Yeni yılda kiracıları ne bekliyor?

SOM Değerleme Genel Müdürü, bu yıl yapılamayan kira zamlarının, 2011'e yansıtılabileceğini, kira artışlarında 2011'de, 2010 yılındaki kadar muhafazakar davranılmayacağını söyledi.

Yeni yılda kiracıları ne bekliyor?

Nazan Özbaydar, pek çok kira kontratının yeni yılla birlikte yenilenmesi gerektiğini, bu gerekliliğin, kira değerinin tespitinde önemli bir ihtiyacı ortaya çıkardığını ve bu noktada değerleme uzmanlarına görev düştüğünü belirtti.

Kira değeri tespit raporlarının, hem mülk sahibinin hem de kiracının hakkaniyetli bir şekilde anlaşmalarına baz teşkil eden belgeler olduğu için ihmal edilmemesi gereken bir prosedür olduğuna dikkati çeken, 2010 yılında kira artışı hiç yapılmayan veya kira değerleri geri çekilen mülkler/bölgeler söz konusu olduğuna işaret eden Özbaydar, şunları kaydetti:       

''Bu yıl kira artışlarında mal sahiplerinin yaklaşımları iki şekilde görülebilir. 2010'da yapılamayan kira artışlarının 2011'e yansıtılmaya çalışılacağı bir dönem yaşayabiliriz ya da tam tersi 2011'de sözleşme kirasını geri çekmeyenlerin kiracısız kalma durumu dikkate alınarak mal sahipleri temkinli davranmayı seçebilirler. Bizim görüşümüz, piyasanın genel durumunu dikkate alarak, 2011'de, 2010 yılı kira artışlarındaki kadar muhafazakar davranılmayacağı yönünde.''
       
''KİRA ARTIŞLARINDA EN YAYGIN YÖNTEM YILLIK TEFE-TÜFE ORANLARININ KULLANILMASI''
Kira kontratlarının yenilenmesi döneminde kira artış oranına etki eden ön önemli kriterlerin, kiracının uzun süredir mülkü kullanıyor olup olmadığı, kiracının düzenli ödeme alışkanlığı, mülkü ne kadar bakımlı tuttuğu, bazen de diğer apartman sakinlerinin kiracıdan memnuniyeti olduğunu söyleyen Özbaydar, ''Kira başlangıcında mal sahibi tarafından mülkün nasıl teslim edildiği veya kiralama süresi sonunda kiracının nasıl teslim ettiği bazı vakalarda çok önemli olabiliyor. Mal sahibinin dekorasyonlu veya eşyalı olarak kiraya verdiği durumlarda kiracının taşınmazı sözleşme sonunda nasıl bıraktığının belirlenmesi için bir rapor hazırlanması önemli'' dedi.        

Kira şerhinin, kiracının haklarını güvence altına aldığını, aynı şekilde mülk sahibinin de şerh süresince kira hakkının garanti altına alınmış olduğunu ifade eden Özbaydar, kira artış oranlarında en yaygın yöntemin de yıllık TEFE- TÜFE oranının ortalamasının kullanılması olduğunu belirtti.
       
''SÖZLEŞMEDE AKSİ BELİRTİLMEDİYSE KİRACI DA KİRALADIĞI MÜLKÜ KİRAYA VEREBİLİYOR''
Kiracısı olan bir mülkü satın almanın risklerinden de bahseden Özbaydar, şöyle konuştu:    

''Mülkün yeni sahibi, eski sahibi ile kiracı arasında yapılmış sözleşmenin tüm hükümlerini de devralmış oluyor. Bu nedenle mevcut kira koşullarını çok iyi incelemek gerekiyor. Mal sahibi tarafından bakılırsa; uzun vadeli, kira artış oranları yüksek belirlenmiş ve düzenli ödeme alınabilen çok iyi şartlar sağlayan bir sözleşme ise ve mal sahibinin gayrimenkulü kullanma ihtiyacı yoksa sorun yok. Ancak yeni mal sahibinin gayrimenkulü kullanması gerekiyorsa ve kiracının tapuda uzun dönemli bir kira şerhi varsa mal sahibi açısından problem yaratabilir. Yeni mal sahibinin mülkü kullanma ihtiyacını, satın aldığı tarihten itibaren bir ay içinde kiracıya ihtarname ile bildirmesi gerekiyor. Kiracının gayrimenkulü kullanmaya devam etmesi durumunda satın alma tarihinden itibaren 6 ay içinde tahliye davası açma hakkı bulunuyor.''        

Kiracının kiraladığı bir mülkü kira sözleşmesinde aksi belirtilmemişse bir başkasına kiraya da verebileceğini, bu yönteme alt kiracı dendiğini belirten Özbaydar, ancak alt kiracının kiralama süresinin asıl kiracının sözleşme süresinden uzun olamayacağını söyledi.

Sayfa Yükleniyor...