Bir ulusun varoluş parolası: Ercan

Gemiler Kıbrıs’a doğru yol alıyordu. Beşparmak Dağları ile Lefkoşa arasındaki bölgeye Hava İndirme Harekatı düzenleyecek komandolar uçaklardaydı. O sırada radyolarda Ayten Alpman’ın sesinden bir şarkı tekrar tekrar çalınmaya başladı; Memleketim… Adayla anavatan arasında kurulacak hava köprüsü için başlangıçta bir meydan yoktu. NTV Dış Haberler Müdürü Ahmet Yeşiltepe, o meydanın hikayesini yazdı...

Bir ulusun varoluş parolası: Ercan

Ahmet YEŞİLTEPE yazdı:

TİMBU’DAN ERCAN’A

Her şey kısa bir toprak pistle başladı. Acil durumlar için düşünülmüştü. Ama gün geldi bir ulusun bağımsızlık mücadelesinin sembollerinden birine dönüştü.

Ercan Havaalanının hikayesi benzer nitelikteki havaalanlarından çok farklı… O da bazıları gibi savaşların içinden çıkıp geldi, ama asıl kimliğine ve görev tanımına zorlu süreçlerden sonra sahip oldu.

’ın Birleşik Krallık sömürge dönemi sırasında Lefkoşa’da beton pisti bulunan bir havaalanı vardı. İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte, 1940 yılında o dönemdeki adı Timbu olan Kırklar Köyü yakınlarına bir adet toprak pist yapıldı. Acil durumlar için yapılan bu yedek pist zamanla müttefik ülkelerin hava kuvvetleri mürettebatlarına eğitim veren bir üs haline getirildi.

Bir ulusun varoluş parolası: Ercan - 1 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı sırasında kullanılan F-100 savaş uçakları

Savaştan sonra İngilizler burada betondan pist inşa ederek kalıcı bir hava üssü kurdular. Timbu pisti 1956’da Mısır’da patlak veren Süveyş Krizi’ne müdahale etmek ve burada kontrolü yeniden sağlamak üzere İngiliz Hava Kuvvetlerinin operasyon merkezine dönüştürüldü.

1960 yılında Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra Timbu Hava Meydanı Birleşik Krallık tarafından kaderine terk edildi.

Ama asıl hikaye bundan sonra başlıyordu.

1974’ün Temmuz ayında kendisine garantörlük hakkı veren anlaşmalar çerçevesinde, ’taki Türkleri korumak üzere askeri harekat başlattı. Barış Harekatı adı verilen sürecin Ağustos’taki ikinci safhasında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 61nci piyade alayı Timbu pistini ele geçirdi. Kıbrıs Türkleri’nin Ada dışı ile irtibatını sağlamak üzere ele geçirilen pist o sırada bir yandan savaşan Türk askerinin özverili çabasıyla 10 gün içerisinde uçuşa hazır hale getirildi.

31 Ağustos’ta Türk Hava Kuvvetlerine ait C-160 tipi bir kargo uçağı henüz asfaltı yapılmamış ama etrafındaki yüksek otlarla üstündeki çakıl taşları temizlenmiş beton piste iniş yaptı.

Buradan; şehit, hasta ve yaralılardan Türkiye’ye gelmesi gerekenler alındı. Bu ilk görev kayıtlara “kutsal görev” olarak geçti.

RİSKLİ KARAR

Timbu pistini Türk uçaklarına açan birliğin komuta heyetinde görevli Hava Pilot Albay Şeref Uğuriş anılarında o günleri anlatırken şöyle diyor;

“Önceleri sınıra bu kadar yakın bir yere meydan yapmakta tereddüt ediliyordu. Sınıra 5 km mesafe vardı... Rumlar ateş eder diye korkuluyordu. Ederse etsinler, bir uçak düşer bu sefer girer tüm adayı alırdık. İki gün boyunca “bir eller tetikte” pisti saran otları temizledik, pisti açtık. Meydana inen ilk uçağa özellikle Rum kesimine doğru peel-off çektirdim, yani kademeli bir dalış yaptırdım. Kararlı olduğumuzu gördüler, korktular. Meydana, harekatın başında şehit düşen Hava Savunma Kıdemli Binbaşı Fehmi Ercan’ın adını verdik. Artık Türklerinin de bir havaalanı vardı!..”

