2020 yılında üst üste gelen felaketler sosyal medyada 'felaket tellallığı'nı başlattı. Kimileri 'kıyamet habercisi', kimileri de 'İnsanoğlu ektiğini biçiyor' diyor.
Hürriyet gazetesinden Fulya Soybaş'ın haberinde konuyu değerlendiren Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Mustafa Öztürk, “Ortada bir tedbirsizlik varsa, yapılacak ilk iş o tedbirsizliği sona erdirmektir" dedi.
Elazığ depremine atıfta bulunan Öztürk, "Aynı mahalledeki binalardan sadece biri yıkılmışsa buna 'mukadderat' denmez. Problemin kaynağı beşeridir. İstanbul'da yarın bir gün deprem olur ve sayısız insanımız canını kaybederse, bu hadiseyi 'Allah bizi gözden çıkardı, bu yüzden de helak etti' diye yorumlamak yerine gereken tedbirler alındı mi buna bakmak gerekli” diyor.
Öztürk, “Başımıza ciddi bir sıkıntı geldiğinde veya bir felaketle yüzleşildiğinde, meseleyi doğrudan ilahi gazap, azap ve cezaya bağlamak, ilkel kabile dinlerindeki mitolojik ve animistik tanrı tasavvurlarını anımsatır. Burası kevn ve fesat, yani oluşlar ve bozuluşlar âlemidir. Kimi zaman birbiri ardınca terslikler vaki olabilir. Üst üste yaşanan tersliklerden hareketle, kıyamet senaryosu yazmak yahut 'Biz yoldan çıktık, bunlar başımıza geldi' gibi yorumlar yapmak patolojik zihnin yansımalarıdır.
- Etiketler :
- Haberler -
- Türkiye
- yangın
- Elazığ
- Deprem