İsrail soykırımdan yargılanacak

Uluslararası Adalet Divanı, Güney Afrika'nın başvurusu üzerine, İsrail'in soykırım suçlamasıyla yargılanmasına karar verdi. Mahkeme, İsrail'in dosyanın reddi talebini geri çevirdi ve şu görüşü kararına geçirdi: "Soykırıma iştirak etmek ve cesaretlendirmek de soykırım suçları arasında sayılmaktadır. Filistinlilere baktığımız zaman soykırım sözleşmesinin 2. maddesi uyarınca koruma altında olması gereken bir gruptur. İsrail saldırıları, çok sayıda insanın ölmesine, sivil alt yapının zarar görmesine, insanların yerinden edilmesine neden olmuştur." Kararda, İsrail'in kanıtları yok etmemesi için önlemler alınması istendi. Divan Şartı’nın 59’uncu maddesi uyarınca mahkemenin aldığı karar, taraflar için bağlayıcı. Mahkemenin kararı, büyük bir riskin bulunduğu ve durum tam anlamıyla incelenene kadar her şeyin durması gerektiği anlamına geliyor.

İsrail soykırımdan yargılanacak
Şifa Hastanesi'nin yakınlarında devriye görevindeki İsrail askerleri (Reuters)

Gazze'ye saldırılarda BM Sözleşmesi'ni ihlali gerekçesiyle 'e karşı Uluslararası Adalet Divanında (UAD) açılan davada ihtiyati tedbir talebine ilişkin karar açıklandı.

Uluslararası Adalet Divanı, 'in Sözleşmesi çerçevesindeki yükümlülüklerinin bazılarını ihlal ettiğine ilişkin ihtiyati tedbir kararı almaya yetkisi olduğuna hükmetti.

Tedbir kararı, kamuya açık bir oturumda Divan Başkanı Yargıç Joan Donoghue tarafından okunurken şu ifadeler kullanıldı:

"Gazze'de yaşanan insani trajedinin son derece farkındayız ve can kayıplarından derin endişe duyuyoruz.

"TÜM TARAFLAR YÜKÜMLÜLÜKLERİ YERİNE GETİRMELİ"

İsrail, soykırımın yaşandığını yalanlamaktadır, soykırım suçlamalarını reddetmiştir, hukuksal temelden yoksun olduğunu ifade etmiştir.

Mahkemenin görüşüne göre, Güney Afrika'nın iddialarının bir kısmı sözleşmenin maddelerinin bir kısmı içine girebilir. Tüm taraflar sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmelidir.

"BAŞVURU UYGUN"

Güney Afrika'nın İsrail'e ilişkin başvurusu uygundur. Güney Afrika'nın ortaya koymuş olduğu iddiaların makul olup olmadığı değerlendirilecek. Taleplerin mantıklı olup olmadığı konusunda henüz karar verilmemiştir. 

Sözleşmeye göre soykırıma iştirak etmek ve cesaretlendirmek de soykırım suçları arasında sayılmaktadır.

"FİLİSTİNLİLER KORUMA ALTINDA OLMALI"

Soykırım sözleşmesiyle korunan insanların korunması için tüm ülkeler adım atabilir. Filistinlilere baktığımız zaman soykırım sözleşmesinin 2. maddesi uyarınca koruma altında olması gereken bir gruptur.

İsrail saldırıları, çok sayıda insanın ölmesine, sivil alt yapının zarar görmesine, insanların yerinden edilmesine neden olmuştur.

Gazze nüfusunun yüzde 93'ü kriz seviyesinde bir açlıkla karşı karşıyadır. Gazze'deki çocuklar ciddi travmalarla kraşı karşıya, 1,4 milyon insan sığınaklarda yaşamaktadır, hastalıklar yayılmaktadır. Bir neslin buna maruz kaldığı görülmektedir, pek çoğu annesiz ve babasız kalmıştır. Çocukların yaşadığı dram gerçekten yürek parçalayıcıdır."

MAHKEME GEÇİCİ ÖNLEMLER ALDI

Mahkemenin aldığı geçici tedbirler şöyle:

1. İsrail, soykırım olarak değerlendirilebilecek her türlü eylemi önlemek için tüm tedbirleri almalıdır: Bir grubun üyelerini öldürmek, bedensel zarar vermek, bir grubun yok olmasına yol açacak koşullar yaratmak, doğumları engellemek.

2. İsrail, ordusunun herhangi bir soykırım eylemi gerçekleştirmemesini sağlamalıdır.

3. İsrail, Gazze’de ‘soykırım yapmaya teşvik’ olarak değerlendirilebilecek her türlü kamuoyu açıklamasını engellemeli ve cezalandırmalıdır.

4. İsrail, insani yardım erişimini sağlamak için önlemler almalıdır.

5. İsrail, bir soykırım davasında kullanılabilecek kanıtların yok edilmesini önlemelidir.

6. İsrail, bu kararın verilmesinden itibaren bir ay içinde mahkemeye bir rapor sunmalıdır.

KARAR NE ANLAMA GELİYOR?

