Yargıtay bozdu ama sonuç değişmedi

İzmir'in Urla ilçesinde kız arkadaşını öldürüp cesedini kullanılmayan bir binada sakladığı iddia edilen üniversite öğrencisi, Yargıtay'ın bozma kararının ardından yeniden müebbet hapisle cezalandırıldı.

İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanık Celalettin Erkal, öldürülen Funda İşsiz'in annesi Huriye İşsiz, babası Nazım İşsiz ile avukatlar katıldı.

Celalettin Erkal, son sözünü soran mahkeme heyetine ''Çok pişmanım'' dedi.

Mahkeme heyeti, bozma ilamına uyarak, sanığın ''çocuğa veya beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı adam öldürme suçunu işlediği'' kanaatine vararak, Türk Ceza Kanunu'nun 82/1-e maddesi gereğince sanığı önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Sanığın yargılama sürecindeki iyi halini ve pişmanlığını dikkate alan mahkeme heyeti, cezada indirime giderek sanığı müebbet hapisle cezalandırdı.

İşsiz ailesinin avukatı Şükran Öztürk, daha önce sanık için mahkemenin, eylemin çocuğa karşı canavarca hisle işlendiği yönünde hüküm kurduğunu belirterek, ''Yargıtay'ın kararı bozma gerekçelerinden biri eylemin 'canavarca hisle' işlenmediği kanaatinde olmasıydı. Mahkeme bozma gerekçesine uydu ancak eylemin 16 yaşındaki çocuğa karşı işlenmesi nedeniyle sanık için sonuç değişmedi. Eylemin canavarca hisle işlendiği kanaatindeyiz. Kararı bu yönüyle temyiz edeceğiz'' dedi.

Babasının 2006 yılında Urla Emniyet Müdürlüğü'ne getirdiği Celalettin Erkal, 16 yaşındaki kız arkadaşı Funda İşsiz'i öldürerek cesedini bir otelin yakınındaki kullanılmayan binada sakladığını itiraf etmiş, binada yapılan aramada, çalışmayan derin dondurucuda genç kızın cesedi bulunmuştu.

Celalettin Erkal, cinayeti Funda İşsiz'in cep telefonunda bulduğu mesajlar üzerine, aldatıldığından şüphelenerek işlediğini öne sürmüştü.

Mahkemede ifade veren Celalettin Erkal'ın babası Selçuk Erkal, olaydan 6 ay önce kollarındaki bıçak izleri nedeniyle endişelenen annesinin oğlunu Urla Devlet Hastanesi'ne götürdüğünü, ''dürtü kontrol bozukluğu ve depresyon'' teşhisi konulan Celalettin E'nin kontrolün ardından ''Ben deli miyim?'' diyerek bir daha hastaneye gitmeyi kabul etmediğini söylemişti.

Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, sanığın cezai ehliyetinin tam olduğu yönünde rapor vermişti.

Mağdurun 18 yaşından küçük olmasını dikkate alıp ''cinayetin canavarca hisle işlendiği'' kanaatine varan İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermiş, sanığın yakınlarına olayı anlatıp polise teslim olması nedeniyle ceza müebbet hapse çevrilmişti.

Yargıtay 1. Ceza Dairesi bu kararı bozmuş, ''sadece öldürme kastına yönelik çok sayıdaki yaranın canavarca his saikiyle insan öldürme suçuna kanıt sayılamayacağını'' belirtip olay öncesinde Urla Devlet Hastanesi'nden sanığa verilen ''psikoterapi ve ilaç tedavisi tavsiyesi'' içeren rapor bulunduğunu, bu nedenle Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin verdiği raporun yeterli görülmeyip İstanbul Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi'nden de rapor istenmesi gerektiği yönünde görüş bildirmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu da sanığın cezai ehliyetinin tam olduğu yönünde rapor vermişti.

Sayfa Yükleniyor...