İşçi Partisi’ni artayan polislere beraat

''Ergenekon'' soruşturması kapsamında, İşçi Partisi'nde arama yapan Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli 10 polis memuru yargılandıkları davada beraat etti.

''Ergenekon'' soruşturması kapsamında, İşçi Partisi'nde arama yapan Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli 10 polis memuru, ''mevzuata aykırı arama yaparak görevi kötüye kullandıkları'' iddiasıyla yargılandıkları dava ya Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.

Duruşmaya, tutuksuz sanık Yaşar Çor ile müşteki İşçi Partisi'nin avukatı Ali Cafer Baş katıldı. Sanık avukatları ise mazeretleri sebebiyle duruşmada hazır bulunmadı.

Müşteki avukatı Baş, şikayetlerinin devam ettiğini belirtirken, Cumhuriyet Savcısı Özlem Şimşek ise 21 Ekim 2010'da, bütün sanıkların beraatı yönünde verdiği esas hakkındaki görüşünü tekrarladığını açıkladı.

Savunması sorulan sanık Çor, savcının beraat talebinde bulunmasına karşın, esas hakkındaki savunmalarını yapmak istediklerini belirtti. Ancak avukatının duruşmaya katılamaması nedeniyle savunma hazırlayamadığını söyleyen Çor, savunmasını hazırlamak için süre istedi.

Yargıç İsmail Tiryaki, ara kararında, savcının esas hakkındaki görüşünü 21 Ekim 2010'da verdiğini anımsattı. Sanıklar ve avukatlarınca bugüne kadar son savunmaların verilmediğine dikkati çeken Tiryaki, bu duruşmada istenen son savunmaya ilişkin talebi reddetti.

Bunun üzerine son savunmasını yapan sanık Çor, emirleri yerine getirdiklerini ve usule uygun hareket ettiklerini ifade etti. Arama kararına, partinin ve Ulusal Kanal'ın avukatlarının itiraz şerhi düşmediğini söyleyen Çor, beraat talebinde bulundu.

BERAAT KARARI
Duruşmaya son veren Yargıç Tiryaki, tüm sanıkların atılı suçlardan beraatlarına karar verildiğini açıkladı.

Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli sanık polis memurlarının, 21 Mart 2008'de, Ankara Toros Sokak'taki İşçi Partisi Genel Merkezi ile Ulusal Kanal'ın aynı binadaki bürosunda saat 03.30'da baskın şeklinde aramaya başladıklarını, saat 19.00'a kadar buna devam ettiklerini belirten Tiryaki, arama ve el oyma işlemlerinin CMK'ya aykırı olduğu, bu nedenle sanıkların görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılmasının talep edildiğini anımsattı.

Cumhuriyet Savcısı Şimşek'in yargılama sırasında, sanıkların eylemlerinin hukuka aykırı olmakla beraber, kasıt unsuru olmadığından beraatlarına karar verilmesi yönünde esas hakkında görüş verdiğine dikkati çeken Tiryaki, sanıklar ve avukatlarının savunmalarda suçlamaları reddederek, aramaya güneşin doğmasına yakın olan 04.00 sıralarında usulüne uygun olarak başladıklarını, el koyma işlemlerini de usule uygun olarak gerçekleştirdiklerini beyan ettiklerini anlattı.

Toplanan deliller, sanık savunmaları, yeminli tanık ifadeleri, 31 sayfalık arama tutanağı içeriği, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporları, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin arama ve el koyma kararı ile Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın aramanın yapılmasına ilişkin kararlarının birlikte değerlendirildiğini ifade eden Tiryaki, sanıkların, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi hakimince verilen 20 Mart 2008 günlü karar ve Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın aynı tarihli yazısı üzerine aramaya başladıklarını belirtti.

Kararda, aramanın gece dahil olarak da verilmesi nedeniyle sanıkların kararın gereğini yerine getirdiklerini söyleyen Tiryaki, arama kararında bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında, kütüklerde arama yapılacağı ve el konulabileceği hususunda bir izin olmadığı halde, sanıkların arama sırasında bilgisayarlarda arama yapıp, incelemek üzere el koyduğunu ifade etti.

Aramayı, çok sayıda güvenlik görevlisinin gerçekleştirdiğini ve aranan her odada, aranacak yerlerin sahibi veya avukatlarının birlikte hazır bulundurulmadığını, İşçi Partisi Genel Başkanı, Ulusal Kanal ve Aydınlık gazetesi sahibi ve mevcut davanın tanığı Doğu Perinçek'in arama sırasında aranan yerlerde hazır edilmeyerek, Emniyete götürüldüğünü bildiren Tiryaki, el konulan eşyaların sahiplerince mühürlenip imzalanması gerektiği halde, bu hususun kişilere hatırlatıldığına dair ifadelerde ve arama tutanağı içinde kayıt olmadığını kaydetti.

'MANEVİ UNSUR YOKLUĞUNDAN BERAATLARINA...’
Tiryaki, kararın gerekçesinin son bölümünü, tutanağa şöyle geçirdi:

''El konulan bilgisayarların veya bilgisayarlar içindeki programların şifreli olduğuna dair bir bilgi olmadığı halde, bilgisayar ve bilgisayar hafızalarına el konulmasının yasalara aykırı olduğu anlaşılmış ise de sanıkların bu eylemleri görevi kötüye kullanma kastı ile işledikleri hususunda dosyada somut bir kanıt olmadığı, sanıkların görevlerini yaptıkları düşüncesi ile bu eylemleri yaptıkları kanaatine varıldığından, manevi unsur yokluğundan, sanıkların müsnet suçlardan beraatlarına karar verildi.''

İddianamede, 21 Mart 2008'de, İşçi Partisi Genel Merkezinde ve aynı binadaki Ulusal Kanal Ankara Bürosunda arama yapan 10 polis memurunun, ''mevzuata aykırı arama yaptıkları'' ileri sürülerek, ''görevi kötüye kullandıkları'' gerekçesiyle, 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyordu.

Sayfa Yükleniyor...