12 Eylül darbesi yargı yolunda

12 Eylül darbecilerine yargı yolunu açan Anayasa teklifinin 25. maddesi 336 oyla Genel Kurul'da kabul edildi.

12 Eylül darbesi yargı yolunda

Anayasa'nın 12 Eylül dönemindeki Milli Güvenlik Konseyi üyeleri ile bu dönemde kurulan hükümetler ve Danışma Meclisi'nde görev alanların yargılanmasını önleyen, geçici 15. maddesi yürürlükten kaldırılıyor.

TBMM Genel Kurulu'nda, söz konusu maddenin kaldırılmaısnı öngören Anayasa değişikliği teklifinin 25. maddesine 336 kabul, 70 ret oyu verildi. Gizli oylamaya 407 milletvekili katıldı.


Anayasa değişikliği teklifinin 25. maddesi görüşmelerinde söz alan milletvekillerinin konuşmaları şöyle:

CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk
"Bu maddenin Anayasa'dan bugüne kadar çıkarılmaması utanç verici. Türk halkı darbeleri kim yaparsa yapsın; ister asker, ister polis yapsın, ister partiler yapsın, Türk halkı darbelere karşıdır. Türk halkı demokratik, özgür bir ülkede yaşamak istiyor. Bizim de parlamenterler olarak halkın bu taleplerini yerine getirmemiz gerekiyor. Artık halkımız faşist diktatörlükler istemiyor.''

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan
''Aradan 30 yıl geçti. 97 yaşındaki Kenan Evren'i yargılayacaksınız ve 'bu işi biz yaptık' diyeceksiniz. Peki 8 sene niye beklediniz? Bu hesaplaşma bir bütündür. 12 Eylül'ün izleri ana caddelerden, okullardan, meydanlardan silinmediği sürece ve onların getirdiği köhne sistem değişmedikçe... Hala içim acıyor. O işkenceciler, o darbeciler, korumalarla, altlarında devletin araçlarıyla, rütbeleriyle meydanlarda geziyorlar ama mağdurlar hala başını kaldıramıyor. Bu ayıp hepimize yeter.''

MHP İstanbul Milletvekili Atila Kaya
''Bu maddenin Anayasa'ya konulmasının gerçek nedeni, 12 Eylül cuntasını yargılamak değil, bu cuntaya karşı oluşmuş olan nefreti tahrik etmek suretiyle paketin bütününü kabul ettirebilmektir....

Hiç kimse şark kurnazlığı yapmamalıdır. Bu madde, 12 Eylül'cülerin yargılanmasının yolunu açmayacaktır. Teklifi getiren milletvekillerinin samimiyetini göstermesi bakımından en güzel örnek şudur: 12 Eylül rejimiyle hesaplaşıyor gibi görünürken, 28 Şubat sürecini hiç gündeme getirmemenizi nasıl değerlendirelim? 27 Nisan e-muhtırasının üzerinden çok az bir zaman geçti. Dünyanın hangi demokratik ülkesinde, kendisine e-muhtarı veren birisiyle Dolmabahçe'de saatlerce oturup, belli konular üzerinde bir mutabakata varabilir. Bu bile tek başına, sizin Anayasa değişikliği konusundaki samimiyetinizi ortaya koymaktadır.''

AK Parti Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı
"Bugün, milletvekili olan bizler, kabul oylarımızla geçici 15. maddeyi Anayasa metninden çıkarak, bu maddeyle korunanlara, 'Sizler sorumlusunuz. Bu darbeyi siz yaptınız. Ayrıcalığınız yoktur. Suç işlediniz' demek zorundayız... Elbette oy kullanmamak da bir haktır. Ama öyle anlar vardır ki oy vermek tarihi bir sorumluluk arz eder..."

