.

Şunuda hiç unutmayalım. Çoğulcu medya sadece işimize gelen konularda değil demokrasinin her alanında önemlidir.

FATİH ALTAYLI HABERTÜRK

Tek bir şehit, süreci bozar

Bu dönemin en önemli unsuru, cesaret olacak.

Bazen geniş halk kitlelerine rağmen, bazen insanların içinde birikmiş kin duygusuna rağmen, bazen selam bile vermeyeceğiniz kişilerle masaya oturma pahasına rağmen geleceği inşa etme kararlılığı gerekecek.

Bu uzun ve zorlu bir yol.

Beni de düşündüren işte bu, yani yolun uzunluğu.

Bu uzun yolda dayanmak gerek.

...

Bu sürecin başarıya ulaşmasının "gerek şartı", terörsüz geçirilebilmesi.

Tek bir kanlı eylem, bu süreci bozar.

Eğer bu sorunun bitmesi isteniyorsa, ellerin tetikten uzaklaşması gerek.

RUŞEN ÇAKIR VATAN

Kalıcı çözüm için iyi bir başlangıç

...

Artık şunları biliyoruz:

1) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün öncülüğünde uzun süreden beri Kürt sorununun kalıcı çözümü için devlette yoğun bir çalışma yürütülüyor.

2) Devlet, sorunu “Kürt sorunu” olarak tanımlıyor ve bunu mümkünse PKK (yani terör) sorunuyla birlikte çözmek istiyor.

3) İçişleri Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde sorunun bütün yönleriyle çözümü için kapsamlı bir paket hazırlanıyor ve buradaki plan ve projeler tartışmaya açılacak.

4) Tartışmayla eşzamanlı olarak birtakım yeni düzenlemeler, gecikmeksizin hayata geçirilecek.

Sorunun çözümünü gerçekten isteyen ve “kim neyi nasıl yaparsa yapsın bu sorunu çözmek mümkün değil” gibi bir karamsarlığa sahip olmayan biri için Bakan Atalay’ın dünkü üslubu ve tarif ettiği çözüm zemini oldukça ümit verici. Fakat çok zorlu bir sürecin içine girmiş olduğumuz da muhakkak. Zira toplumu ne zamandır “uzlaşma” yerine “kamplaşma” ya odaklanmış durumda; buradan sağlıklı bir mutabakat platformu yaratmak çok güç olacağa benziyor.

Öte yandan çözümsüzlükten beslenen epey iç ve dış odak var ve bunların süreci sabote edebilme kapasiteleri asla yabana atılamaz. Fakat Atalay’ın dediği gibi hükümet çözüm için “kararlı, azimli ve cesur adımlar” atarsa çözümsüzlük cephesinin direncini kırmak mümkün olabilir.

Görev dağılımı

Bu noktada herkese çok görev düşüyor:

“Devlet yan çizmemeli, geri adım atmamalı;

” Hükümet, DTP dahil tüm siyasi partileri ve STK’ları sürece katmak için elinden geleni yapmalı;

“CHP ve MHP olabildiğince ” kolaylaştırıcı “ pozisyon arayışına girmeli;

“Kürt hareketi “zafer kazanmış” havalarından sıyrılıp, şart dayatmaktan vazgeçip ve Türk kamuoyunun hassasiyetlerini de göze alarak aktif bir şekilde sürece dahil olmalı;

“Medya da işin ciddiyet ve kırılganlığını gözeterek, toplumun tüm kesimlerini özgür ve demokratik bir tartışma ortamına çekmek için elinden geleni yapmalı.

“Başlamak yolun yarısıdır” derler, Türkiye Kürt sorununun çözümü için iyi bir başlangıç yaptı, umarım devamı gelir. Hayırlısı olsun.

HASAN CEMAL MİLLİYET

Hükümetten ihtiyatlı ama olumlu başlangıç!

...

Daha önce de belirtmiştim.

Bu aşamada önemli olan silahların -bırakılması değil- susması, yani ‘parmakların tetikten çekilmesi’dir.

Bu konuda DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ün “Operasyonlar durmalıdır” sözünde gerçek payı elbette vardır.

Ancak, böyle bir ‘çatışmasızlık’ sürecinde asıl sorumluluk bence PKK’ya düşüyor. Ucu açık, önkoşulsuz bir ateşkesle bu sağlanabilir. Bunu sağlayacak olan da İmralı’dır, Öcalan’dır.

Öcalan eğer bugün için gerçekçi olmayan bir takım talepler yerine, ihtiyatlı -ya da uçmayan- bir başlangıç adımı atabilirse, Türkiye Kürt sorununda demokratik, barışçı bir çözüm dönemine girebilir.

...

Son olarak bütün bu açılardan DTP ile Genel Başkanları Ahmet Türk’e düşen sorumlulukları belirtmek gerekir.

Haydi, kolay gelsin!

DERYA SAZAK MİLLİYET

Demokratik sabır

...

Türkiye de demokratikleşiyor; Kürtlerin varlığı, siyasi hakları, dil ve eğitim olanaklarını geliştirmeleri konusunda 1980-90’ların şartlarında değiliz. PKK’nın “silahlara veda” zamanı geldi. Kuzey Irak’ta seçim sandıkları kurulurken, dağlarda savaşamazsınız!

DTP’li Aysel Tuğluk’un özeleştiri niteliğindeki “Asker de ölmesin diyebilmeliydik” sözleri çok değerlidir.

Ahmet Türk, İçişleri Bakanı’nın Kürt açılımıyla ilgili sözleri üzerine, “Açıklamayı önemsiyoruz. Ama operasyonlar da durmalı” demiş. PKK da mayın tuzaklarına son vermeli. Çocuklar ölmemeli.

