Bahçeli'den provokasyon uyarısı

MHP Lideri Bahçeli, ''30 Mart'a yaklaştıkça provokasyonların yoğunlaşacağı anlaşılmaktadır. Önümüzdeki 52 günlük süre her türlü tehlikeye açıktır'' dedi.

Bahçeli'den provokasyon uyarısı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2014 Mahalli İdareler Seçimi "MHP Seçim Kampanyası Tanıtım Toplantısı"nda konuştu.

MHP Lideri'nin gündeminde yerel seçim, 17 Aralık operasyonu sonrası yaşanan gelişmeler ve internet düzenlemesi vardı.

Yerel seçim tarihi yaklaştıkça provokasyonların yoğunlaşabileceği uyarısında bulunan Bahçeli, ''Önümüzdeki 52 günlük süre her türlü tehlikeye açıktır'' dedi.

Konuşmasında Erdoğan'a da yüklenen MHP Lideri Bahçeli, ''Adı yolsuzluğa karışan bakanların fezlekeleri kim vurduya gitmiştir. Başbakan ve hükümeti ise paralel devlet izi sürmektedir. Kimdir bu paralel yapı? 17 Aralık’tan beri gündemde olan bu paralel sistem ve failleriyle ilgili ne yapılmıştır? Casuslar nerededir?'' diye sordu.

Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkan satır başları şöyle:

''Bizim milletimiz dışında hiç kimseden fayda ummamız, icazet almamız, onay ve izin beklememiz mümkün değildir. Bizim siyasetimiz hacizli değildir. Amacımız Türk milletini bir ve kardeşçe mutlu ve müreffeh günlere ulaştırmaktır. Heyecanımız aziz ecdadımızın hatıra ve emanetleridir. Kaynağımız Türk ve İslam değerleridir. Kızıl Elmamız Turan’a varmaktır. Yükümüz ağır, ancak bir o kadar da mübarektir. Sorumluluğumuz büyük, ancak bir o kadar da ulvidir.

'KARANLIKTAN TAŞ ATANLAR SIKLAŞTI'
Önümüzde Türk milleti ve tabiidir ki Milliyetçi Hareket Partisi adına zorluklarla dolu bir dönem vardır. Karanlıktan taş atanlar sıklaşmıştır. Suyu yokuşa akıtma merakında olanlar kalabalıklaşmıştır. ’nin siyasi atmosferi pamuk ipliğine bağlıdır.

30 Mart’a yaklaştıkça provokasyonların, tahminleri dahi alt üst edecek vahim olayların yoğunlaşacağı anlaşılmaktadır. Bir ayağı kıyıda, diğer ayağı çukurda olan Başbakan Erdoğan Türkiye’yi korku tüneline sokmuş, korkunç şüphelerin yörüngesine çekmiştir.

Önümüzdeki 52 günlük süre her türlü tehlikeye açıktır. Ülke olarak böylesi dönemleri aynısıyla darbe dönemlerinin öncesi ve sonrasında yaşadık. Fark ediyoruz ki, 30 Mart’ı kana, kavgaya ve krize tahvil etmeye çalışan çevreler iktidarın kolaylaştırıcı ve teşvik edici tutumundan cesaret almaktadır.

'TÜRKİYE CADI KAZANINA DÖNDÜ'
Türkiye cadı kazanına dönmüştür. Devletin onuru çiğnenmiştir. Milletin saygınlığı ayağa düşürülmüştür. İçerideki sorunlara ilave olarak dış politika da çatır çatır göçmüştür. Artık ne bir komşumuzdan, ne de bölgede yan yana duracağımız bir ülkeden bahsetmek imkansızdır. Üç tarafımız denizlerle, dört tarafımız hasım ülkelerle çevrelenmiştir.

