“Biyoteknolojik ilaçlarla Türkiye bölge lideri olabilir”

Konvansiyonel ilaçların aksine biyoteknolojik ilaçlar kanser başta olmak üzere pek çok alanda daha etkin bir tedavi yöntemi sunuyor. GE yetkilileri Türkiye’nin bu alanda bölge pazarına liderlik etmek için iyi bir konuma sahip olduğunun altını çiziyor.

“Biyoteknolojik ilaçlarla Türkiye bölge lideri olabilir”

Dünya çapında en çok satılan ilk on ilacın yedisinin biyolojik kökenli olduğu günümüzde bir zamanlar çaresiz kalınan hastalıklara karşı verilen mücadelede elimiz gelişen teknolojinin de yardımıyla daha kuvvetli.  

Geçtiğimiz haftalarda Biyolojik İlaç Üretimi Konferansı’nda  konuşan GE Sağlık Yaşam Bilimleri Genel Müdürü Myra Eskes, “Biyolojik ilaç devrimi, dünyanın en zorlu hastalıklarından bazıları ile baş edebilmek için yardımcı oluyor ve ilk biyolojik ilaç çıkış patenti olarak biyoteknolojik ilaçların gelişiyle beraber Türkiye, bölge pazarına liderlik etmek için iyi bir konuma sahip” ifadeleriyle Türkiye’nin bu alanda sahip olduğu potansiyelin altını çiziyor.

Bilim insanları, biyotekolojik ilaçların kanser tedavisinde önemli gelişmeler sağlayabilme potansiyeline sahip olduğu görüşünde.

Biyoteknoloji, DNA teknolojisinin yardımıyla bitki, hayvan ve mikroorganizmaları geliştirir ve ihtiyacımız olan maddelerin üretilmesini sağlar. Bu yöntem sağlık alanında antikor üretilmesi için kullanılır.

YAN ETKİLERİ MİNİMUMA İNDİREBİLİR

Konvansiyonel ilaçlar ya sentetiktir ya da çeşitli bitkilerden elde edilir. Biyoteknolojik ürünlerde ise, ilaçlar canlı bir hücrede üretilip, hastalıkların kaynaklandığı hücre veya moleküle direkt olarak yönelir. 

Başka bir deyişle, bu uygulama sayesinde tüm vücuda etki eden ilaçlar yerine tedavi edilmesi hedeflenen bölgeye direkt etki edilmesi sağlanır. Bunun sayesinde vücuttaki yan etkilerinde azalma gözlenir.

Bu sayede hem daha etkin bir tedavi uygulanabilir, hem de konvansiyonel kanser tedavisinin insan vücuduna verdiği yan etkiler minimuma indirilebilir.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın!

Sayfa Yükleniyor...