'Gözler Türkiye'nin üstünde olacak'

Arap yazar Kamil Hüseyin, Türkiye'nin cumhuriyetin 100. yılında en büyük 10 ekonomi arasına girme hedefini yazdı ve "Gözler Türkiye'nin üstünde olacak" dedi.

'Gözler Türkiye'nin üstünde olacak'

Türkiye dikkatleri yeniden çekmek için, üç gün boyunca Suriye ortak tatbikat gerçekleştirmeye ihtiyaç duymuyordu. Zira belki de Türkiye son yıllarda, Ortadoğu'da üzerinden dikkatlerin hiç eksilmediği tek ülke. Bu gözlemcilerden çoğunun Türkiye’yi, cumhuriyetin kurtuluşunun yüzüncü yılıdönümü olan 2023’e kadar aynı titizlikle takip edecekleri de kesin.

Suriye-Türkiye ortak tatbikatlarının açıklanan hedefi, "her iki ülkenin kara güçleri arasında işbirliği ve güvenin güçlendirilmesi, sınır birliklerinin eğitim düzeyinin ve birlikte çalışma gücünün iyileştirilmesi". Ancak bu hedefin gölgesinde yer alan bazı mesajlar da gözlemcilerin ilgisini çekti.

Bu tatbikatın zamanlaması da önemli. Tatbikat, Şam'ın Lübnanlı Hizbullah savaşçılarına gelişmiş füzeler taşıması suçlamasının ve İsrail’in tehditlerinden sonra geliyor.

Aynı tatbikatlar bizlere Türkiye’ye daha kapsamlı şekilde uzanmamız için uygun bir giriş kapısı sunmaktadır. Türkiye 2023 yılına doğru hızla ilerliyor. Bu ilerleme hiç kuşkusuz şu dönemde biz Arapları da ilgilendirmektedir.

‘Türk deneyimi’ hakkındaki her konuşmanın AKP'ye dikkat çekmesi gerekir. AKP, Türkiye’nin İslami özünü bırakmaksızın modernleşmesi ve AB’ye üyelik girişiminde ilerlemesi için çalışıyor. Aynı zamanda Arap dünyası ve Çin’e kadar uzanan Türkmen köklerine sahip ırklarla olan bağlar da Türkiye’nin dış politikasını kapsıyor.

Bu durum Türkiye’nin, İsrail de dahil bir dizi güç ve oluşumla imzaladığı anlaşmaların göz ardı edilmesi anlamına gelmez. Bir modernleşme deneyimi olarak Türk deneyiminin, Arap dünyasında çeşitli tepkiler çekmesi hiç şaşırtıcı değil. Buradaki İslamcı hareketlerin düşüncelerindeki üç temel akıma işaret etmek yeterli olacaktır.

Birinci akım Türk deneyimini örnek bir model olarak görüyor ve bu akımı kendi ülkelerinde uygulamaya çalışıyor. Buna karşın karşı akımdakiler bu deneyimi yükselen siyasal İslamcı hareketi kuşatma altına alma amaçlı yeni bir girişimden ibaret görüyor. Üçüncü akım ise olumlu yönlerini inkar etmiyor ancak aynı zamanda olumsuz yönlerini de sayarak coşkulu bir yaklaşım ortaya koymuyor.

TÜRK DENEYİMİ BOŞUNA YAŞANMAMIŞ
Bu Türk deneyimi boşuna yaşanmamış, kapsamlı bir deneyimdir. Belli bir çerçevede gerçekleşmektedir. Bu deneyime tarafsız bakmak, AKP’nin Türkiye’deki ekonomik krizin olumsuz etkilerinden kaynaklanan yoğun baskılarla mücadele ettiğini, aynı zamanda bu partinin güçlü nüfuza sahip orduyla, yargıyla ve iş dünyasıyla inkar edilemez çatışmalar içine girdiğini bizlere açıklıyor.

BU YILDAN SONRA PARTİNİN UFKU KARANLIK
Parti Kürt unsurları çekme girişiminde başarısızlığa uğradı. Özetle bu yılın sona ermesiyle birlikte partinin ufku karanlık görülüyor. AKP gelecek yıl yapılacak seçimlerde şansını koryumayacak.

Bu noktadan hareketle Türkiye Başbakanı kendisiyle yapılan son söyleşide "Türkiye’nin bazı iç sorunları var. Bunlar arasında işsizlik ve terör var. Bizim etnisitelerle sorunlarımız var. Yüzde 1’i geçmeyen bazı azınlıklarla sorunlar var. Başka din mensuplarının sorunları var ve atacağımız adımlar sorunları demokrasi atmosferi içinde çözme girişimleridir" şeklinde konuşmakta tereddüt etmedi.

AB YÖRÜNGESİNDEN UZAKLAŞILIYOR
Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili hayal kırıklığına yol açan işaretlerin peşi sıra gelmesiyle, Avrupa yörüngesinden uzaklaşıldığı görülüyor. Suriye, İran ve Irak’a yakınlaşmakla birlikte Türk-İsrail ilişkileri ufkunda sıkıntılar baş gösteriyor.

AMAÇ KÖKLERE DÖNMEK DEĞİL, ŞU DÖNEME EN İYİ CEVABI VERMEK
Türk yetkililerin eğilimlerinin şu yönde olduğunu gözlemliyoruz: Türkiye, kendi köklerinden kopan ve şu an köklerine dönmeye çalışan bir ülke değil, hali hazırdaki şartlara, tarihi gerçeklere ve coğrafi kurallara en iyi şekilde karşılık veren bir ülke.

2023'DE İLK 10'A GİRMEK İÇİN ÇABALAMAK LAZIM
Birçok gözlemci açısından Türkiye’nin geleceği merak konusu. Amerikalı yazar Ian Bremmer'in Türkiye’nin bu yıl dünyada tehlikelere en fazla maruz kalacak 10 ülke dışında kalacağını ifade ettiğini hatırlatıyoruz. Buna karşın Türkler, ülkelerinin 2023 yılında ekonomik açıdan dünyada ilk 10 ülke arasında olması için çabalarını ikiye katlamaları gerektiğini düşünüyorlar.

Bu büyük bir hedef gerçekten. Hatta Türkiye’nin yaşadığı ekonomik ve siyasi sıkıntıların yoğunluk boyutunu hatırladığımızda korkunç bir hedef. Belki bu yüzden birçokları dünyanın Türkiye’yi izleyeceğini düşünüyor. Özellikle de seçim yılı olacak gelecek yıl içinde ilgiyle izlenecek. Yaşayan görür.

*Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi El Beyan, 1 Mayıs 2010, Arapçadan çeviri: Halil ÇELİK

Sayfa Yükleniyor...