İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan Express dergisi Yazı İşleri Müdürü İrfan Aktan ve Merve Erol katıldı.
Erol, ''19 yıllık yayın hayatı olan bir dergiyiz. Böyle bir çizgimiz yoktur. Benzeri bir suçtan dolayı yargılanmadık. Sadece topluma haber vermek amacıyla pek çok gazetecinin yaptığı gibi haber yayınladık. Beraatımı talep ediyorum'' dedi.
Sanık İrfan Aktan da eğitim gördüğü 4 yıl içerisinde kendisine haberin nasıl yapılacağı ve özellikle terörle ilgili propagandanın yapılmaması konusunda eğitim verildiğini belirterek, uzun yıllardır Expres ve Aktüel dergilerinde yazı yazdığını söyledi.
Hitap ettikleri okuyucu kitlesinin farklı olduğunu ve yazılarını yazarken bu okuyucu kitlesinden tepki almamaya çalıştıklarını dile getiren Aktan, dava konusu yazıdan dolayı herhangi bir tepki almadığını, yazısında PKK ile ilgili objektif olarak pek çok görüş yansıttığını ve propaganda yapma gibi bir kastı olmadığını savundu.
Aktan, ''Böyle bir örgütün propagandasını yapmaktan da hicap duyarım. Beraatımı talep ediyorum'' dedi.
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, derginin 15 Ekim-16 Kasım 2009 tarihli sayısında yayınlanan ''Mücadele olmazsa çözüm olmaz'' başlıklı yazıda topluma haber verme amacı ve kastının aşıldığını, örgüt propagandası yapıldığını ifade etti.
Merve Erol'un, yazı işleri müdürü olmasını da göz önüne alarak Terörle Mücadele Kanununun (TMK) 7/2. maddesi gereğince 16 bin 660 TL adli para cezasına mahkum edilmesine hükmeden heyet, İrfan Aktan'ın ise aynı madde kapsamında 1 yıl 3 ay hapisle cezalandırılmasını kararlaştırdı.
DAVANIN GEÇMİŞİ
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali tarafından 16 Aralık 2009'da hazırlanan iddianamede, Expres Dergisinin 15 Ekim-16 Kasım 2009 tarihli sayısında yayınlanan ve şüpheli İrfan Aktan'a ait ''Mücadele olmazsa çözüm olmaz'' başlıklı yazıda, silahlı terör örgütün propagandasının yapıldığının belirlendiği kaydediliyordu.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesinde milli güvenlik, toprak bütünlüğü, kamu emniyetinin korunması ve kamu düzeninin sağlanması bakımından düşünceyi açıklama özgürlüğünün sınırlandırılabileceğinin öngörüldüğü vurgulanan iddianamede, açıkça şiddete çağrı içeren görüşlerin düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğinin belirlendiği aktarılıyordu.
İddianamede, şüphelilerin bu gerekçelerle TMK'ya göre cezalandırılmaları talep ediliyordu.
- Etiketler :
- Haberler
