El Kaide'nin Türkiye'de ne işi var?

Ürdünlü yazar Muhammed Ebu Rumman, Türkiye ile El Kaide bağlantısını ele aldığı yazısında, El Kaide'nin Türkiye'yi sadece stratejik bir geçiş koridoru olarak kullandığını savunuyor.

Türkiye'de El Kaide ile ilişkileri oldukları şüphesiyle 34 kişinin tutuklanması, ülkenin El Kaide ajandasındaki yeri hakkında birçok soru işareti oluşturdu. Türkiye El Kaide’nin eylemlerinde hedef alınan ülkelerden biri mi? Yoksa El Kaide'nin tek hedefi Batı'nın çıkarları mı?

2003’te yaşanan patlamalar dışında, El Kaide’nin Türkiye’deki varlığına işaret eden göstergeler yok. Hatta Türkiye'deki cihatçı cemaatler, yerli özelliğini hep muhafaza etti. Avrupa’da ve başka ülkelerde tutuklanan sınırlı sayıda Türk hariç, cihatçı şebekelerde neredeyse hiç Türk isim görmedik.

Bazı haberlerin, tutuklananlardan Mahmud Kaplan’ı El Kaide’nin Türkiye’deki liderlerinden biri olarak nitelemesine rağmen, bu isim tanınmış değil ve en azından El Kaide ve cihatçı gruplara yakın medya çevrelerinde adı dolaşmıyor.

Türkiye’nin El Kaide'nin gündeminde nerede durduğunu anlamak için, bu ülkenin Avrupa’dan gelip, Afganistan, Çeçenistan ve Irak’a geçen cihatçı grupların stratejik geçiş koridorunda olduğunu farketmek gerekiyor. Bu durum El Kaide’nin son iki yıl zarfında Irak’ta gerilemesiyle birlikte biraz azaldı.

TÜRKİYE ATEŞLE OYNAMIYOR
Türkiye'nin El Kaide'cilerin ‘savaş meydanlarına’ geçişinin ana durağı olduğu doğru, ancak Türk hükümeti, Irak'a komşu diğer ülkeler gibi ateşle oynamıyor ve El Kaide ile açık veya gizli bir ilişki içine girmiyor. Diğer ülkeler ise gizli bağlantılar kurarak, El Kaide'cilerin bu sahalara geçişini kolaylaştırıyor.

Türk hükümeti NATO paktının uzantısını temsil ediyor. Batılı güvenlik çabalarına katılmış durumda. Liberal eğilime sahip ve ‘El Kaide oyununda’ hiçbir çıkarı bulunmuyor. Türk veya Batılı güvenlik organları, Türk hükümetiyle eşgüdüm içinde El Kaide avını yakaladığı zaman, ilgili yetkili organa teslimde tereddüt etmiyor. Tıpkı meşhur El Kaideci Abdulhadi El Iraki de yaşandığı gibi. Kendisi Afganistan’dan Irak’a geçişi sırasında Türkiye’de tutuklanmıştı.

Bu durumda "Türk koridoru"nun, belirli bir yere geçmekte başarısız olan ve Türkiye’de kalan askıdaki El Kaide grupların eylemlerine maruz kalması tehlikesi var. Türk hükümeti ile El Kaide arasında direkt çekişmeye sebep olacak etkenler şu an yok, ancak zaman geçtikçe bu ülkedeki Batılı çıkarlara karşı eylemlerde bulunacak ‘El Kaide cepheleri’ oluşabilir.

ESAS TEHLİKE AVRUPA'DAKİ TÜRKLER
Türkiye’ye tehlikenin gelebileceği diğer taraf ise Batı ve özellikle de Avrupa’da çalışan Batılılaşmış milyonlarca Türk. Şöyle ki ‘El Kaide pazarı’ bu ülkelerdeki Müslüman semtlerinde ve özellikle de fakir semtlerde kimlik krizinin büyümesi ve Avrupalı sağcı hareketlerin yükselişiyle birlikte parlıyor.

Bugüne kadar El Kaide şebekelerine "Türk desteği", Çeçen ve Özbekler gibi Arap olmayan diğer gruplar ile kıyaslandığında çok az. Avrupa’da ise El Kaide’nin somut müdahalesi Pakistanlı gençlerde görülüyor. Avrupa’nın farklı yerlerindeki tutuklamalar, Türklerin El Kaide’de sınırlı varlığına işaret ediyor.

El Kaide’nin söylemi Avrupa’daki Türk kuşağına girebilirse, bu durum hiç kuşkusuz Türk hükümetinin El Kaide tehlikesine muamelesinde ‘güvenlik sorununu’ genişletecektir. Ancak şu anki şartlarda Türkiye için, Pakistan ve Endonezya gibi başka İslam ülkelerindeki şartların söz konusu olduğu söylenemez.

* Ürdün gazetesi El Ghad, 22 Nisan 2009, Arapçadan çeviri:HALİL ÇELİK

Sayfa Yükleniyor...