Babacan: Obama'nın 'soykırım' deme riski var

Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Türk-ABD ilişkilerinin yeni yönetimle birlikte yeni bir döneme girdiğini söyledi. Babacan, Obama'nın 24 Nisan'daki konuşmasında soykırım kelimesini kullanma riskinin ise halen sürdüğünü iffade etti.

Babacan: Obama'nın 'soykırım' deme riski var

NTV’de Ankara Temsilcisi Murat Akgün’ün sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Ali Babacan şunları söyledi: "Türk-Amerikan ilişkileri yeni döneme gerdi. Yeni yönetimle birlikte yeni döneme girdi. Bunun sinyallerini alıyoruz. Kısa süre içinde üst düzey bir çok ABD’li yönetici ile görüştük.


Kapsam olarak bizim dış politikamızda temel önceliklerimiz tamamen örtüşüyor. İstişare ve işbirliği odaklı döneme geriyoruz. Bütün nokta işbirliğinde.. Onlar da "Afganistan'da Irak’ta Balkanlarda Ortadoğu'da birlikte neler yapabiliriz?" diyorlar. Tüm bu konularda birlikte çalışmak istediklerini söylediler.

Başkan Obama bir ikili ziyarit için geliyor. Yani çok taraflı bir toplantı değil. ’yi özellikle ziyaret için geliyor. Medeniyetler İttifakı konu olur mu, İslam dünyasına konuşmayı yapar mı yapmaz mı, o henüz belli değil.

’de demokrasi laiklik ve İslamiyetin birarada bulunması bütün bölge için önemli bir örnek. ABD bunu önemsiyor. Biz 'bundan sonraki dönemde pek çok alanda birlikte çalışalım. Ortak olarak çalışalım.' istiyoruz. Sayın Clinton Türkiye'yi stratejik ortak olarak vurguladı. Önceki yönetimden daha net vurgulandı. Yeni yönetim Türkiye’nin öneminin farkında. Obama’nın ABD dışına yapacağı ilk birkaç ziyaretten birinin Türkiye’ye olması dünyaya önemli bir sinyaldir. Türkiye'nin 5-6 yıllık dönüşüm örneği dikkat çekiyor.

Dün Clinton çok soru sordu. Neler yaptık, Bankacılıkta neler yaptık onları anlattım. 'Siz zamanınızı çok ilerisindesiniz' dedi.

İNSAN HAKLARI RAPORU
Bu konu başbaşa görüşmede gündeme geldi. Bana göre bu konunun geniş işlenmesinin nedeni önemli bir medya grubuyla ilgli olmasındandır. Bu çok temel bir gündem maddesi değil, 1-2 dakkikada geçildi. Önemli olan şu; ABD pek çok ülkeyle ilgili her yıl yayınlıyor. Ama burada belli bir grubun işine gelecek şekilde olduğu için patlatıldı. 

ABD Dışişleri de hatalı olabilir. Clinton'un kendi kaleme aldığı rapor değil, arka sıralardaki görevliler yazmış, çok büyütmemek lazım. Her sene konu olmazken bu sene neden büyütülüyor diye düşünmek lazım. Tarafsız dengeli olmasını arzu ederiz. Biz de bir rapor yazsak her ülkenin sicilinde bir şeyler var.

IRAK'TAN ÇEKİLME
Irak'tan çekilme noktasında Türkiye'yi kullanmak iztedikleri biliniyor. Bu konuda gelişme nedir? 

Çekilme konusu henüz detaylandırılmadı. Genel anlamda 'sizden bunu talip edebiliriz' diyorlar. Olursa rota belli. Kuzey Irak'tan çıkacak, Türkiye'den geçip Akdeniz'deki bir limandan gidecekler.

Kuşkusuz malzemenin cinsi, sayısı, zamanlaması, rotası, nihai hedefi önemli. Irak'tan çıkıyor nereye gidiyor. Bunların tamamının konuşulması gerekir. Planın bir kısmına evet diyeceğiz, bir kısmına belki hayır diyeceğiz. Türkiye üzerinden çekilme konusunda şartlarımız var. Detayları ABD ve bizim Genelkurmayımız konuşur.

ERMENİSTAN'LA İLİŞKİLER
Bu siyaretlerin ardından 24 Nisan yine sıkıntılı geçecek mi sizce? Obama'nın Soykırım deme riski var mı?

Obama seçim kampanyası boyunca 5 kere sözlü taahhütte bulundu. Yazılı mektubu da var. Bu süreci zaman gösterecek. Burada ben risk görüyorum. Temel nokta Türkiye ile ilgili hassasiyetleri anlamaları. Bu bir cümle onlara kolay gelebilir ama buraya gelindiğinde etkileri, halkımızdaki tepkilerini anlamaları gerekiyor. Böyle bir durum olduğunda olumlu atmosfere sonuçları ne olur anlamalarını sağlıyoruz. Bu mesajı Clinton'a da verdik. Her görüşmemizde konuya hakimiyetinin arttığını görüyorum. Biz bunu Ermenilerle zaten kouşuyoruz. Ermenilerle yürüyen bir süreç var. bu 24 nisan için değil. Biz süreci Eylül 2007'de başlattık, 1 yıl gizledik, çünkü Ermeniler öyle istedi.

