Dink soruşturmasında iki polise yakalama kararı

Gazeteci Hrant Dink cinayetine ilişkin soruşturmada, daha önce serbest bırakılan iki polis hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Bir ill olna kararda, polis memuru Zenit ile muhbir Tuncel arasındaki telefon konuşmasına yer verildi.

Dink soruşturmasında iki polise yakalama kararı

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinde kamu görevlilerinin ihmali olup olmadığına dair soruşturmada bir ilk yaşandı.  

Daha önce tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edilen ancak serbest bırakılan iki polis için, savcılığın yaptığı itiraz kabul edildi ve Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nde komiser olan Özkan Mumcu ile polis memuru Muhittin Zenit hakkında yakalama kararı çıkarıldı.

İki şüpheli de; görüldükleri yerde yakalanarak mahkeye çıkarılacaklar ve haklarındaki kararın yüzlerine okunduktan sonra cezaevine gönderilecekler. Böylece, soruşturmada ilk kez kamu görevlileri tutuklanmış olacak.

İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimi Fevzi Keleş, kararında, Muhittin Zenit’in, cinayet davası sanıklarından Erhan Tuncel’le telefon görüşmeleri olduğuna dikkat çekti ve Zenit’in cinayetten haberi olduğunu ifade etti.

Ayrıca şüphelilerin, İstanbul ve Ankara’ya gönderdikleri istihbarat raporlarında farklı ifadeler kullandığı, İstanbul’a gönderilen raporda “ses getirici bir eylem” den bahsettiği, Ankara’ya gönderilen raporda ise “Hrant Dink’in öldürüleceği” bilgisi olduğu kaydedildi.

Bu nedenle şüphelilerin Hrant Dink cinayetini önlemek için çalışmalarda bulunmadığı kaydedildi.

Emniyet Amiri Özkan Mumcu ile polis memuru Muhittin Zenit, 26 Aralık’ta şüpheli sıfatıyla ifade vermiş ve tutuklanma istemiyle sevk edildikleri mahkeme tarafından serbest bırakılmışlardı. Soruşturma savcısı Gökalp Kökçü'nün itirazını haklı gören ise, İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimi Fevzi Keleş oldu

TELEFON GÖRÜŞMESİ

Dink’in öldürülmesinden yarım saat sonra gerçekleşen; polis memuru Muhittin Zenit ile polis muhbiri Erhan Tuncel arasındaki telefon görüşmesi:

Zenit: Ne oğlum, direkt kafaya sıkmışlar.

Tuncel: Öldü mü?

Zenit: Tabii canım. Tek farklılık, kaçmayacaktı ama bu kaçtı.

Tuncel: Yakalandı mı peki?

Zenit: Yok canım.

Tuncel: Hımmm... Zannetmiyorum abi bunların olduğunu ya.

Zenit: Valla bilmiyorum.

Tuncel: Yani şeyden değil de. Bizim yani devlete karşı boynumuz kıldan incedir. Paylaşırız.

Zenit: Kardeş şimdi konuştuğumuzla o. Birbirinden farklı da.

Tuncel: Konuştuğumuz farklı da, herkesin hedefinde vardı.

Zenit: Biliyorum ben. Sen şimdi benle muallaklı konuşuyorsun. Koyayım .mına gebermişse gebermiş. ‘Onu kim gebertti?’ diye sorgulamıyorum. O konuda samimiyetimden şüphe duyuyorsan o ayrı bir şey.

Tuncel: Yok abi yok kesinlikle. Eğer bizle alakalıysa araştırırım ederim, getirir uygun bir şekilde size de teslim ederim yani.

Zenit: Ulan oğlum niye getiriyorsun? Getirmenin ne gereği var? 

İFADE VEREN İSİMLER 

Dink’in öldürülmesinde kamu görevlilerinin ihmali olup olmadığına dair soruşturmada; o dönemde İstanbul Emniyet Müdürü olan Celalettin Cerrah, eski İstihbarat Daire Başkanı İstanbul eski İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, dönemin İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı, polis memuru Volkan Altunbulak, Muhittin Zenit ve Özkan Mumcu şüpheli sıfatıyla ifade verdi.

Sayfa Yükleniyor...