Haberler 11.06.2011 - 08:56
Son 1 haftada Türkiye-Suriye sınırında alışılagelen görüntülerden biri. Güveçcçi Köyü yakınlarında Suriye’den gelen bir grup Türkiye’ye geçiş için bekliyor. Karşılarında sınır karakoluna bağlı askerler var.
Yazı ve Fotoğraflar: Can Ertuna
Sınır 24 saat gözleniyor.
Güveççi’deki karakol bölgeye hakim bir tepe üzerinde.
Gelen ilk grup Yayladağı’ndaki Tekel binasının bahçesindeki çadır kente yerleştirildi. Çadırkente yaklaşmak isteyen haberciler polis tarafından engellendi.
Benzeri bir sınırlama tel çitin diğer tarafında da vardı. Suriyelilerin basın mensuplarıyla konuşmasına izin verilmedi.
Yayladağı’ndaki çadırkentte misafir edilen Suriyelilerin sayısı 4 bini aştı.
Neredeyse her Suriyeli kadının kucağında bir bebek ya da küçük çocuk var. Kampların dört bir yanı çocuk bahçesine dönüştü.
Sadece Yayladağı’na değil, Altınözü ilçesinin iki ayrı noktasında da çadırkent kuruldu.
Gelenlerin birçoğunun çeşitli derecelerde yaralı olması dikkat çekti. Eli sarılı bu Suriyeli gibi.
Suriyelilerde de bu yıl Tunus, Mısır, Libya, Yemen, Bahreyn’de yüzbinlerce kişinin tekrarladığı özgürlük sloganları kabul görmüş. Kameralar çevrilince eller zafer işareti için havaya kalkıyor.
Yetkililer ve Suriyeliler arasında yer yer kısa süreli gerginlikler yaşansa da bunlar uzun sürmüyor.
Çadırların içi çok sıcak olduğu için aileler gündüz ağaç gölgelerini tercih ediyor.
Kamplardaki zorlu koşullardan en çabuk etkilenen de elbette kucaktaki bu “genç” nüfus.
Türkiye’ye gelenlerin aklı geride bıraktıkları yakınlarında. Sınır boyunda toplansa da çoğu Suriyeli kamplarda konaklamak istemediği için tehdit en üst seviyeye çıkana kadar Türkiye’ye geçmiyor. Saldırı haberleriyle birlikte sınırı aşanların sayısı katlanıyor.
Diğer taraftan sadece şiddete dair değil, aynı zamanda yiyecek sıkıntısına, kesilen elektrik ve iletişim ağlarına ilişkin haberler de geliyor.
Gelenlerin birçoğu yanında en az bir büyük valiz dolusu eşyasını da getiriyor.
Kamplarda yatak, battaniye, yiyecek yardımı aralıksız devam ediyor.