Selahattin Demirtaş: Ateşkes çağrısını tek taraflı yapmıyorum

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ateşkes çağrısını iki tarafa da yaptığını vurguluyarak, “PKK silahı susturmalı, hükümet de operasyonları durdurmalı” dedi.

Selahattin Demirtaş: Ateşkes çağrısını tek taraflı yapmıyorum

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, il başkanları toplantısı için geldiği HDP Genel Merkezi girişinde gazetecilerin sorularını cevapladı.

Selahattin Demirtaş, şu ifadeleri kullandı:

Maalesef her gün evlatlarımızı yitiriyoruz, her gün bu ülkenin anneleri ağlıyor. 'Analar ağlamasın' diye yola çıkılmış süreçte, bugün iktidar uğruna her gün anaların ağlatıldığı bir süreci yaşatmaya kimsenin hakkı yok. Bu ülkeye, bunları yaşatmaya kimsenin hakkı yok.

Bir an önce bu çatışmaların durması ve yeniden diyalog ve müzakere süreciyle sorunların kalıcı bir şekilde birbirini aldatmaya, kandırmaya değil, iktidar hırsına dayalı değil, samimi bir şekilde çözümü için gayret sarf ediyoruz.

Zannediyorum bütün toplumda bu konuda ciddi bir duyarlılık var. Benim herkesten ricam şudur. Şu günlerde ısrarla AKP yanlısı çevreler toplumu kutuplaştırmaya çalışıyorlar. Toplumda şiddet yanlısı olanlar bir de AKP gibi barış sevdalısı olanlar varmış gibi. Hayır. toplumunun tamamı barış istiyor. Saray ve çevresi, onu iktidarda tutmak isteyenler dışında bu ülkede çatışma, savaş isteyen yok. O nedenle hiç kimse birbirine karşı asla düşmanlık, kin besleyecek duygularla yaklaşmamalıdır. Bugünler geçecek. Elbette bütün bu zorlu zahmetli, sıkıntılı günleri atlatacağı ve ülkemizde barışı hakim kılacağız. O nedenle asla kimse kimseye kinle öfkeyle yaklaşma konusunda tahriklere kapılmamalıdır ve bizler hep birlikte barış sesimizi yükseltirsek inanıyorum ki bütün bunların önüne geçeceğiz. Toplantılarımızı da bu çerçevede gerçekleştiriyoruz.

Dışişleri Bakanlığı da biliyorsunuz olayı doğrulayan bir açıklama yaptı. Araştırılacağını belirtiyor ama sivillerin öldüğü aşikar. Dışişleri Bakanlığı da bunun farkında. Dolayısıyla bu sivil katliamların da sorumlularının hem ulusal hem uluslararası düzeyde yargı önüne çıkması için biz de elimizden geleni yapacağız.

(HDP'yi kapatma girişimi iddiası) Ben 'partimiz kapatılacak' demedim. 'Bunun çalışmasını yapıyorlar' dedim. Partimizin kapatılma ihtimali yüzde sıfırdır. Amaçları şu. 'Bir dava açtırabilirsek' diye düşünüyorlar. 'En azından HDP'yi hazine yardımından muaf tutacak bir ceza çıkarabiliriz oradan.' Amaç bu. Yoksa parti kapatılmayacağını kendileri de biliyor. Çünkü partimiz kapatılmayla ilgili en küçük bir suçlamayla, ithamla karşı karşıya kalamaz. Yok böyle bir şey. Varsa hakkında soruşturma açılacak parti, AKP'dir. Roboski'yi yapan onlardır, Gezi'yi yapan onlardır, 134 çocuğu sokakta gösterilerde katlettiren ve gurur duyan onlardır. Her gün yurtdışına yasadışı silah gönderen onlardır, IŞİD terör örgütünü besleyen onlardır. Varsa hakkında soruşturma açılması gereken bir parti, AKP'den başkası değildir. Yoksa ben 'partimiz kapatılacak vesaire' o anlamda bir şey ifade etmedim. Birileri heveslenmiş durumda soruşturma açtırmaya çalışıyor.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde partimizle ilgili başlatılmış resmi bir soruşturma da yoktur, bunu da öğrendik. Yargıtay'ın böyle bir resmi soruşturması henüz yok. Ama anladık ki AKP çevreleri soruşturmayı başlatmış, kendi özel bürolarında. Bunu bir resmi soruşturmaya dönüştürmek için de baskı yapıyorlar.