12 Eylül darbesinde idam edilen sağcı ve solcuların isimlerini sıralayarak, ''Onları, kabul oylarımızla selamlayalım. Ben bugün, Anayasa değişikliği teklifinde imzası olan milletvekili olarak rahat uyuyacağım. Çünkü Geçici 15. maddenin Anayasa metninden çıkarılmasına yönelik verdiğim kabul oyu ile bir nebze olsun vicdanımı özgürleştireceğim'' diye konuştu.

Bahçekapılı'nın konuşması sırasında MHP sıralarından tepki gösterilmesi üzerine, AK Parti'li milletvekilleri ile MHP'li milletvekilleri arasında tartışma çıktı.



Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ''TBMM'nin 12 Eylül yasağını kaldırdığı gün, ne kadar mutlu bir tesadüf ki milletin iradesiyle seçilmiş olan bir parlamentonun o iradeye tevessül etmek isteyenlere onurlu dik duruşu gösterdiği günün şafağına rastlamaktadır'' dedi.

Günay, 'yi 12 Eylül'e götüren tuzağı, gün gün, adım adım yaşadığını belirtti.

İşlemediği suçların savunmasını yapmak için 12 ay beklediğini, zaman zaman siyasi partilerin liderleriyle aynı mekanı paylaştığını anlatan Günay, ''Rahmetli Türkeş ile satranç oynadım, Erbakan ile çok sohbet ettim, Rahmetli Ecevit ile dostluk ettim. Sayın Demirel ile dostluklarımız gelişti. Türkiye ne yazık ki 30 yıl önce çok ağır bedeller ödedi. Birbiriyle cenazelerde sırt sırta duran liderler, sonra aynı mekanları kader arkadaşı olarak paylaştı'' dedi.

Herkesin TBMM üyesi olmanın sorumluluğu ve soğukkanlığıyla elini vicdanına koyarak bir değerlendirme yapması gerektiğini belirten Günay, şöyle konuştu:

''Darbe yapanların hukuki, cezai, mali soruşturmaya muhatap olmayacağına ilişkin bir hükmü, 28 yıl sonra kaldırıyoruz. Bunun için bayram yapmaya gerek yok. Bu gecikmiş bir düzeltmedir. Bu düzeltmenin 1991'de, 2001'de, hatta 1973, 1965'te yapılması gerekiyordu. Bugün kaldıracağımız hüküm, 1961 Anayasasındaki hükümle aynıdır. Bu hukukumuzda 50 yıldan beri var. 7 yılın sorumluluğu bizim ama geride 47 yıl var. Bu akşam hepimiz birlikte, Türkiye demokrasisi, hukuku, Anayasasının alnına sürülmüş bulunan bu kara lekeyi kaldırmanın gelin onurunu ve sorumluluğunu birlikte paylaşalım. Bu saatten sonra 90 yaşındaki generalleri mahkeme önüne ya çıkarız ya ilahi adalet onların hesabını görür. Ama bir şey yapıyoruz; Türkiye hukuku ilk defa bugün milletin seçtiği Parlamento eliyle 'Evet darbeciler de yargılanabilir, onlar da sorgulanabilir' diyor. Beraberce bunu yapıyoruz.''

Türkiye'nin darbeci zihniyeti sadece yasalarında, hukuk sisteminde, Anayasasında taşımadığını kaydeden Günay, ''Bu kolay, onu 7 yılda, 47 yılda bir biçimde kaldırırsınız. Daha vahim olan; darbeci zihniyet, haklıymış, olabilirmiş, yapılabilirmiş gibi, 'millet kendi kendisini yönetemez zaman zaman hizaya getirmek gerekirmiş gibi zihin altımıza yerleşmiş. Asıl onu başardığımız zaman hukuk devrimini, vicdan devrimini yapmış olacağız'' dedi.

Hiçbir hukuk metninde 28 Şubat'ı gerçekleştirenlerin yargılanamayacağına ilişkin düzenleme bulunmadığını belirten Günay, ''Neden yargılanamıyor biliyor musunuz? Çünkü darbe olduğunda Pakistan'da yüksek mahkemenin yargıçları cübbelerini çıkararak darbecilerin önüne atıyorlar, bizde ise yüksek mahkemenin yargıçları darbecilerin önünde 'emrinizdeyiz paşam' diyorlar'' diye konuştu.

