Kılıçdaroğlu'dan 'rahibe' özrü

CHP Genel Başkanı, Konya'dan sonra gittiği Ankara'da "bir sabah gözaltına alınmak istemiyorsanız 'hayır' deyin" çağrısında bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Konya'dan sonra gittiği Ankara'da aynı gün içinde ikinci mitingini gerçekleştirdi.

Avcılar'da asılan CHP pankartına değinen Kılıçdaroğlu, "sorumlu CHP'liyse özür diliyoruz" dedi. Kılıçdaroğlu, "Eğer bir üyemiz o pankartı asmışsa ve bundan üzülenler varsa onlardan özür diliyoruz" ifadelerini kullandı.

Vatandaşlardan 12 Eylül'de yapılacak referandumda ''hayır'' oyu vermelerini isteyen Kılıçdaroğlu, ''hayır'' diyerek değişimin yolunu açacaklarını, 'yi ve dünyayı değiştireceklerini söyledi.

Kılıçdaroğlu, hiçbir zaman ve hiçbir yerde kimseyi kırmak istemediklerini, kimseyi ötekileştirmediklerini belirterek, şöyle devam etti:

''Birileri çıkıp bizim adımıza birilerini üzüp, kırarsa CHP'nin genel başkanı olarak kırılan herkesten, üzülen herkesten gönül rahatlığı içinde özür dilemesini biliriz. Çünkü biz adamız, adam gibi adam olacağız. Eğer birileri bir arkadaşımızı üzdüyse biz gereğini yaparız. Ama ben merak ediyorum, Recep Bey'e soruyorum; Sen çiftçiye 'ananı da al git' dediğin zaman bütün analardan özür dilemesini bildin mi? Buradan, Ankara'dan Türkiye'deki bütün analara sesleniyorum, sizi aşağılayan, çiftçinin anasını aşağılayan 'ananı da al git' diyen Recep Bey'i, bütün anaları göreve davet ediyorum, 12 Eylül'de onu sandığa gömün.''

CHP'nin üç aydır kendi olanakları ile adım adım Türkiye'yi gezdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, harcamalarında hazineden aldıkları yardımları ve aidatları kullandıklarını söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ise devletin imkanlarını kullanarak referanduma ilişkin kampanya yürüttüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Diyor ki 'Devlet bana dedi ki gidip yatırımları açabilirsin' Yatırımları açabilirsin ama gidip orada seçim propagandası yapamazsın. Sende ahlak varsa önce devletin uçağını kullanmaya son ver. Adalet ve Kalkınma Partisi, ama sanırsın ki Adalet ve Kalkınma Bankası. Nereden buluyorsun sen bu paraları? Türkiye'de Edirne'den Hakkari'ye kadar her tarafta 'evet'. Bilboardlarda 'evet', gazeteleri açıyorsun 'evet', havaya bakıyorsun 'evet', yere bakıyorsun 'evet' iyi de bu değirmenin suyu nereden geliyor Recep Bey. Çık şu millete bir anlat bakalım'' diye konuştu.

AK Parti'nin artık zemin kaybettiğini ve hesap verme telaşı içine girdiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, bu kadar çok 'evet' vurgusu yapılmasının nedeninin de bu olduğunu savundu.

Anayasa değişikliğinin AK Parti'nin söylediği gibi demokrasinin ve özgürlüğün yolunu açmadığını, işsizlere iş, aş vermediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Bu anayasa 12 Eylül anayasasının uzantısıdır" dedi.

Ankara'da bir süre önce toplu taşıma ücretlerine zam yapıldığını, ancak Danıştay'ın yüksek zammı iptal ettiğini, bunun bir hakkın kullanımı olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliklerinin hayata geçmesi halinde ise artık bu hakkın kullanılamayacağını ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, ''Recep Bey'in adaleti bu. Bu adaleti her yerde anlatın. 12 Eylül paşalarının bile yapmaya cesaret edemediği, yurttaşa hak olarak verdiği Danıştay'a başvurma hakkını milletin elinden alıyorlar ve diyorlar ki 'bu anayasayla demokrasi gelecek'. Bunun adı Recep demokrasisidir. Bunu reddediyoruz'' şeklinde konuştu.

'DEMOKRASİDEN NASİBİNİ ALMAMIŞ ZİHNİYETE HAYIR DİYECEĞİZ'
Kılıçdaroğlu, değişikliklerin kamu kaynaklarının yandaşlara peşkeş çekilmesine de anayasal zemin hazırladığını iddia etti.

CHP'nin toplumda daha fazla hak ve özgürlükten yana olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ancak söz konusu anayasa değişikliğinin bunu sağlamadığını savundu. Kılıçdaroğlu, ''Önümüze getirilip dayatılan '26 soruya tek cevap vereceksin, ya evet diyeceksin ya hayır diyeceksin' diyen demokrasiden nasibini almamış zihniyete hayır diyeceğiz'' dedi.

Kılıçdaroğlu, 26 soruya tek yanıt istemenin milletin aklına güvenmemek olduğunu ifade etti.

