17 aylıkken yuvaya verdim

Çok küçüktü, ilk başta çok vicdan azabı çektim.

17 aylıkken yuvaya verdim

Derya Taşdiken- Anne bloger

Şunu bunu aldım çok işime yaradı, bunu şunu aldım bir tek evde yer kapladı.





Eren'e yatak odası takımı almazdım şimdiki aklım olsa, hem daha pahalıya patladı hem de daha yaratıcı dekorasyonların önünü kesti.


Yatak odası haricinde neredeyse hiçbir şey almadım, her şeyi görümcem verdi. Sadece birkaç parça kıyafet, o da ihtiyaç anında ve parçalayana kadar kullanmak suretiyle ve tabi lego, muhteşem bir oyuncak... Çocuk okula gittiğinde kendin bile oynayabilirsin.


Süt sağma pompasını da görümcem verdi ama sütsüz bir meme için tasarlanmış en iyi malzeme eller... İnek gibi sağdım kendimi, pompa hala bir köşede ve görümceme geri gideceği günü bekliyor.


Sütü olmayan bir anne için süt saklama poşetlerinin gideceği en güzel yer, sütannenin derin dondurucusu oldu. Yani onlar boşuna alınmadı!!!

''kötü anne anı'': ah dedim bunu da yaptım ya ne kötü anneyim!
Onu ilk kreşe gönderdiğimde 16 ayını yeni doldurmuş, 17 aylık bir küçük çocuktu. İlk zamanlar çok ağır vicdan azapları çektiysem de, şimdi çok doğru bir karar aldığımı görebiliyorum.


Çocuğum yokken çocuklu ailelera bakar şuna gıcık olurdum. Çocuğum olunca gıcık olduğuma pişman oldum.
Çocuğum yokken çocuklu ailelere bakıp, deli gibi çocuk istiyor olmama gıcık olurdum. Çünkü onların o perişan halleri beni ürkütürdü ve "Yok yok ben yapamam, baksana sırtında kocaman çanta, nereye koşacağını şaşırdı kadın, kocasıyla bir lokma yiyemedi..." deyip, bu söylemime aykırı düşecek şekilde de çocuk isterdim ve çocuğum yokken çocuklu bir ailenin her şeyine takılabilirdim. Şimdi "İyi ki doğurmuşum" diyorum, o kocaman çanta, saç baş dağınık koşuşturmak, o kadar da kaldırılamayacak bir şey olmuyormuş. Çocuklu ailelerde görüp de söylendiğim neredeyse birçok şeyi kendim de yapmaya başlayınca, şimdi saygılı olmak ve susabilmek konusunda epey başarılıyım.

Kararsızım... Acaba şöyle mi yapsam yoksa böyle mi?
Eren'e İngilizce eğitimi nasıl verebileceğimiz konusunda çok kararsızım, çünkü İngilizce bilmiyorum ve şu aralar kendim için kurs araştırmaya başladım. Bu kurs olayı, Eren eve gelip de "Anne, what is thiiiiiiiiiiis?" dediği anda benim klitlenmemle peyda oldu. 
Babası Eren'le vakit geçirirken çok müdahale ediyorum, Eren'e fak ettirmeden yapıyorum bunu ama bu tutumum doğru mu? Onu da bilemiyorum. İçimden "Yapma" diyorum ama çenem durmuyor, sonra pişman oluyorum.

Sayfa Yükleniyor...