12 Eylül’de yapılan halkoylamasında anayasanın geçici 15. maddesinin kaldırılmasıyla, Evren’in de aralarında bulunduğu komutanların ve diğer kamu görevlilerinin yargılanıp yargılanamayacakları tartışması alevlenirken, ilk soruşturma sürecinin de başladığı ortaya çıktı.
Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği, İnsan Hakları Derneği’nin (İHD), dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, Deniz Kuvvetleri Komutanı Nejat Tümer ve Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya’nın yargılanması için 13 Eylül’de yaptığı suç duyurusu üzerine 2010/605 hazırlık numarasıyla resmen soruşturma başlattı.
Milliyet gazetesinin haberine göre soruşturma sonunda Evren, Tümer ve Şahinkaya hakkında dava açılabileceği gibi takipsizlik kararı da verilebilecek. Kararda, “zamanaşımı ve sorumsuzluk” gibi hukuki tartışmalara da bir cevap verilmesi bekleniyor.
İHD’nin yanı sıra Ankara’da Yetmez Ama Evet Platformu, Mazlum-Der, 12 Eylül döneminde işkence gören bazı ülkücüler, BDP’li milletvekilleri de suç duyurularında bulunmuşlardı. Savcılığın, Ankara’da yapılan suç duyurularını tek bir dosyada birleştirmesi beklenirken, Türkiye genelinde yapılan suç duyurularının da suç yeri itibariyle Ankara’ya gönderilebileceği ifade edildi.
Tüm suç duyurularının birleştirilmesinin ardından savcılığın, soruşturmada yapılması gereken ifade alma, bilgi ve belge toplama, gözaltı ve arama gibi hukuki prosedürleri de gözden geçirecek.
Soruşturma sonunda Evren, Tümer ve Şahinkaya’nın da aralarında bulunduğu görevliler hakkında dava açılabileceği gibi takipsizlik kararı da verilebilecek. Kararda, kamuoyunda tartışma yaratan zamanaşımı ve sorumsuzluk gibi kavramlarda yanıtını bulacak.
2010/605 hazırlık numaralı dosyada yer alan İHD’nin suç duyurusu dilekçesinde, dava konusu için şu ifadeler yer almıştı: “Milli Güvenlik Konseyi adı altında 12 Eylül 1980’de ülke yönetimine el koyan ve 24 Kasım 1983 yılına kadar bu statüsünü sürdüren askeri cunta yönetinin hayatta kalan üyeleri Kenan Evren, Nejat Tümer ve Tahsin Şahinkaya’nın işlediği, Nürnberg Şartı ile kabul edilmiş ve tüm devletlerin kendi kanunlarında yer almasa dahi suçun oluşumu halinde takip etmek zorunda oldukları uluslararası hukukun buyruk kuralı niteliğine sahip insanlığa karşı suçlar ve resen takdir edilecek suçlar nedeniyle haklarında Başsavcılık tarafından ceza davası açılması ve haklarında gerekli önlemlerin alınması istemidir.”
- Etiketler :
- Haberler