Başbakan Erdoğan'ın anayasa değişikliklerine ilişkin olarak ''hap gibi'' ifadesini kullandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, ''Doktorluk yapmayan bir adamın verdiği hapla millet sağlığına kavuşur mu? O hap zehirli haptır. Onun millete yuttururlarsa demokrasiyi askıya alırız, haklarımızı askıya alırız, özgürlüklerimizi askıya alırız'' dedi.

AK Parti'nin anayasa değişiklikleri ile Ekonomik ve Sosyal Konseyi getirdiğini söylediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ancak konseyin zaten yasası olduğunu aktardı. Kılıçdaroğlu, yasa gereği 3 ayda bir toplanması gereken konseyin 3 yıldır toplanamadığını da kaydetti. ''Buradan bütün iş dünyasına sesleniyorum, bütün aydınlara sesleniyorum, bütün sanatçılara sesleniyorum; bu referandumda 'evet' çıkarsa bir sabah eviniz basılabilir. Bir sabah gözaltına alınabilir, tutuklanabilir, aylarca hapiste kalabilirsiniz. Ve siz tahliye olduktan sonra sizi haksız yere gözaltına alan, tutuklatan yargıya, yargıca, savcıya karşı hak arama talebiniz dahi olmayacak'' diyen Kılıçdaroğlu, özgürlük ve hak isteyenlerin anayasa değişikliğine 'hayır' demesi gerektiğini söyledi.

'TELEKULAK HÜKÜMETİ BUNLAR'
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın kendisine yönelik ''meydanlarda anayasa değişikliğini anlatmadığı'' eleştirisinin de gerçeği yansıtmadığını savunarak, şöyle konuştu:

''Ben anayasayı anlatıyorum da onun kulakları duymuyor. Niçin kulakları duymuyor? Çünkü ben miting meydanınında söylüyorum, cep telefonundan söylesem dinleyecek. Telekulak hükümeti bunlar. Geçen gün Yargıtay üyeleri dinlenmiş, Danıştay üyeleri dinleniyor. Eminim içinizden çok kişi de dinleniyor. Bizim dinlenmek zaten kaderimiz. Bizi de dinleyecekler ama varsın dinlesinler. Dinlemezlerse namerttir bunlar. Hiç korkmuyoruz biz. Sayın Başbakan yasa dışı dinlemelerin arkasına saklanıyor, yeri zamanı gelince onlardan söz ediyor. Peki şimdi ben Sayın Başbakan'a sorayım; Sen bir işadamından Amerika'daki kızına 25-30 bin dolar parayı nasıl istedin? Hangi gerekçeyle istedin? O sana borç mu verdi, yoksa sen onun ortağı mısın? Çık millete anlat bakalım. Anlatamaz.''

Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bir televizyon kanalında tartışma teklifini yineledi.

Başbakan Erdoğan'ın bu teklifi kabul etmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Karşıma çıkamaz. Çünkü bu kardeşinizin karşısına çıkması için o adamda mangal gibi yürek olması lazım'' diye konuştu.

AK Parti'nin vatandaşlara referandumda ''hayır'' dememeleri için baskı yaptığını ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Ne yaparlarsa yapsınlar, ölüm, ecel fark etmez, korkmayacağız, korku toplumuna direneceğiz, gücümüzü göstereceğiz. Çünkü bize öğrettiler, biz öğrendik. Okuduk, ruhumuza işledi ve her yerde diyoruz ki sen yanmazsan, ben yanmazsam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa'' dedi.

''Boy-soy'' tartışmalarına da değinen Kılıçdaroğlu, bu tartışmayı kendisinin başlatmadığını, 21'inci yüzyılda bu tür tartışmaların kabul edilemez olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''21'inci yüzyılda Türkiye'de bir de Hitler'in çıkacağını hiç düşünüyor muydunuz? Aklınızın ucuna gelir miydi? Recep Bey şimdi bir de eline alacak pergeli, cetveli milletin kafatasını ölçecek, hangi soydan geliyormuş diye. Bunların zihniyeti bu, insana bakış açısı bu, insanları bölmek, ayırmak, insanları birbirine düşürmek, insanları kavga ettirmek bunların künyesinde yazılı. Çünkü bunlar insanları sevmezler, hoşgörüden anlamazlar. İnsanları görmek, tatlı dille onlarla sohbet etmek, eleştirisini dinlemek, eleştirisinden ders çıkarmak gibi bunların bir adabı, erkanı yoktur. Bunlar bilmezler. Bunlar sizin aşınıza, ekmeğinizi göz koyanlardır. Onun için diyoruz AKP farklı bir parti, Adaletten Kaçanlar Partisi.''

Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın dokunulmazlıkları kaldırma sözü verdiğini ancak bunu gerçekleştirmediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sözünü tutmayana ne denir Allah aşkına? Recep Bey, Ankara'dan sesleniyorum: Adam gibi adamsan, yiğit adamsan, gerçekten de Kasımpaşalıysan dokunulmazlıkları kaldırırsın. Ben de derim ki bravo Recep'e, helal olsun, dokunulmazlıkları kaldırdı. Recep Bey dokunulmazlıkları kaldırabilir mi? Ben de biliyorum, kaldıramaz. Neden? Verilecek hesabı var. Kul hakkı yiyenlerin verilecek hesabı var. Halkın ayak sesleri geldi. Yargılanacaklar, hesap soracağız, tüyü bitmemiş yetimin hesabını soracağız.''

