TCDD: 8 personel gözaltında

Yolsuzluk, rüşvet ve limanlardaki işlemlerde usulsüzlük iddiasıyla merkezi İzmir olan ve 5 ilde yapılan operasyonda 25 kişi gözaltına alındı. TCDD, 8 personelinin bilgilerine başvurulmak üzere gözaltına alındığını açıkladı.

TCDD: 8 personel gözaltında

İzmir merkezli 5 ilde düzenlenen operasyonda limanlarda usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla 25 kişi gözaltına alındı.

İzmir Cumhuriyet Savcısı'nın soruşturması kapsamında operasyonu mali polis yaptı.

6 ay süren teknik takibin ardından İzmir, Ankara, İstanbul, Hatay ve Van'daki noktalara baskın düzenlendi.

Operasyonda 25 kişi gözaltına alındı.

Gözaltına alınanlar arasında İzmir Liman İşletme Müdürlüğü yöneticileri ve bazı işadamları bulunuyor.

Suçlamalar arasında rüşvet, ihaleye fesat karıştırma, zimmet ve nitelikli dolandırıcılık var.

TCDD'DEN AÇIKLAMA
Operasyonla ilgili olarak TCDD'den yazılı açıklama yapıldı.

Soruşturma kapsamında 8 personelin bilgilerine başvurulmak üzere gözaltına alındığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Soruşturma İzmir Cumhuriyet Savcılığınca gizli olarak yürütülmektedir. Soruşturma içeriği hakkında basında çıkan haberlerin savcılık soruşturmasıyla ilgisinin bulunup bulunmadığı kuruluşumuzun bilgisi haricindedir. TCDD Genel Müdürlüğünde arama yapılmamıştır."

YILDIRIM: NEDEN HEMEN SEÇİMİN BAŞLANGICINDA YAPILDI?
Eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi'ni yaptığı ziyarette, gazetecilerin limanlarda yapılan soruşturmayla ilgili sorularını yanıtladı. Yıldırım, şöyle konuştu:

"Bu konuyla ilgili sınırlı bilgimiz var. Olay tazedir. Ben de bu ziyarete gelirken haberim oldu. Elde edebildiğimiz bilgiye göre, 2011'in başlarında bir şikayet üzerine İzmir Limanı'ndaki yükleme boşaltma ameleleriyle ilgili şikayetle başlatılan soruşturma. 2011 geçmiş, 2012 geçmiş, 2013 bitmiş. 2014'ün başında böyle bir operasyon kararı veriliyor ve bu uygulanıyor. Ben bunu halkımızın takdirine sunuyorum ve bunu çok anlamlı buluyorum. Zamanlaması yönünden anlamlı buluyorum. Şüphesiz bir yerde usulsüzlük bir yanlışlık varsa bunların ortaya çıkması hepimizin ortak arzusu. Ama bunları ortaya çıkarmak için 3 yıl niye beklendi? Bu soruyu soruyorum. Neden seçimin hemen başlangıcında yapıldı? Bunu da soruyorum.

Eğer suçu önlemekse yargı mensuplarının görevi 3 yıl suç işlenmesine neden seyirci kalındı? Neden göz yumdular? Bunun da kamuoyuna açıklanması gerektiğini düşünüyorum. Bir de artık son zamanlarda bu iş farklı bir boyuta büründü. Merasimle, davulla, zurnayla insanlar evlerinden toplanıyor. Daha neyle suçlandıklarını bilmeden toplum nezdinde mahkum ediliyorlar. Doğru bir şey değil. Eğer bunu yapmaya devam edersek ülkede kamu adına iş görenleri teker teker kaybederiz. Hiç kimse sorumluluk almaz. Hiç kimse iş yapmaz hatta hakimlerin, savcıların oturduğu binaların inşaatının ihalesini bile yapmazlar. Alınacak eşyaların ihalesini bile yapmazlar. Çünkü yapılan her işte mutlaka bir şey bulmak için çalışırsanız bulursunuz. Bir temizlikçi çağırın. Evinizi temizletin 40 tane kusur bulabilirsiniz. Kusur bulmak en kolay iştir. Ama iş yapmak ortaya bir ürün koymak önemli olan budur." Gazetecilerin bir yakınının aynı operasyon kapsamında gözaltına alınıp alınmadığı yönündeki soru üzerine Yıldırım, "Benim bilgim yok. Onu da burada duydum. Kendisiyle de görüşmedim ama böyle bir şey var mı yok mu, alındı mı verildi mi bilmiyorum. Şu anda İzmir'de 24 kişi olarak görünüyor" dedi.

'BU FİLMİ DAHA ÖNCE DE GÖRDÜK'
Bir basın mensubunun olayın "komplo" olup olmadığı yönündeki soruya ise Yıldırım, şu yanıtı verdi: "İşin gelişimi belli. 2011 başında başlatılan bir soruşturma. 3 yıl aradan sonra bu operasyon yapılıyor. Şimdi bunun izahı ne, anlamı ne? Bu aşikar değil mi? Burada hiç yorum yapılmayacak, açık. En hafifinden bir seçim sürecini sabote etmeye, yanlış algı oluşturmaya yönelik bir faaliyet bu. Ama bizim alnımız ak yaptığımız işler konusunda. Her sefer söylüyorum. Yine söylüyorum. 11 yıllık bir müktesebatımız var. 150 milyar altyapı yatırımı yaptık. 'Yap işlet devret'le özel sektör yatırımlarıyla 268 milyarlık bir bütçeye hükmettik. Bunun hesabını da verdik. Vermeye de devam ederiz. Tereddüdümüz yok.

Bu filmi 2011 seçimlerine 20 gün kala da gördük. Yine İzmir'de belediyede aynı operasyon yapıldı ve o seçimin bize bir maliyeti oldu. Aynı şeyler tekrarlanıyor. Ama bunlar artık bana göre geçerli seyler değil. Bu yolla kimse sonuç alamaz. İnsanları soruşturmadan, yargılamadan toplum nezdinde mahkum etmenin hukuk olmadığını, hukuku katletmek olduğunu söylemek zorundayım. Bu hazırlık soruşturması. Adresleri belli, konumları belli. İşte Deniz Ticaret Odası. Nereye gidecek bu adam? 6'da evine gidip evinden almanın ne alemi var. Özellikle bu randevuya geldim. Bir destek vermek amacıyla geldim. Öyle şey olmaz. Kabul edilemez. Kime yapılırsa yapılsın kabul edilemez. Bekleyeceksiniz bekleyeceksiniz 3 yıl oturacaksınız, 3 yıl sonra düğmeye basacaksınız. Suçla mücadele edelim derken suçu teşvik eden bir anlayışla hukuk tesis edilmez. Hukuk devleti ilkelerine de uymaz."

Sayfa Yükleniyor...