Rip Hamilton'ın dönüşü

Allen Iverson'ın takıma katılmasıyla birlikte dibe vuran Detroit Pistons'ta parlayan tek isim Richard Hamilton. Süper yıldızın sakatlığı nedeniyle ilk beşteki yerine geri dönen Rip, zor durumdaki takımına iki önemli maç kazandırarak antrenör Michael Curry'e net bir mesaj verdi.

Rip Hamilton'ın dönüşü - 1

Allen Iverson-Chauncey Billups takasının Pistons'ı aşağılara çekmesi bekleniyordu, ancak hiç kimse işlerin bu kadar kötü gidebileceğini düşünmemişti herhalde.

Son 6 yıl Doğu Konferansı'nda final oynamayı başaran ve bir sistem takımı olma özelliğiyle ön plana çıkan Pistons, Allen Iverson'ın ilk 5'te sahaya çıktığı 50 maçın 28'inde sahadan mağlubiyetle ayrıldı.

Üst üste kazandığı 2 önemli maçla yüzde 50 galibiyet seviyesine ancak ulaşabilen hanedanlık, yıkılış dönemine çoktan girdi. Evet, bu her hanedanlığın başına gelecek kaçınılmaz bir son belki de, fakat Pistons genel menajeri Joe Dumars yaptığı akıl almaz tercihlerle bu süreci oldukça hızlandırdı.

Michael Curry gibi tecrübesiz bir antrenörü takımın başına getirmek belki de en büyük hataydı. Sürekli konferans finaline yükselen, ancak Cleveland Cavaliers ve ardından da Boston Celtics'e takılarak büyük bir hayal kırıklığı yaşayan takımın oyuncularının, onları yeniden bir hedef altında birleştirecek kariyerli bir isme ihtiyacı vardı.

Curry'nin oyuncularla diyaloğunun çok iyi olduğunu ve bu yüzden Joe Dumars'ın antrenör tercihini hiçbir başantrenörlük tecrübesi olmamasına rağmen ondan yana kullandığını biliyoruz. Ancak bu formül başarılı olmadı. Çünkü takımın çekirdeğini oluşturan oyuncuların çoğuyla aynı dönemde forma giymiş bir isim Curry. Bütün oyuncularla iletişimi çok iyi olabilir, hatta onları herkesten daha iyi tanıyor da olabilir. Ama oyuncu ile antrenör arasında belirli sınırların olmaması da otorite eksikliğine yol açar.

Bir takımı sahadaki en zor dakikalarda bir arada tutmak zorunda olan kişi antrenördür. Ancak bunun gerçekleşmesi için antrenörün oyuncular üzerinde bir ağırlığının olması ve oyuncuların da antrenörün takımı düzlüğe çıkaracağına inanması gerekir. Sistem takımı olduğunu belirttiğimiz Pistons'ta ise oyuncuların Curry'e inandığını söylemek çok güç. Takımda hücum ve savunma düzeninden bahsetmek imkansız. Topu alan potaya gitmeye çalışıyor. Bu da Curry'nin masaya elini vuramadığının çok net bir kanıtı.

Geçmişte başarılı bir oyunculuk kariyerine sahip olan tecrübesiz antrenörlerin de oyuncuların saygısını ve güvenini kolayca kazandığını rahatlıkla söyleyebiliriz aslında. Çünkü oyuncular bu kişinin doğru yolu izleyerek sonuca ulaştığına ve kendilerini de o yola sokabilecek potansiyele sahip olduğuna çok daha rahat inanır. Önlerine çizilen yol daha somuttur çünkü. Buna şu anda en güzel örneği futboldan verebiliriz bence. Maradona, özel hayatında yaşadığı birçok soruna rağmen futbolculuk kariyerindeki olağanüstü başarılarla Arjantinlilerin taptığı bir isim adeta. Bu, Arjantin Milli Takımı'nın başında çok başarılı olacağı anlamına gelmiyor tabii ki. Oyuncuların ona duyduğu saygı ve hayranlıktan dolayı çok daha istekli olarak bir hedef uğruna bir araya gelebileceğini gözler önüne seriyor. Ama Curry'nin oyunculuk kariyeri de antrenörlük kariyerinden pek parlak sayılmazdı doğrusu.

Yanlış antrenör tercihinin ardından gelen Allen Iverson-Chauncey Billups takası, Iverson'ın sezon sonunda takımdan ayrılacağını bildiği için eline gelen topu hiç düşünmeden potaya sallaması… Bunları takiben de takım olgusunun ortadan kalkması, Richard Hamilton'ın her ne kadar kendi isteğiyle de olsa, küstürülerek yedek soyundurulması ve takımın şu anda içinde bulunduğu karanlık süreç…

İşler her gün biraz daha kötüye giderken Iverson'ın sakatlanmasıyla yeniden ilk 5'teki yerine dönen Hamilton, Pistons'a eski günlerini hatırlattı. Orlando Magic ve özellikle de Boston Celtics galibiyetlerinde, attığı sayılarla birlikte takım arkadaşlarını oyuna dahil ederek 'sistem basketboluyla çok daha başarılıyız' mesajını verdi.

Curry'nin de bu mesaja kayıtsız kalamadığını görüyoruz. Celtics maçının ardından açıklamalarda bulunan başantrenör, hücumda ve savunmada topu paylaştıklarını, takım olarak mücadele ettiklerinde sonuca ulaşabileceklerini gördüklerini söyledi.

Iverson'ın kenardan gelerek nasıl daha iyi katkı yapabileceğinin yollarını bulmaya çalışacaklarının altını çizen Curry, çok geç de olsa takımı için bir hamle yapmış oldu. Takımını bu zor günlerde bir araya getirmeyi başardığı için de bu hamlenin gerçekleşmesinde en büyük pay kuşkusuz yine Richard Hamilton'ın.

Aslında olması gereken de buydu zaten. Basketbol bir takım oyunu. Kadrosunda en fazla yıldızı bulunduran ekipler değil, en fazla takım olmayı başaran takımlar sonuca ulaşmıştır. Son yıllarda bunun en güzel örneği de San Antonio Spurs ve Detroit Pistons takımlarıydı zaten.

Pistons, sezon sonunda Iverson'ın sözleşmesinin bitmesiyle salary cap'inde yaklaşık 21 milyon dolarlık bir yer açacak. Yapacakları yıldız oyuncu transferi ya da transferleriyle aynı çekirdek kadroyla bir kez daha şampiyonluk mücadelesi vermeyi planlıyorlar.

Ancak bunun gerçekleşebilmesi için öncelikle, takımı için her şeyini ortaya koyan Richard Hamilton gibi isimlerin küstürülmesi yerine sahada zaman doldurmaya çalışan Allen Iverson gibi süper yıldızların ikinci planda tutulması gerekiyor!

Sayfa Yükleniyor...