Tanıl Bora: Herkes kendini kazanmış sayacak

Araştırmacı Tanıl Bora NTV seçim yayınında şunları söyledi: "Kılıçdaroğlu basın toplantısında bir soruya muhatap oldu: 'Seçmen sadaka kültürüne hayır demiş oldu mu?'. Kılıçdaroğlu bu soruya olumlu bir cevap verdi. Bu bence iyimser bir cevap. Çünkü bence Türkiye'deki yerel seçimlerin çok önemli bir başlığı bu olmalıydı. Yeteri kadar olmadığını düşünüyorum. Çünkü bildiğimiz gibi belediyelerin artık muazzam bütçeleri var. Özellikle sosyal devletin erimesi sonucu kimsesiz kalan insanların, yoksullaşan insanların hayatta kalmasını sağlayacak yardımlar belediyeler kanalıyla yapılıyor.

Fakat bunlar gene hak temelli değil hakikaten sadaka mantığıyla yapılıyor. Nitekim Başbakan Erdoğan’da Melih Gökçek’in adaylığını nice tereddütlerden sonra açıkladığı toplantıda 'sadaka bizim kültürümüzde var' demişti. Bence bu keşke daha fazla politize edilseydi. Bir miktar edilebildi. Ankara’da Murat Karayalçın hemşerilik geliri kavramını ve çözümünü ortaya attı. Yani yoksullara belediye kaynaklarından sadece hemşeri olmaları ve ihtiyaç sahibi olmalarıyla hak temelinde alacakları bir gelir vaadini gündeme getirdi.

SADAKA MESELESİ ÇOK TARTIŞILMADI
MHP adayı Mansur Yavaş da aslında buna benzer bir formülü aslında tartışmaya çalıştı. Ama başat yerlerde bildiğim kadarıyla bu çok fazla tartışılmadı. Dolayısıyla yoksulluk meselesi Türkiye'de artan ve artacağı görülen yoksulluğu, sürdürülebilir yoksulluk haline getiren yani insanları belirli bir seviyede tutan bu yardımlar, sadaka mantığı içinde ve onursuzlaştırıcı bir şekilde, bağımlı kılıcı bir şekilde belediyeler kanalıyla yürütülüyor. Kılıçdaroğlu’nun söylediği bence çok iyimser. Çok politize edilmedi. Buna hayır dendiğini de söylemek zor.

HERKES KENDİNİ KAZANMIŞ SAYABİLECEK
Göründüğü kadarıyla bütün partiler konumlarını konsolide etmiş gibiler. Herkes orada burada küçük bazı taşlar alıp kendini kazanmış sayabilecek. Bir takım küçük şeyleri aldılar ama aşağı yukarı bütün partiler konsolide olmuş gibi. MHP açısından bence 1990’ların ortasından başlamış olan bir trendin devam ettiğini görüyoruz. Burada sıcak denizlere inme eğilimi sürüyor. MHP Orta ve Doğu Anadolu’nun bir partisi iken, tamamen oraya sıkışmış bir parti iken, oralarda da 2-3 bazen istisnai olarak 1. parti olmakla birlikte, buraları AKP’ye daha çok kaptırmış. Fakat özellikle Ege ve Akdeniz’de kendini ispat eden bir parti olmak eğilimini, eskiden beri sürdürüyor bunun devam ettiğini görüyoruz."