'Habur sürecinde Bakan'a söz vermedim'

Mardin Bağımsız Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, Habur sürecine dönemin İçişleri Bakanı Atalay'ın çağrısı üzerine dâhil olduklarını söyledi.

'Habur sürecinde Bakan'a söz vermedim'

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın "Habur süreci" konusundaki açıklamalarına Mardin Bağımsız Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk'ten yanıt geldi.

Atalay’ın "Ahmet Türk'ün gücü yetmedi. O çünkü, olmayacak, ben önleyeceğim demişti" sözlerini NTVMSNBC’ye değerlendiren Türk, halkın orada toplanmasını engelleyeceğine dair kimseye söz vermediğini söyledi.

Habur'a gidişinden iki gün önce Ankara Bilkent otelinde bir düğünde olduğunu ve dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın arayıp görüşmek istediğini ve bunun gizli bir görüşme olmadığını belirten Türk, “Atatürk Orman Çiftliği’nin içinde Tarım Bakanlığı'na ait bir yerde görüştük. Bu süreçle ilgili ne yapabileceğimizi söyledi. Ben de bu sürecin kesintiye uğramaması konusunda elbette ki her türlü hassasiyetin gösterilmesi gerektiğini söyledim” dedi.

Atalay’ın kendisine “Yeni bir sürece giriyoruz. Askerler rahatsız, tedirgin. Olabildikçe, yani hiçbir olaya meydan vermeden bunu geçiştirmemiz gerekir” dediğini savunan Türk, kimseye herhangi bir söz vermediğini şöyle dile getirdi:

“Asla böyle bir şey olamaz. Biz disiplin içinde bu sürecin devam etmesi için her türlü katkıyı yapacağız ve o katkıda da bulunduk. Biz insanlara ilk gün söyledik. Yani ‘insanlar gelemesin’ gibi bir lüksümüz yok. Biz insanlara gelmeyin diyebilir miyiz? Yani barış için, bir süreç için bir umut beliriyor... İnsanlara gelmeyin diyeceksiniz,  böyle bir şey olmaz. Ama gerçekten olaysız, gürültüsüz geçmesi için her türlü çabayı gösterdik.”

‘MİTİNGDE SİVİL GİYİNMELERİNİ BEN SÖYLEDİM’
Türk, Mahmur ve Kandil'den gelenlerin örgütü sembolize eden kıyafetler giyinmesine de değindi. Türk, Diyarbakır'daki mitinge böyle gelmemeleri konusunda uyarıda bulunduğunu kaydederek, şunları söyledi:   

“Şimdi burada aslında biziler açısından bu sürecin barışçıl bir sürece evrilmesi konusunda her türlü hassasiyet gösterildi. Ama birileri hep sanki bu sürecin kesilmesinin nedeni bizim tavrımızmış gibi ortaya koymaya çalışıyorlar. Bakınız mesela gelen gruplar üzerinde gerilla elbiseleri vardı. Rozetler vardı. Ben sordum onlara... Dedim ‘Peki siz böyle bir süreçte barışa katkı sunmak için geldiniz. Niye bu elbiseleri çıkarmadık?’ Dediler ki; 'Bize çıkarın deselerdi biz çıkarırdık' Ama ne savcılar, ne görüşen vali yardımcısı, ne kimse böyle bir uyarıda bulunmadı. Hatta Diyarbakır'a geldiklerinde bile ben Çınar'ı aradım. Çınar’daydı arkadaşlarımız. Diyarbakır'a gelirken sivil elbise giysinler dedim.”

Sayfa Yükleniyor...