Türkiye'nin iklimle mücadelesi

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz: ' Türkiye,iklim değişikliği konusunda yapılan çalışmalar kapsamında,250 milyon dolarlık bir katkıyla varoldu. Türkiye 2 milyon dolardan fazla bir yatırımın bu kritik alana yapılması için çaba gösterecek."

Türkiye'nin iklimle mücadelesi

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, iklim değişikliği konusunda yapılan çalışmalar kapsamında, programın başından itibaren 'nin 250 milyon dolarlık bir katkıyla varolduğunu belirterek, 'nin 2 milyon dolardan fazla bir yatırımın bu kritik alana yapılması için çaba göstereceğini kaydetti.

Bakan Yılmaz, İklim Yatırım Fonları Ortaklık Forumu'nun açılışında yaptığı konuşmada, ''İklim değişikliği konusuyla bireysel ve kolektif anlamda nasıl başedilir '' sorusunun cevabının bulunmasının önemli olduğunu, Türkiye'nin bu yenilikçi programın parçası olmaktan onur duyduğunu ifade etti.

Türkiye'nin programın ilk aşamasından itibaren 250 milyon dolarlık bir katkıyla varolduğu bilgisini veren Yılmaz, ''Türkiye, çabalarıyla 2 milyon dolardan daha fazla yatırımın bu kritik alana yapılmasını sağlayacak. Bizler aynı zamanda karbon salımlarımızı da önemli projeler ve programlar ile azaltmaya çalışıyoruz'' dedi.

Akdeniz Havzası'nda yer alan bir ülke olarak Türkiye'nin iklim değişikliğinden etkilenmesinin normal olduğunu anlatan Yılmaz, iklim değişikliğinin orman, su ve arazi kaynakları üzerinde etkisi olduğuna, sosyal hayatı olumsuz etkilediğine işaret etti.

Bu nedenle iklim değişikliği konusunda önlem almaya önem verdiklerine dikkati çeken Yılmaz, Türkiye'nin iklim değişikliği konusundaki küresel çabalara inançla katıldığını, fakat gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye'nin önünde de zorluklar bulunduğunu vurguladı.Türkiye ekonomisinin 2010-2011 yıllarında dünyanın en hızlı gelişen ekonomisi olduğunu hatırlatan Yılmaz, şunları kaydetti:

''Türkiye ekonomisi dünyada 2023 yılında da en gelişmiş ekonomilerden biri olacaktır. 2023 bizim cumhuriyetimizin 100'üncü kuruluş yılıdır. En hızlı kentleşme oranları da Türkiye'de bulunmaktadır. Bunun sonucunda Türkiye, çok hızlı bir büyümeyi, enerji sektörünün bütün alanlarında on yıllardan beri yaşamaktadır.

Türkiye coğrafi olarak dünyanın gaz ve petrol kaynaklarının yüzde 72'sinin bulunduğu bir bölgeye komşu olmakla birlikte kendisinde bu kaynaklar yok. Dolayısıyla biz, enerji ithal etmek zorundayız. Bu da bizim cari açığımızda sorun yaratmakta. Gelişmekte olan ve nüfusu artan bir ülke olarak Türkiye'nin temel enerji ihtiyaçları, ulaşım, su, gıda, eğitim, sağlık hizmetleri gibi hizmetlere olan ihtiyacı da artacak.''

Yılmaz, bu ihtiyaçların artmasının, doğal kaynaklar gerektirdiği için çevre üzerinde yükler getireceğine işaret ederek, buna rağmen sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda Türkiye'nin son derece kararlı ve ısrarlı olduğunu ifade etti.

Büyüme ve gelişmenin son derece akıllı ve etkin şekilde yapılması gerektiğini söyleyen Yılmaz, Türkiye'nin çok ciddi reformları pek çok alanda gerçekleştirdiğini belirtti.

Yılmaz, Türkiye'nin kuruluşunun 100'üncü yılının kutlanacağı 2023 yılına ilişkin, Türkiye'nin erişilebilir hedefleri olduğunu, bu hedeflerin insan odaklı sürdürülebilir kalkınma yaklaşımıyla gerçekleştirileceğini anlatarak, şöyle konuştu:

''Kalkınmayı bu süreçte dar anlamıyla yorumlamayacağız. Eğer bunu yaparsak, kalkınma çabalarımız kısa vadeli olur, dengeli olmaz, ve kuşaklar arası bir denge oluşturmaz. Bu kalkınma boyunca tüm sektörlerin rekabet gücünü ve etkinliğini artırmaya çalışacağız. Bu, çevreyi de etkileyecek. Bu akıllı bir politikadır. Çünkü, bir yanda siz çevre üzerindeki baskıları, kaynaklarınızı daha etkin kullanmak suretiyle azaltırsınız ve kaynakları daha etkin kullanarak da rekabet gücünüzü artırır, maliyetlerinizi orta ve uzun vadede azaltırsınız.''

Tarım, enerji ve sanayi sektörleri konusunda odaklanılması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, temiz teknolojilerin oluşturulması ve kullanılmasının bu alanlardaki etkinliği artıracağını kaydetti.

Yılmaz kalkınma gündeminin sosyal alanı hakkında verdiği bilgilerde ise, toplumun tamamında eşit fırsatlar yaratılması gerektiğine değindi. Temel ihtiyaçların dikkate alınması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, bu konuda yeni istihdam ihtiyaçlarına göre politikalar geliştirildiğini dile getirdi.

Türkiye'nin, iç kaynakların enerji üretilmesindeki payını artırmaya ve yenilenebilir enerji kaynaklarını devreye sokmaya kararlı olduğuna işaret eden Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:

''Bu şekilde tedarik güvencesi de sağlanmış olacak. Enerji etkinliği ve yenilenebilir enerji konusunda Türkiye'nin yeni stratejileri vardır. Yenilenebilirlere yönelim 2010 yılında önemli ölçüde artmıştır. Aynı zamanda toplam elektrik üretiminde yenilenebilirliğin oranını Türkiye, 2023 yılında yaklaşık yüzde 30 artırmış olacak. Yüzde 25'ten yüzde 30'a çıkmış olacak. Bütün bunlar gündemimizde önemlidir. Türkiye'nin hedefi Türk ekonomisinin enerji yoğunluğunu 2023 yılına kadar yüzde 20 oranında azaltmaktır. Bu politikalar özel sektör için de önemlidir.''


Sayfa Yükleniyor...