Mavioğlu: Darbe karşıtlarının da girmesi sorun

Radikal Gazetesi Haber Koordinatörü Mavioğlu: "Ergenekon soruşturması toplum tarafından muhaliflerin sindirilmesi gibi algılanıyor."

Mavioğlu: Darbe karşıtlarının da girmesi sorun

Ertuğrul Mavioğlu, NTV canlı yayınında şunları söyledi: "Şaşırtıcı şeyle, hiç beklemediğimiz şeyler de oluyor her operasyonda. Öncelikle ikinci iddianameden bir cümleyi, değerlendirme yapılması için bir bakış açısı oluşturur diye okuyacağım:

"Türkan Saylan gibi gardırop Atatürkçüleri var" diyor. "Avrupa Birliği’ne laf söyletmiyor, Gümrük Birliği'ni savunuyor Atatürkçüyüm diyor olmaz böyle şey. TÜSİAD’tan bir farkı yok Atatürkçülüğü istismar ediyor gibi kullanıyorlar."
Şimdi bu cümleyi kim yazmış? Cumhuriyet Çalışma Grubu'na atfen bir rapor bu. Bu raporu hazırladığı söylenen kişi Erol Manisalı. Erol Manisalı da gözaltında. Bu cümleleri sarfeden, Cumhuriyetçi Çalışma Grubu denilen, arkasında askerin olduğu pek bilinen organizasyona rapor hazırlayan Erol Manisalı da gözaltında.

Türkan Saylan’ın da evi basıldı sabahın köründe.  Datalarına el konuldu, bilgisayarında arama yapıldı, kendi deyimiyle müzik CD'lerine el konuldu. Hatta daha sonra da aynı operasyon kapsamında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin çok sayıda şubesi yurdun çeşitli yerlerinde basıldı.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin içinde yer aldığı 'Baba beni okula gönder' kampanyasında faaliyet yürüten Tijen Mergen gözaltına alındı. Ergenekon operasyonu eğer bir gladyo örgütlenmesine yönelik bir çalışmaysa, bu elbette ki ülkenin karanlık geçmişi açısından onunla hesaplaşabilmek açısından çok önemli.

Bir yanıyla hakikaten sürdürülen bir Ergenekon operasyonu var. Fakat öbür yanda da, görüldüğü kadarıyla bu operasyonun gölgesinde yürüyen bir muhalifleri sindirme operasyonu da varmış gibi bir his... Bu, toplumun değişik kesimlerinde çok güçlü biçimde dile getirilmeye başlandı.

Şimdi Türkan Saylan ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne yapılmış olan bu operasyonlar günlerce konuşulacak. 'Bu mudur Ergenekon?' diye insanlar soracaklar. Ama bir de diğer tarafı var bugün yapılan gözaltıların...

Örneğin Başkent Üniversitesi'ne yapılan baskın.  Prof. Haberal’ın gözaltına alınması; üniversitenin rektörü. Ve Başkent Üniversitesi'nin bünyesinde oluşturulan Kanal B... Şimdi bunlarla ilgili cümleleri sarf ederken Türkan Saylan ile ilgili ortaya konulmuş olan 'Bu mudur Ergenekon?' sorusunu açıkçası daha temkinli ortaya atmak gerektiği kanısındayım.

Veya işte gözaltında olan rektörler ve bunlarla ilgili bir takım suçlamalar var; Ergenekon’un hem belgelerinde hem de iddianamede... Örneğin Fatih Hilmioğlu’nun, 27 Nisan bildirisinin sonuna kadar arkasında olduğunu açıklaması. Rektörlerin bir kısmının senato kararları ile açıktan açığa orduyu göreve çağırması ve benzeri iddialar... Bunlar hem iddianamede hem belgelerde yer alıyor.

Örneğin Haberal’la ilgili bu Patalya Otel’de yapılan Gölbaşı toplantıları... Bu toplantılara Tuncer Kılınç gibi, Hurşit Tolon, Şener Eruygur gibi, Mustafa Balbay, Doğu Perinçek gibi Ergenekon iddianamesinde adı geçen bir takım isimlerinde katıldığı biliniyor.

Bu çerçevede bir takım soruşturmalar sorgulamalar söz konusu. Ergenekon savcısının kendi yürütmüş olduğu mantık çerçevesinde bir yerlere oturuyor dediğim gibi. Ama işte problem bu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile ilgili çıktı bu operasyonda da...

Büyük olasılıkla Cumhuriyet mitinglerinin organizatörü olmakla suçlanacak Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği üyeleri. Ama Türkan Saylan, özellikle İzmir mitingi -ki çok görkemli olan bir Cumhuriyet mitingiydi bu- öncesinde darbeye de karşı, açıktan konuşacağını söylemiş ve orada Tuncay Özkan tarafından konuşması engellenmişti. Daha sonra metni gazetelerde çıktı.

Yani darbeye karşı olanlarla, darbecilerin aynı iddianame, aynı operasyon kapsamında olması da ayrıca bir sorun.

Sayfa Yükleniyor...