Geçici 15. maddenin kaldırılmasının yetmeyeceğini belirten Günay, şöyle konuştu:

''Asıl bilinçaltımızı yenmeliyiz. 50 yıldan beri hukukumuzda olan bir ayıbı, gecikmiş biçimde kaldırıyoruz. Temenni ederim ki yargıçlarımız ve hukuk sistemimiz, bütün hukuk vicdanımız da bu hesaplaşmaları yapabilecek bir özgüveni yüreklerinde geliştirsinler. o zaman çağdaş, demokratik, laik sosyal, evrensel bir hukuk devleti olacağız. Daha bu yolda adımlar atmamız, zihin altımızdaki prangaları ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bu akşam hepimiz elimizi vicdanımıza koyalım. 12 Eylül, herkesi mağdur etti. Verilen görevleri kabul etmeyen direnç gösteren bir örnek sergilemek yerine, Danışma Meclisinde üyelik kapmak için nice insanlar sıraya girdi, kimileri de 'Biz hapisteyiz ama fikrimiz iktidarda' diye 12 Eylül'ü haklı gördüğünü, içselleştirdiğini, bağışladığını söyleyebildi. Bunları toptan hepimizin reddetmesi gerekiyor. Bu parlamentoyu koruyalım.''

''POSTAL SESİNDEN UMUT BEKLEYENLER...''
Günay, madde üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, Kurtuluş Savaşı Müzesi'nin kendisi için önemli bir mekan olduğunu belirterek, geçen yıllar içinde restorasyon için özel bir gayret gösterdiğini ifade etti.

TBMM'nin haklı bir biçimde, 1. Meclisin, yani Kurtuluş Savaşı'nın yönetildiği Kurtuluş Savaşı Müzesi'nin Meclis tarafından doğrudan yönetilmesini talep etiğini kaydeden Günay, kendilerinin bu kutsal binanın TBMM Başkanlığına ait olmasını kabul ettiklerini söyledi.

Bu çerçevede müzenin isminde düzeltme yapılması ihtiyacı doğduğunu ve sadece ''Cumhuriyet Müzesi'' olarak tashih edildiğini belirten Günay, ''Bulut deyince kendisini ördek zannedenler, Kurtuluş Savaşı isminden rahatsız olduğumuz gibi bir haksız iddiayı dillerinde gezdiriyorlar. Eğer bir kişi, Kurtuluş Savaşı kavramında veya Cumhuriyet kavramından Türkiye'de rahatsız oluyorsa veya bunu ciddiye alıyor soru haline getiriyorsa, ben onun izanından ve iyi niyetinden şüphe ederim'' dedi.

Bakan Günay, ''Dönek deyince ne anlıyorsunuz?'' sorusuna da ''Ben sosyal demokrasi, sosyal adalet, milli irade gibi kavramları kullanıp da sonra milli iradenin seçtikleriyle baş edemeyeceklerini gördükleri zaman postal sesinden umut bekleyen demokrasi düşmanlarını anlıyorum'' karşılığını verdi.

Günay, görüşülen maddeyle ilgili olarak da ''TBMM'nin 12 Eylül yasağını kaldırdığı gün, ne kadar mutlu bir tesadüf ki milletin iradesiyle seçilmiş olan bir parlamentonun o iradeye tevessül etmek isteyenlere onurlu dik duruşunu gösterdiği günün şafağına rastlamaktadır'' dedi.

Günay'ın kürsüye çıktığı sırada, bazı CHP'li milletvekillerinin sırtını dönerek görüşmeleri izledi.

Bakan Günay'ın konuşmasının ardından, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ile AK Parti'li milletvekilleri, Günay'ı konuşmasından dolayı kutladı.

Sayfa Yükleniyor...