SUDAN'A DESTEK TARTIŞMASI
Önemsediğimiz konu Sudan'da barıştır, istikrardır. Sson 3 yıllık dönemde Sudan'da göreceli bir iyilileşme var.Yyapılan anlaşmalar uygulanıyor. Sudan'da çatışmalar nispeten sakin. Ama durum hala kırılganlığını koruyor. Sudan'da bu kadar önemli bir çalışma yapılırken, 3-4 sene önce şu olmuştur, bu olmuştur ama bu sürecin gidişatı etkilesinden endişeliyiz. 

Olan olmuştur, hukukun gereği neyse yapılacaktır ama zamanlama önemli. Sudan'da tekrar çatışma başlarsa o zaman tutuklama kararının sonuçları iyi midir diye düşünülmesi lazım. Adaletin gedeği yapılmalı ama zamanlama önemli. Seçim döneminde bize bu konuda eleştiri gelmesini yadırgıyorum. Gazze'de böyle, Sudan'da böyle sözlerini yakıştıramıyorum. 

AFGANİSTAN
Afganistan'a asker talebi söz konusu olmadı. Bu demek değil ki olmaz. NATO müttefiklerine katkınızı artırın demişti. Ama Türkiye'ye şunu istiyoruz dieye somut bir talep gelmedi. Askeri unsurlar önemlidir ama siyasi çözüm önemlidir."

IRAK DAHA ÖN PLANDA OLMAYA BAŞLAYACAK
Terörle mücadele konusunu da değerlendiren Babacan, sorumlulukların Irak tarafına geçmeye başlamasıyla birlikte, Irak'ın bu konuda önümüzdeki dönemde daha ön planda olmaya başlayacağını kaydetti.

PKK ile mücadele konusunda Türkiye, ABD ve Irak arasında oluşturulan üçlü mekanizmanın çalışmaya devam edeceğini söyleyen Babacan, terörle mücadelede sadece askeri değil, ekonomik, sosyo-kültürül ve diplomasi gibi enstrümanların devrede olduğunu anımsattı.

Terörle mücadelede Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimin de katkısı olduğunu ifade eden Babacan, bunun istenilen noktada olmadığını ancak bölgedeki yönetimin, PKK ile arasına artan oranda mesafe koyduğunu kaydetti.

Babacan, ABD'nin PEJAK'ı da terör örgütü ilan ettiğini hatırlatırken, teröre bir bütün olarak bakılması ve gerekli mücadelenin yapılması gerektiğinin altını çizdi.

ABD'nin Irak'tan çekilmesinin zamana yayılacağını söyleyen Babacan, bu çekilmenin her hangi bir sıkıntıya sebep olmaması gerektiğine işaret etti. Babacan, Irak'ta risklerin çok olduğunu, sadece Kürt-Arap kutuplaşması değil, Şii-Sünni geriliminin de olabileceğini belirtti. Bunların olmaması için doğru adımların atılmasının önemine değinen Babacan, bu konuda Irak merkezi yönetimine büyük görev düştüğünü kaydetti.

İRAN'A ABD'DEN MESAJ GÖTÜRMÜYORUM
İran ile ilişkiler konusunda ise Türkiye'nin ikili ilişkilerinde saygı kelimesinin altını çizdiğini ifade eden Babacan, İran konusunda çözüm için diyalog, diplomasi ve İran'a eşit bir muhatap olarak yaklaşmanın önemli olduğunu söyledi.

ABD'ye de bu konuda diyaloğu tavsiye ettiklerini söyleyen Babacan, sert açıklamalarla sonuç elde etmenin mümkün olamayacağını kaydetti. Babacan, aynı tavsiyeleri İran'a da yaptıklarını belirterek, Türkiye'nin ilgili ülkelerin birbirini daha iyi anlaması için çalıştığını, zaten böyle bir beklentin de mevcut olduğunu ifade etti. Buna arabuluculuk ya da kolaylaştırıcılık denilemeyeceğini söyleyen Babacan, ancak tarafların memnun olduklarını kaydetti. Babacan, ABD'den İran'a herhangi bir mesaj götürmediğini de belirtti.

İsrail ile ilişkilere de değinen Babacan, temasların hiç kesilmediğini, dış politikada soruların konuşarak çözülebileceğine inandıklarını kaydetti. Babacan, İsrail ile ilişkilerin stratejik niteliği olduğunu, milli çıkarlar olduğu sürece bu perspektiften bakılması gerektiğini belirtti.

Sayfa Yükleniyor...