"DEVLET SİLAH BIRAKSIN DEMİYORUM"

Kandil’le görüşemedik. Türkiye'de biliyorsunuz bir müzakere yasası var. Bu yasa çerçevesinde taraflarla görüşme yapan kişilerin bu konuda yasal güvencesi var. Biz bugüne kadar yaptığımız bütün görüşmeleri bu yasa çerçevesinde yaptık. Yeniden yaparız, yine yaparız ama bu koşullarda. Kandil'de sivil insanların köylerinin bombalandığı bir koşullarda oraya heyetimizi nasıl göndereceğiz  Bu ciddi bir handikap. Ben çağrıyı tek taraflı falan yapmıyorum. Anında PKK silahları susturmalı, ellerini tetikten çekmelidir. Buna karşılık hükümet de operasyonları durdurduğunu, ölümlere yer vermeyecek bir yaklaşımla diyaloğa ön açtığını ifade etmelidir. Şunun altını çizerek ifade ediyorum. Çarpıtacak birileri... Ben, 'Devlet silah bıraksın' falan demiyorum. Devlet, silah bırakır mı?  Silahsız devlet olmaz. Devlet kendini koruyacak, bir şey demiyoruz. Ama elini tetikten çekmek başka bir şeydir. Karşılıklı ateşkes durumundan, birbirine ateş etmeme durumundan söz ediyorum. Bu çağrı, aynı zamanda ve acil olarak PKK'yadır. Tabii ki ölümler geldiği her gün siyaseten konuşmak, çözüm aramak, giderek zorlaşır. Siyasetin alanını daraltan şey, silahtır, şiddettir. Hükümetin de buna bir şekilde hizmet eden bu politikalardan vazgeçmesi lazım. Bir yandan biz silahları susturmaya, durdurmaya çalışıyoruz. HDP olarak, sivil toplum örgütleriyle, barışseverlerle birlikte... Bir yandan hükümet, partimizi kapatmak, dokunulmazlıkları kaldırmakla bir şekilde baskı altına almak istiyor. Siz demokratik siyaset kanallarını tıkamaya çalışmak yerine, tam tersine demokratik siyaseti büyütecek, itibar kazandıracak bir yol izlemelisiniz ki şiddeti hep birlikte bertaraf edebilelim.

Sayın Başbakan da her gün iki veya üç defa konuşuyor ve her seferinde 'Bitirene kadar biz devam edeceğiz' diyor. Bu mudur yani barış anlayışı  Çıkıp diyecek ki 'Bize silah sıkmayana biz de silah sıkmayacağız.' Bu kadar net. 'Hepsi silahlarını teslim edecek, hepsi ülkeyi terk edecek ama son terörist kalıncaya kadar bilmem Kandil'i dümdüz edinceye kadar...' bu söylemler çok eski de kaldı artık. Türkiye'nin bundan kurtulması lazım. Ölen insanların hepsi, bizim evladımız. Bu ülkede cenazesini omuzlarımızda taşıdığımız her tabutun yükü, en başta siyasi iktidarın sorumluluğunda, omuzlarında bir yüktür. Biz kendi payımıza düşen yükü görüyor, gereğini yapmaya çalışıyoruz. Ama bu şekilde yani Türkiye'yi hem savaşa sürükleyip hem de sorumluluğunu HDP'ye atarak bir ucuz sandık, seçim hesabı yaparlarsa, Türkiye  toplumu buna sessiz kalmayacaktır. Herkes farkındaki barış bu ülkede kazanacak ama bugün kazansak barışı, yarın yitirme ihtimali olan evlatlarımızı kurtarmış olacağız, bu iş bu kadar nettir.

(Sırrı Süreyya Önder’in kızının düğünü) Sırrı Bey'in tek evladı var. Uzun süredir bu mevzulardan dolayı ertelediği bir nikahtı. Biz de oraya eğlenmeye gitmedik. Nikah şahitliği yapmaya gittik. Şahitliğimizi yaptık. Allah mesut bahtiyar etsin. Şehit haberleri gelirken, cenazeler kalkarken orada eğlendiğimize dair tek bir görüntü göstersinler biz de özür dileyelim. Hayat devam ediyor. Ölümler de var, doğumlar da var, düğünler de var. Bu cenazeler gelirken paraları koyacak yer bulamayanlara sorsanız bu soruları daha iyi olur.”

Sayfa Yükleniyor...