Küresel mihrakların yarattığı AKP canavarı ne var ne yok kırmakta, bölmekte, çalmakta, dağıtmakta ve yutmaktadır. Ne yazık ki aziz vatanımızın bağrına zilletin pençesi geçmiştir. Ülkemiz kendine has cahiliye devrine kıvrılmıştır. İşbirliği ve diyalog rafa kaldırılmıştır. Demokrasi makaslanmış, özgürlük kalbinden vurulmuştur. Milli irade hırsızlığından şikayet eden ve bunu en büyük hırsızlık olarak tanımlayan Recep Tayyip Erdoğan milletimizin bam teline basmıştır.

'KİMDİR BU PARALEL YAPI?'
Başbakan Erdoğan’ın iktidarı; keyfidir, zorbadır, terbiye ve edep yoksunudur. Bu iktidar ki hırsızlığın kaptan köşkündedir. Bu iktidar ki rüşvetin ana karargâhıdır. Bu iktidar ki pisliklerin limanı, haramilerin sığınağıdır. Yolsuzluk sel olmuş, önüne kattığı her şeyi sürüklemeye başlamıştır. Adı yolsuzluğa karışan bakanların fezlekeleri kim vurduya gitmiştir. Başbakan rüşvetçileri yargıdan saklamakta, TBMM’den gizlemektedir.

Oluk oluk kir akmaktadır. Başbakan ve hükümeti ise paralel devlet izi sürmektedir. Kimdir bu paralel yapı? 17 Aralık’tan beri gündemde olan bu paralel sistem ve failleriyle ilgili ne yapılmıştır? Casuslar nerededir? Ajanlar, hainler, sözüm ona yolsuzluk ve rüşvet kılıfı altında milli değerlere, milli kurumlara, milli politikalara saldıranlar kimlerdir? Başbakan millilik adına ne bırakmıştır da, milli değerlere saldırı var diyerek avaz avaz bağırmaktadır?

Başka ülkelerin, başka çevrelerin çıkarına yapılan darbenin uzantıları nerededir? Başbakan Erdoğan’a bakarsak küresel ölçekteki projeler hedef alınmaktadır. Bu mantığa göre, Kanal İstanbul projesi hedef yapılmaktadır. Marmaray ve hızlı tren projesi durdurulmak istenmektedir. Yılda 100 milyon yolcu kapasiteli havalimanı projesi ve İstanbul Boğazı’na 3’ncü köprü işi engellenmek istenmektedir.

Meğerse ‘Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturması’nı yürütenler bunları hazmedememiş. Ahı gitmiş vahı kalmış Başbakan Türk milletini kandırmak için akla hayale sığmayan korku senaryoları üretmektedir.

Nedense ayakkabı kutularına giren 4,5 milyon dolarla ilgili yorum yapmamaktadır. Yandaş işadamlarının millete küfürlerini, eski bakan Binali’nin Yüzde Ali olarak isim değiştirmesini, ihalelerden kesilen komisyonlarla rüşvet havuzu oluşturulmasını hiç hatırlamamaktadır. Başbakan boğazına kadar çamura batmıştır.

'YİYİN KUDURUN, İÇİN KUDURUN'
Türk milletini hırsızların elinden almalıyız. Hükümete sesleniyorum, Ekmek Bedir’in, su Hıdır’ın, yiyin kudurun, için kudurun. Ama süreniz doluyor, hesap gününüz yaklaşıyor. Milletin kahrı sizleri bekliyor, Milliyetçi Hareket’in tokadı sizin için kalkıyor.

'İNTERNET PERDELENMİŞTİR'
İnternet perdelenmiştir. İnternet zaptiyeleri, sanal medyayı susturmak ve kirli çamaşırların ifşa olmasını önlemek maksadıyla Meclis’i faşizan emellerine alet etmiştir. Türkiye demokrasinin imkanlarıyla iktidara gelip bindiği dalı kesen, hem suçlu hem de güçlü AKP markalı sivil cuntanın hakimiyetindedir. Tarih göstermiştir ki, en sağlam sütunlar üzerinde durduğu sanılan yönetimler, bir zaman sonra karton gibi yıkılmaya yüz tutmuştur. AKP’yi bekleyen mutlak son da budur.''

Sayfa Yükleniyor...