İlişkili Haberler
Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi’nde 16 bağımsızlık yanlısına, 2014 yılında düzenlenen "Şemsiye Devrimi” sırasında mahkeme kararına uymadıkları gerekçesiyle hapis cezası verildi.
South China Morning Post’un haberine göre, bölgedeki Yüksek Mahkeme, “Occupy Central” sloganıyla başlayan olaylar sırasında mahkemeden kalabalığın dağıtılması yönünde verilen emre itaatsizlik ettikleri gerekçesiyle Joshua Wong’a 3 ay, Raphael Wong Ho Ming'a 4,5 ay ve Lester Shum’a bir ay hapis cezası verdi.
Mahkemede diğer 13 kişiye de bir aydan iki aya kadar, 12 ila 18 ay ertelemeli hapis cezaları ile en az 10'ar bin Hong Kong doları (yaklaşık 4 bin 900 TL) para cezası verildi.
Yüksek Mahkeme "Occupy Central” sloganıyla başlayan olayları yasa dışı organize ettikleri ve başkalarını da eyleme teşvik ettikleri gerekçesiyle geçen yılın ağustos ayında Joshua Wong Chi-fung’a 6, Nathan Law Kwun-Chun’a 8, Alex Chow Yong-kang’a 7 ay hapis cezası vermişti. Joshua Wong bu mahkemeyle ikinci defa hapis cezasına çarptırılmış oldu.
Wong ve Law geçen yılın ekim ayında, Chow ise kasım ayında kefaletle serbest bırakılmıştı.
Ayrıca aynı ay içinde Hong Kong Nihai Temyiz Mahkemesi bu üç bağımsızlık yanlısına ağustos ayında çarptırıldıkları cezaların iptali için Yüksek Mahkemeye başvurma hakkı tanımış ve Hong Kong Yüksek Mahkemesinin bu ay yapacağı duruşmaya kadar serbest bırakılma sürelerini uzatmıştı.
ŞEMSİYE DEVRİMİ
Çin, Ağustos 2014'te Hong Kong halkının 2017'de yapılması planlanan seçimde kendi liderlerini seçebileceğini ancak adayların geniş temsilli bir komite tarafından belirleneceğini açıklamıştı. Bunun üzerine bağımsızlık yanlıları, Hong Kong'da gösteriler düzenlemişti.
"Occupy Central” sloganıyla başlayan olaylar, göstericilerin polisin kullandığı göz yaşartıcı gaza karşı kendilerini korumak için şemsiye açması nedeniyle uluslararası kamuoyunda "Şemsiye Devrimi" olarak adlandırılmıştı.
Çin'den bağımsızlığı savunanlar, kademeli seçim sisteminin yerine bölgede evrensel standartlarda seçimlerin yapılmasını savunuyor.
Hong Kong, 1898'de imzalanan "kira sözleşmesiyle" uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997'de Çin'e devredilmişti. İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong'a, 2047 yılına kadar Çin'e sadece dış politika ve savunma gibi alanlarda bağlı kalarak "tek ülke, iki sistem" politikasıyla idari bağımsızlığını ve yapısını koruma hakkı tanınmıştı.
South China Morning Post’un haberine göre, bölgedeki Yüksek Mahkeme, “Occupy Central” sloganıyla başlayan olaylar sırasında mahkemeden kalabalığın dağıtılması yönünde verilen emre itaatsizlik ettikleri gerekçesiyle Joshua Wong’a 3 ay, Raphael Wong Ho Ming'a 4,5 ay ve Lester Shum’a bir ay hapis cezası verdi.
Mahkemede diğer 13 kişiye de bir aydan iki aya kadar, 12 ila 18 ay ertelemeli hapis cezaları ile en az 10'ar bin Hong Kong doları (yaklaşık 4 bin 900 TL) para cezası verildi.
Yüksek Mahkeme "Occupy Central” sloganıyla başlayan olayları yasa dışı organize ettikleri ve başkalarını da eyleme teşvik ettikleri gerekçesiyle geçen yılın ağustos ayında Joshua Wong Chi-fung’a 6, Nathan Law Kwun-Chun’a 8, Alex Chow Yong-kang’a 7 ay hapis cezası vermişti. Joshua Wong bu mahkemeyle ikinci defa hapis cezasına çarptırılmış oldu.
Wong ve Law geçen yılın ekim ayında, Chow ise kasım ayında kefaletle serbest bırakılmıştı.
Ayrıca aynı ay içinde Hong Kong Nihai Temyiz Mahkemesi bu üç bağımsızlık yanlısına ağustos ayında çarptırıldıkları cezaların iptali için Yüksek Mahkemeye başvurma hakkı tanımış ve Hong Kong Yüksek Mahkemesinin bu ay yapacağı duruşmaya kadar serbest bırakılma sürelerini uzatmıştı.
ŞEMSİYE DEVRİMİ
Çin, Ağustos 2014'te Hong Kong halkının 2017'de yapılması planlanan seçimde kendi liderlerini seçebileceğini ancak adayların geniş temsilli bir komite tarafından belirleneceğini açıklamıştı. Bunun üzerine bağımsızlık yanlıları, Hong Kong'da gösteriler düzenlemişti.
"Occupy Central” sloganıyla başlayan olaylar, göstericilerin polisin kullandığı göz yaşartıcı gaza karşı kendilerini korumak için şemsiye açması nedeniyle uluslararası kamuoyunda "Şemsiye Devrimi" olarak adlandırılmıştı.
Çin'den bağımsızlığı savunanlar, kademeli seçim sisteminin yerine bölgede evrensel standartlarda seçimlerin yapılmasını savunuyor.
Hong Kong, 1898'de imzalanan "kira sözleşmesiyle" uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997'de Çin'e devredilmişti. İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong'a, 2047 yılına kadar Çin'e sadece dış politika ve savunma gibi alanlarda bağlı kalarak "tek ülke, iki sistem" politikasıyla idari bağımsızlığını ve yapısını koruma hakkı tanınmıştı.