DTP lideri Türk’ün, İmralı’da 15 Ağustos’ta bir “yol haritası” açıklaması beklenen Abdullah Öcalan’ın hükümetçe “muhatap alınması” sözlerini ise gerçekçi bulmuyoruz. DTP, Öcalan’a meşruiyet kazandırmaya çalışmak yerine kendi çözümlerini açıklamalıdır. Bir siyasi sorunun demokratik çözümünden söz ediyorsak adres TBMM’dir. İmralı değil!

Bir elde zeytin dalı, öteki elde silah olmaz.

“Demokratik sabır” çözüm için tek yoldur.

İSMET BERKAN RADİKAL

Savaşı kazanmak mı zor, barışı kazanmak mı?

...

Dün bazı gazete köşelerinde, ‘Kürt sorunu’ndaki bu yeni açılım havasından hoşlanmayan kimi kalemlerin, ‘Savaşı biz kazandık, neden şimdi alttan alıyoruz ki’ türünden hatırlatmalarını okuyunca, ‘barışı kazanmak’ konusu aklıma takıldı. Barışı kazanmanın ne kadar zor olduğunu yakın zamanda hep birlikte göreceğiz.

Birkaç hatırlatma yapmak istiyorum:

1.Türkler ve Kürtler, bu topraklarda yan yana yaşamaya devam edecekler.

2.Yan yana bile değil aslında iç içe yaşıyoruz. Ne bir coğrafi sınır var aramızda ne dil sınırı ne de din.

3.İç içe yaşarken kavga edemeyiz. Birlikte barış içinde yaşamayı öğreneceğiz.

4.Eski defterleri, geçmişin hesaplarını bir aşamada geride bırakmayı başarabilmeliyiz. Bir tarafın diğer tarafa sürekli ‘Ama biz sizi yendik’ demesi, öteki tarafın da ‘siz bizi hep ezdiniz’ demesi uzun vadede barışa hizmet etmez.

5.Barışı kazanmanın önkoşulu, iki tarafın da galibiyet veya mağlubiyet gibi hislerden uzak tutulmasını başaracak bir sonucu hedeflemektir. Barışı kazanmak, birlikte barış içinde yaşamanın hukukunu oluşturmalıdır.

MURAT YETKİN RADİKAL

Kürt sorununa çözüm, kısık ateşte pişiyor

İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın dünkü basın toplantısından kimileri hayal kırıklığı duydu. Hayal kırıklığı duyanlar, Kürt sorununa çözüm için maddeler halinde sıralanmış bir paket açıklanmasını bekleyenlerdi.

Beklentilerin fazla yükselmesinde -özellikle de Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ‘Söz ola kestire başı’ uyarısına kadar hükümet cephesinden gelen açıklamaların da payı vardı gerçi. Ama gelişmeleri yakından izleyenler, böyle bir paketin belki hiç açıklanmayacağını, bu yemeğin ancak kısık ateşte pişirilebileceğini anlıyorlardı.

Nitekim Başbakan Erdoğan’ın danışmanı Yalçın Akdoğan’ın geçen pazar günü Star gazetesinde yazdıkları doğru çıktı: Ortada bir paket değil, bir süreç var.

Bu yemek, taşım taşım kaynatılarak değil, kısık ateşte suyu çektirilerek pişirilecek. Tabii ateşte unutup dibini tutturmamak lazım.

İçişleri Bakanı’nın Türk modeli dediği herhalde bu: Keskin bir dönemeci iri adımlarla değil, çelmelerin etkisini aza indirmek üzere küçük adımlarla atmak.

...

Türk modeli çözüm eğer bulunabilirse, eğer en geniş katkıyla bu sorun çözülürse, Türkiye halkı ve ülkesiyle en büyük prangasından kurtulmuş olacaktır. Bu fırsatı kaçırmama sorumluluğu en çok Erdoğan ve hükümetine düşüyor.

MÜMTAZ’ER TÜRKÖNE ZAMAN

'Demokratik açılım'ın üslûbu

Hava artık bütünüyle olumlu. Önümüzde duran sorunun iki farklı veçhesi olduğunu unutmayalım. Demokrasi ve hukuk ile aşılacak Kürt sorunu ve devletin pratik aklı ile çözülecek bir PKK sorunu. Bütün taraflarda olgun ve sorumlu bir hava var. Şiddetin kendi kendini tükettiği yerdeyiz. Denemediğimizi deniyoruz. Demokrasi hem sorunu çözüyor hem de hepimizi olgunlaştırıyor, daha akıllı ve sorumlu kılıyor. Aysel Tuğluk'un özeleştirilerini, demokrasinin yükselttiği ve çoğullaştırdığı akıl ve sorumluluk duygusunun bir tezahürü olarak görmek lâzım. MHP'den biri çıksa ve dağda ölen PKK'lılar için "onlar da bizim vatandaşımızdı, devlete başkaldırmışlardı, ama öldükten sonra sadece yine bizim vatandaşlarımızın kayıp evlatları idiler" dese ne olur?

Kürt sorunu bir Türkiye sorunu. Bu sorun Türkiye'nin bugüne kadar canını yaktı. Ağır bedellere mal oldu. Ama çözersek Türkiye çok ağır bir yükten kurtulmakla kalmayacak, kanatlanıp uçacak. Kürt sorununu demokratik açılım ile çözebilen bir Türkiye'nin sırtını hiçbir güç yere getiremez.

İçişleri Bakanı, dün içeriğe dair bir şey söylemedi; ama çok şey söyledi. En önemlisi devletin doğru üslubu yakaladığını gösterdi.

Sayfa Yükleniyor...