''Diyorlar ki 'Daha tam zemin kaymadan anayasayı değiştirelim, istediğimiz hakimleri tayin edelim, Yüce Divan'a gidersek onlar da bizi beraat ettirsinler'' diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''İzin vermeyeceğiz. Bu gece Kadir Gecesi, kutsal gece. Bu gece dualar edeceğiz. Kul hakkı yiyenlere 'evet' dersek doğru olur mu? Doğru olmaz. Kul hakkı yiyenlere 'evet' demeyeceğiz. Onlar bu işin hesabını verecekler, doğru ne ise doğrunun arkasından koşacağız. Siyasete atılırken söz verdim, halka yalan söylemeyeceğiz, doğruları söyleyeceğiz, halkla beraber yürüyeceğiz, halkın çıkarlarını savunacağız.''

Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin 8 yıldır ülkeyi yönettiğini hatırlatarak, ''Rahmetli Ecevit'in koalisyonunda bir kişi yazar kasa attı diye kıyamet koptu. Bunların devrinde yazar kasa devri bitti zaten. Esnaf siftah yapamıyor, çiftçi alın terinin karşılığını alamıyor'' dedi.

Son dönemde yoksulluk nedeniyle intiharlar yaşandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, ''Bunların sorumlusu kim? Recep Bey değil mi? Adalet ve Kalkınma Partisi, af edersiniz Adaletten Kaçanlar Partisi ve onun yöneticileri değil mi?'' diye konuştu.

SANA 'BAŞBAKAN OLAMAZSIN' DEMEDİM, ADAM OLACAKSIN ADAM
Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin iftar sofraları açtığını ve buralara gelenlerin ''evet diyeceksiniz'' ifadesiyle karşılaştıklarını belirterek, şunları kaydetti:

''Sonra Recep Bey'i kürsüye çıkarıyorlar, 'konuş' diyorlar. Ağzına ne kadar küfür geldiyse iftar sofrasında konuşuyor. Siyasette küfür... Bugün demiş ki 'Bana muhtar olamazsın dediler ama ben Başbakan oldum'. Siz neyi söylemek istediğimi biliyorsunuz değil mi? Ne diyorlar, adam olmak farklı bir şey, Sayın Başbakan'a onu söylememiz lazım. Sana 'Başbakan olamazsın' demedim, adam olacaksın adam.''

''Müslüman ayaklarına yatıp yurt dışındaki işçilerin alın terini sömürenlerden hesap sorulmadığını'' belirten Kılıçdaroğlu, ''Recep Bey'in kimden hesap sorduğunu biliyorsunuz değil mi? Malı götürenlerden hesap sormaz, 'özgürlük', 'demokrasi' diyenlerden hesap sorar 'niye özgürlük, demokrasi diyorsun' diye ama birisi malı götürür, yasa dışı iş yapar, yolsuzluk yapanlar olur sırtını sıvazlar. Onun için diyoruz: Yetki verin, güç verin AKP'yi sandığa gömelim, haramilerin iktidarını yıkıp halkın iktidarını kuralım'' diye konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın ''Türkiye'deki 9 milyon emeklinin oyunun çantada keklik olduğu'' görüşünde olduğunu ileri sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Çantada keklik değilse emekli kardeşlerim iyi düşünsün. Onlara milli gelir artışından pay verilmez diye yasa çıkaran, onların intibak yasasını çıkarmayan, sözde genel sağlık sigortasında para alınmayacaktı, kimse hiç bedel ödemeyecekti diyen Recep Tayyip Erdoğan... 'Hayır' diyorsa emekli kardeşlerim dersini vermek, hesabını sormak zorundadır. 9 milyon emekli ve onların eşlerine sesleniyorum: Size birinci sınıf yurttaş yolunu açacak olan halkın iktidarıdır, yani Cumhuriyet Halk Partisidir, yani sosyal demokratlardır.''

Büyük Ortadoğu Projesi'ne de değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

''Şimdi Recep Bey'e soralım, Irak'ta binlerce, milyonlarca insan öldürüldü, yüzbinlerce kadına tecavüz edildi. Bu projenin eş başkanı olan Recep Bey defalarca dedi 'Ben bu projenin eşbaşkanıyım' diye. İnkar ederse o ses kasetlerini onun yakasına iliştireceğim, söz veriyorum size. Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eş Başkanı acaba Irak'ta olan olayların sorumlusu değil mi? Amerikalılar gittiler şimdi. Merak ediyorum, bu beyefendi Irak'a nasıl gidecek, Iraklının yüzüne nasıl bakacak diye... Bunun hesabını sormayacak mıyız, sormamız lazım değil mi? Soracağız, hiç meraklanmayın.''

Sayfa Yükleniyor...