Divanın verdiği karar,  son karar verilene, yani yargılama bitine kadar oluşacak zararların engellenmesi amacını taşıyor. Mahkemenin karar bağladığı geçici önlem kararı, "Soykırım tehlikesine karşısında oluşacak zararların önüne geçmek için davada nihai karar verilinceye kadar tarafların uyması gereken önlemler" anlamına geliyor. Divan, tedbir taleplerine ilişkin incelemede Güney Afrika’nın ‘makul’ gerekçeler sunmasını yeterli bulurken, Gazze’de soykırımın meydana gelip gelmediğine ilişkin incelemesini davanın esasına ilişkin safhada gerçekleştirecek.

KARAR BAĞLAYICI MI?

Divan Şartı’nın 59’uncu maddesi uyarınca UAD’nin aldığı kararlar, taraflar için bağlayıcı durumda iken üçüncü ülkeler için kararın bağlayıcılığı bulunmuyor.

Divan, hükmettiği kararları BM’nin ilgili kurumlarına da tebliğ ediyor ve İsrail, Divan’ın muhtemel tedbir kararına uymazsa bu durumda Güney Afrika konuyu BM Güvenlik Konseyi’ne taşıyarak Divan kararının uygulanması için harekete geçilmesini talep edebiliyor.

Divan’ın kararlarını icra ettirmek için kendi askeri gücü veya organı bulunmazken bu kararların uygulanması büyük oranda BM Güvenlik Konseyi’nin tasarrufunda bulunuyor.

Divan’ın kararı neticesinde oluşacak politik baskı sebebiyle üçüncü devletlerin İsrail’e açıktan askeri ve siyasi destek vermesinin çok daha zorlaşması muhtemel.

GÜNEY AFRİKA NE TALEP EDİYOR?

Güney Afrika, şu dokuz ihtiyati tedbir kararına hükmedilmesini talep ediyor:

1- Gazze’deki askeri operasyonları derhal durdurmasına,

2- Kontrolü altındaki herhangi bir grup tarafından, Gazze’deki herhangi bir askeri operasyonu ilerletecek adımlar atmamasına,

3- Filistinlilere yönelik soykırımın önlemesi için gerekli tüm makul tedbirleri almasına,

4- Soykırım Sözleşmesi’nin 2’nci maddesi kapsamına giren her türlü eylemden kaçınmasına,

5- Yerlerinden edilenlerin evlerine dönerek yeterli gıda, su, yakıt, tıbbi ve hijyen malzemeleri, barınak ve giysi dahil olmak üzere insani yardıma erişiminin sağlamasına,

6- Soykırıma karışanların cezalandırılmaları için gerekli adımları atmasına,

7- Soykırımın delillerini muhafaza etmesine ve bu amaçla gelen uluslararası görevliler ve diğer yetkililerin Gazze’ye erişimini engellememesine,

8- Verilen tedbirleri uyguladığına ilişkin Divan’a düzenli rapor sunmasına,

9- Davayı zorlaştıracak veya uzatacak eylemlerden kaçınmasına hükmetmesini istiyor.

DAVA NEDEN AÇILDI?

1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nin 9. maddesi uyarınca, bir devletin sözleşmenin maddelerini ihlal etmesi durumunda, sözleşmeye taraf herhangi bir devlet, ihlalci devlet aleyhine Uluslararası Adalet Divanında (UAD) dava açabiliyor.

Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de işlediği fiillerle Soykırımın Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralık'ta UAD'de dava açarak İsrail aleyhine ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etmişti.

HAMAS, ULUSLARARASI ADALET DİVANININ KARARINDAN MEMNUN
 
Hamas, İsrail'in Gazze’deki fillerinin Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından açılan soykırım davasında aldığı ihtiyati tedbir kararına ilişkin yazılı açıklama yayımladı.

Bu kararın, Gazze'deki Filistin halkına yönelik her türlü saldırının durdurulması anlamına geldiğine dikkati çekilen açıklamada, “Uluslararası toplumu, düşmanı (İsrail) mahkeme kararlarını uygulamaya zorlamaya ve halkımıza karşı devam eden soykırım suçunu durdurmaya çağırıyoruz.” denildi.

İsrail’i soykırım suçu, savaş suçları ve insanlığa karşı suç işlemekten mahkum eden mahkemenin nihai kararıyla İsrailli yetkililerin Uluslararası Ceza Mahkemesinde bu suçlardan sorumlu tutularak yargılanmasına gerektiği belirtilen açıklamada, aynı şekilde Filistin halkının kendi kaderini tayin etme, bağımsız devletini kurma ve zorla çıkarıldığı topraklara dönme haklarının tanınmasının yolunu açması gerektiği kaydedildi.

Hamas’ın Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Filistin davasına ve halkına yönelik “asil ve onurlu” duruşunun takdir edildiği açıklamada, Güney Afrika’nın dava açma kararını destekleyen tüm ülkelere de teşekkür edildi.

BM YETKİLİSİ NTV'YE KONUŞTU: GAZZE'DE İSRAİL KUŞATMASI İNSANLARIN SESSİZ KATİLİ - VİDEO

NTV’yi sosyal medyadan takip edin

Twitter Facebook

Sayfa Yükleniyor...