"Suya sahip çıkmalıyız"

Uzmanlar Türkiye'de bir "su hovardalığı" yapıldığı görüşünde...

"Suya sahip çıkmalıyız"

ADANA - Çukurova Üniversitesi  Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atabay Düzenli, son aylarda gerçekleşen yağışlarla, 'de ürün artışı
olacağını kaydederek, ''Canlılar çoktan beri ilk kez doğanın yeşilliğini, toprağın kokusunu ve havanın temizliğini bu kadar iyi hissedecekler ve nasiplerini alacaklar'' dedi.

Düzenli, Türkiye'de son 1 yılda önemli kuraklık yaşandığını kaydetti.Başta Tuz Gölü ve Azap Gölü olmak üzere 24 gölün kuruma noktasına geldiğini, 60'ının da seviyesinin 1 metrenin altına düştüğünü belirten Düzenli, ''Bunun yanında pek çok ırmak, çeşme ve barajların suyu kalmamış ve akmama durumuna gelmişti. Ülkenin pek çok yerinde kuraklık ve kuraklığın getirdiği
kıtlık ve de hastalıklar baş göstermeye başlamıştı. Kuraklığı önlemek için de yağmur dualarına çıkılmıştı'' dedi.

Düzenli, 1873-1874 yılları arasında yaşanan kuraklık ve kıtlıkta Ankara'da 18 bin kişinin öldüğü hatırlandığında, Türkiye'nin son aylarda kar ve yağmur şeklindeki yağışlarla büyük bir tehlikeden kurtulduğunu vurgulayarak, ''Geçen yılki kuraklık aynen devam etseydi, ülkemizin büyük bir canlı kıyımı ile karşılaşması kaçınılmaz hale gelecekti. Ama şimdilik bu tehlike atlatıldı, su yokluğu çeken göllerimiz tekrar canlandı, barajlarımız doldu, bu durum komşu göl ve barajlara da fayda sağladı'' dedi.

Türkiye'nin bugün ulaştığı su kapasitesinin, en azından 2 sene kuraklık sorunu yaşamayacağı miktarda olduğunu belirten Düzenli, şöyle devam etti:''Kesinlikle önümüzdeki yıllarda büyük bir ürün artışı olacak. Doğanın yeşilliğini, toprağın kokusunu ve havanın temizliğini, canlılar çoktan beri ilk kez bu kadar iyi hissedecekler ve nasiplerini alacaklar. Ayrıca bu durum ülkemizde sulak alanların tekrar hayata geçmesine olanak sağladı. Buradaki canlılar en iyi şekilde nesillerini sürdürecekler. Muhtemelen pek çok göç eden canlı, göç yollarını tekrar Türkiye'den geçirmeye başlayacak. Bu canlılar sulak alanlarda yer aldıklarında, bölgedeki tüm canlıların en iyi şekilde yaşaması için gerekli görevlerini de yerine getirecekler.''


''SUYA SAHİP ÇIKMALIYIZ''
Dünyadaki canlı yaşamın ilk kez tatlı suda ve kenarlarında başladığını vurgulayan Düzenli, ''Bunun da nedeni, canlı yaşam için tatlı suyun faydası, önemi ve gerekliliğidir. Bundan sonra yağışların ve eriyebilecek karların oluşturduğu ve oluşturacağı yaşam alanlarına sahip çıkmak ve onları korumak bundan sonraki yaşam tarzımız için son derece önemlidir'' dedi.

Türkiye'de yer altı ve yer üstü sularının ekonomik olarak kullanılmadığına değinen Düzenli, ''Ülkemizde büyük bir su hovardalılığı sürdürülmekte. Bugüne kadar yapıldığı gibi aynı tatlı suyla hem balık yetiştirip hem araba yıkanmamalı. Ayrıca su kaynakları kirletilmemeli. Dünyada suyun çok, ama canlılar için uygun su miktarının az olduğu unutulmamalı'' diye konuştu.

Bugün su açısından yaşanan olumlu durumun, nereye kadar gideceğinin kesin olarak bilinemeyeceğini vurgulayan Düzenli, şöyle devam etti:''Dünyada mevcut su rezervlerinin yüzde 3'ü temiz ve içilebilir. Bunlardan da yüzde 1'ine ancak ulaşılabiliyor. Böyle giderse önümüzdeki 10-20 yıl içerisinde dünyada canlıların yaşadığı bazı alanlar susuz kalacak. Türkiye'de ise nüfusumuz artıyor su ihtiyacımız artacak. meti her yönüyle bilinmelidir. Türkiye mevcut yağışların ve eriyecek karların kıymetini bilirse, adeta cennetin en güzel yeri haline gelebilir.''


Sayfa Yükleniyor...