Mad Men geri döndü

Beklenen an geldi. Mad Men, yeni sezonuyla bugünden itibaren her Pazartesi 23.00’te e2’de.

Mad Men geri döndü

Bir yıldan fazla süren aranın ardından Mad Men, bu gece geri dönüyor.


Mad Men’in merakla beklenen yeni sezonu hakkında birinci elden bilgi almak isteyenler için CNBC-e Dergi, Los Angeles’a gitti ve Mad Men ekibiyle konuştu.

Mad Men’de yeni sezon bir buçuk yıl aranın ardından başlarken, kafalarda pek çok soru var. Don Draper’ın beklenmedik evliliği ona mutluluk getirecek mi? Sterling Cooper Draper Pryce batacak mı? Los Angeles’ta düzenlenen basın toplantısına giderken tüm bu sorulara cevap bulmayı umuyorduk. Toplantının ilk konuğu dizinin beyni Matthew Weiner’dı. Kendine güvenli, rahat tavırlarıyla yerini aldı. Hepimiz ağzından dökülecekleri beklerken, izleyicinin seyir keyfini bozmamak adına yeni sezon hakkında hiçbir bilgi vermeyeceğini söyledi. Yüzlerimizdeki hayalkırıklığına aldırış etmeden sözlerine devam eden Weiner, bize takvime bağlı kalarak diziyi yazdıklarını, çünkü insanların yaşlarına ve yaşam standartlarına sadık kalmak istediklerini anlatmaya başladı.

“Bu bize hayatının bir sonraki evresi nedir deme olanağı veriyor. 30 ile 40 yaş arasındaki fark nedir? Hayattaki tercihlerimizin sonuçları olduğunu görebiliyoruz. Dördüncü sezonda hiyerarşinin değişmesi Pete’in yeni ajansta kendini göstermesine olanak tanıdı. Bu hikaye anlatımı izleyiciye altı sene önce siz neredeydiniz sorusunu sordurtuyor.”

Weiner yeni sezonda belli bir zamanın geçmiş olduğunu söylüyor. Bu nedenle yeni bölüm yayınlandığında izleyicinin ne olacağına dair hiçbir fikre sahip olmamasını istiyor. İster bir reklam taktiği deyin, ister dizisine sahip çıkıyor deyin iki türlü de yeni sezon hakkında merakımızı körüklediği kesin.

Don Draper’ı canlandıran Jon Hamm de bu uzun aranın dizinin lehine işleyeceğini düşünenlerden. “Ya kendimizi çok özletmiş olduğumuz için insanlar ilk bölümü izleyince mutlu olacaklar ya da gözden uzak gönülden uzak deyimini doğrularcasına uzun süredir yayında olmadığımız için izleyiciyle bağımızı kaybetmiş olacağız. Ama ben ilkinin geçerli olduğunu düşünmek istiyorum.”

Hamm yeni sezonun ilk bölümünün yönetmenliğini üstlenmenin yanı sıra artık dizinin yapımcılarından da... Dizinin başarısını ekibin işini en iyi şekilde yapma isteğine bağlıyor. Weiner’a göre kişisel ve samimi bir dizi olması bu ilgide en büyük etken. Gerçekten de Mad Men ekibi dört sezondur kendilerini tekrar etmeden bize farklı diyaloglar, farklı hayat tecrübeleri sunmayı başardı. Weiner hikayeye güvenip, izleyiciye saygı duymanın başarının anahtarı olduğunu söylüyor. “Peggy Olsen onu tanıdığımız gün patronunun eline dokunmuştu, çünkü sekreterlerden biri patronuyla yatmazsa kovulacağını söylemişti. Aynı Peggy dördüncü sezonda takdir edilmediği için patronuna bağırdı. İşte ben bu dizide bunu yapma şansına sahibim. Bunu ben anlayıp beğeniyorsam, izleyici de beğenecektir.”  (Devamı CNBC-e Dergi'nin Nisan sayısında)

BU ÇILGIN ADAMLAR NEREDEN ÇIKTI?
Matthew Weiner:
Reklamcılık hikayesi bir janraydı. Artık varolmayan bir klişe. Hakkında pek çok film ve TV dizisi yapıldı. Reklamcılık Amerikan kültüründe her zaman mimarlık gibi iyi kazandıran bir meslek olarak sağlam bir yere sahipti. Hem bir sanatçı hem de bir iş adamı olabiliyorsunuz. Dönemle ilgilenen biri olarak reklamcıların hayatlarını okuyordum ve reklamcılığın hikayesini okudukça, tıpkı bizim gibi bir işe sahip olduklarını keşfettim. Yaratıcı iş yapanlardan işe erken gelmeleri, otoriteye saygı göstermeleri beklenmiyor. Bunlar bana çok ilginç geliyordu. O dönemdeki Amerikan egemenliği ve yaşanan kültürel değişim... Her şey abartılıydı. Ben de bunu işlemek istedim.

MAD MEN’İN FRANSIZ SİNEMASIYLA PSİŞİK BAĞI VAR
Matthew Weiner:
Mad Men’in Fransız sinemasıyla gönül bağı var. Konuşulmayan hislerin çözümlendiği sessiz anlar, belli belirsiz mimikler... Claude Lelouch, François Truffaut, daha klasik Fransız sineması ustaları Jean-Luc Godard, Jean Renoir çok etkilendiğim yönetmenlerdir. Chabrol’un Les bonnes femmes adlı filmi pek çok kişiyi etkiledi. Pilotu çekerken 50’lerde ve 60’larda filmlerde ne yapmışlar diye bakıyorduk. Atmosfer yaratmak için bu tarz film çekimini ve sanat yönetimini tercih etmeye karar verdik. Cumartesi saçını yaptırıyorsan, Çarşamba gelinde o saç kötü gözükmeli. Biz de Amerikan filmlerindeki gibi her sahnede faklı bir saç tarzı ya da 80 farklı kostüm kullanmak yerine daha gerçekçi görünen Fransız sinemasını örnek aldık.

Sayfa Yükleniyor...