Bir ulusun varoluş parolası: Ercan - 2 Şehit Pilot Binbaşı Fehmi Ercan

LEFKOŞA’YA GİDEN YOL

1935 Balıkesir doğumlu Şehit Pilot Binbaşı Fehmi Ercan, 181’inci filo komutanıydı.

1971’de, yani Barış Harekatından üç yıl önce 10 ay kadar Türk Alayı’nda görev yapmıştı. Bu dönemde ’nin muhtemel bir müdahalesi sırasında vurulacak hedefleri belirlemişti. Kendisinden sonra adaya gelen havacı subaylar da bu görevi sürdürmüşlerdi.

Binbaşı Ercan, 1974’deki Barış Harekatının ilk günü 20 Temmuz’da adaya çıkarma yapan birliklerin içerisindeydi. Görevi, Türk Hava Kuvvetlerine ait jetleri yerden düşman hedeflerine yönlendirmekti. Yavuz Çıkarma Plajına ayak basar basmaz 50’nci Piyade Alayı Harekat Komuta Merkezi ve Alay Karargahı olarak kullanılan binaya geçti. Telsizler kuruldu. “Yakın Hava Desteği” sağlayacak üç hava irtibat subayı hummalı bir çalışma içerisine girdi. Hava kararıncaya kadar Türk savaş uçaklarına yerden bilgiler aktarılmaya devam etti.

Ne var ki karargah merkezi 21 Temmuz sabaha karşı bir roket saldırısının hedefi oldu. Saldırıda 50. Piyade Alayı'nın komutanı Albay İbrahim Karaoğlanoğlu’yla birlikte Binbaşı Fehmi Ercan ve beş er şehit düştü.

Binbaşı Ercan’ın çıkarma günü Türk jetlerine gösterdiği hedefler sayesinde Lefkoşa’ya giden yol açılmıştı. Beşparmak Dağları üzerindeki düşman mevzileri vurulurken 39 yaşında şehit olan Havacı subay Fehmi Ercan’ın adı, elbetteki silah arkadaşları tarafından sonsuza kadar yaşatılacaktı.

“ERCAN BÖLGENİZDEYİZ”

Ercan Havaalanı, sivil hava trafiğine 3 Şubat 1975 yılında Türkiye’den gelen F-28 tipi 65 kişilik yolcu uçağı ile açıldı. Bu olay dünyada büyük yankı uyandırdı, çünkü Lefkoşa havaalanı savaşta devre dışı kalmıştı ve henüz Rumların Larnaka havaalanı faaliyete geçmemişti.

Ana pist 15 Haziran 1976 yılında hizmete girerken, Hava Trafik Kontrol Hizmeti de 21 Mart 1977 yılı itibarıyla verilmeye başladı.

Böylece Ortadoğu ile Avrupa arasında bir köprü pozisyonunda bulunan Ercan dünya havacılığının hizmetine sunuldu. Fakat, Kıbrıs Türklerinin işlettiği bu yeni havaalanına karşı uluslararası önyargı ve “savaş ihtimalinin” tedirginliği devam ediyordu.

21 Mart günü geç saatlere kadar telsiz frekansında sessizlik hüküm sürdü. Nihayet geceyarısına doğru kontrol kulesindeki telsiz frekansından bir ses duyuldu; “Ercan, Ercan… Bölgenizdeyiz.”

Bir ulusun varoluş parolası: Ercan - 3 Kıbrıs Barış Harekatı'nın 49. yılında açılacak olan KKTC Ercan Havalimanı'nın yeni terminali

İtalya Havayollarına ait yolcu bir uçağı semalarından Türklerin toprağındaki Kontrol Kulesine uçuş bilgisi veriyordu. Bayrak görülmüştü. Türkleri dünya çapında tanınma yolunda bu şekilde ilk defa kabul görmüştü. “ECN” harfleri, uluslararası havacılıkta resmen tanınan bir meydanın rumuzuydu artık.

Ercan’daki görevliler gözyaşları içerisinde birbirlerine sarıldılar.

Bundan sonra, bölgeden geçen uçaklar belirsizliğin getirdiği tedirginliği yaşamadan emniyet içinde rahatça uçabileceklerdi.

Ne var ki, “Ercan” adı Türkler için sadece bir havacılık sembolü değildi.

15 Kasım 1983’de bağımsızlığını ilan edecek bir ulusun bu yolda verdiği mücadelenin sembol isimlerinden biri haline gelecekti.

Bir şehidin adından bir ulusun varoluş mücadelesine “Ercan”, Kıbrıs Türkleri için tanınma yolunda parola olacaktı.

Sayfa Yükleniyor...