Başbakan Yıldırım: Talihsiz bir açıklama

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Dayatmayla anayasa olmaz" sözlerine yanıt veren Başbakan Binali Yıldırım, "Bu, Meclis’i yok saymaktır. Bunu söylemek siyaseti, milli iradeyi inkar etmek demektir. Talihsiz bir beyanattır" dedi.

Başbakan Yıldırım: Talihsiz bir açıklama

Başbakan Binali Yıldırım, "Yılın Sivil Toplum Farkındalık Ödülleri" töreninde konuşma yaptı.

Binali Yılıdırm, şu ifadeleri kullandı:

Terörü ülke gündeminde en aşağı sıralara indireceğiz. Daha fazla ekonomi, daha fazla iş, daha fazla aş ve ülkemizin her köşesinde insanlarımızın mutlu olması için, emniyet içinde yaşaması için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.

23 ilimizde terörün neden olduğu, doğu-batı arasındaki farkın kaldırılması için çok önemli bir proje açıkladık. İktidar sizden yetki aldı, görevini yapacak. Siz de iktidara yön verecek, öneriler de bulunacaksınız.

"GEZİ'DE KÖPRÜ, TÜNEL YAPMAYIN DEDİLER"

Bazı sivil toplum örgütleri, toplumun genel beklentisini değil de birtakım marjinal, ideolojik grupların sözcülüğünü yapıyor. Bunlar çoğunlukta değil, fakat bu gerçeği de bilmemiz lazım. Sayıları çok değil, ama bazen gürültüleri de haddinden fazla oluyor.
Gezi olaylarında ne oldu? Mesele o değil, bağıranlar ne diye bağırmaya başladı 'Dünyanın en büyük havalimanını, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü, Osmangazi Köprüsü'nü, Marmaray'ı yapmayın, Avrasya tünelini, yolları, tünelleri yapmayın.' Bu ne demek oluyor O günlerde Venezuela, Meksika ve Brezilya'da da benzer olaylar oluyor. Orada da insanlar sokakta. O sokaktaki insanlar da şöyle bağırıyor, 'Paraları çarçur etmeyin, futbola, eğlenceye, oraya buraya harcamayın da yol yapın, köprü yapın, tünel yapın.' Aynı anda oluyor. 'de 'yapmayın', orada da 'yapın' diye bağırıyorlar. Hangisi doğru?

"TÜRKİYE'DE HIZLI TREN VAR, ABD'DE YOK"

Yeni yönetim, altyapıya çok yatırım yapacağını açıkladı. Sayın Trump ilk toplantısında, 'Yollar yapacağız, köprüler yapacağız, demiryolları yapacağız. Ülkeyi bir baştan bir başa imar edeceğiz' dedi. Biz de dedik ki 'Buyurun, tecrübe burada. Gerekli desteği veririz'. 'de hızlı tren olduğunu biliyorsunuz, Amerika'da olmadığını biliyor musunuz Amerika'da hızlı tren yok, Türkiye'de var. Dünyanın en büyük havalimanını Türkiye yapıyor. Bu gürültülerin arkasında bir sebep var. Türkiye'nin etkin ülke olmasını geciktirmek. 'Edilgen olsun, herkes konuşsun, Türkiye de arkasından gitsin'. Bizim tarihi sorumluluğumuz var. Bu bölgede biz önemli bir emniyet unsuruyuz.

"TAKDİR ÇOK, TAKVİYE YOK"

Etrafımız ateş çemberi. Suriye'de 6 yıldır devlet yok, Irak'ta otorite yok. Buradan doğan bütün bedelleri ödeyen ülke Türkiye. Bundan da gocunduğumuz falan yok. Bunu severek yapıyoruz. Onlar bizim komşumuz, dindaşımız, her şeyden önce onlar insan. Takdirlerin bini bir para. Takdir çok, takviye yok. Sadece takdir, sırt sıvazlamak yetmez. Uluslararası camia sorumluluğunu hatırlamalı. Biz yapacağız, 25 milyar dolar harcamışız, gerekirse o kadar daha harcayacağız. Allah'a şükür imkanımız var ama istiyoruz ki dünyanın diğer ülkeleri de bu yüke ortak olsun. Bugüne kadar 700 milyon dolar para ancak toplanabilmiş. Dünyanın imkanları bu kadar mı?

Partimiz hiçbir zaman bir zümrenin, bir bölgenin partisi olmadı, daima millet odaklı ve önceliği Türkiye olan, Türk milleti olan bir siyaset yaptı. Siyaseti 'sağ, sol' diye dar kalıplar içine sokmadan, sağın da solun da değişim taleplerine cevap veren bir çizgiyi muhafaza etti. Aynı şekilde ülkesi için çalışan, üreten, hizmet aşkıyla gayret gösteren herkesin yanında olduk, bundan böyle de olmaya devam edeceğiz.

"BİZ DAHA TOPA GİRMEDİK"

Anayasa değişikliği teklifine biz daha topa girmedik. Biraz söylenenler söylensin, herkes eteğindeki taşı döksün, kafasındaki bütün soruları, düşünceleri ortaya koysun, biz de çıkıp hangisinin doğru, hangisinin doğru olmadığını anlatacağız.

KILIÇDAROĞLU'NA YANIT

Ana muhalefet partisi Genel Başkanı bir mülakatta diyor ki 'Dayatmayla anayasa olmaz.' Bu, Meclisi yok saymaktır. Mecliste görüşüldü bu anayasa, kendisi de oradaydı. Millet iradesinin temsili neredir? Meclistir. Milletin temsilcileri orada. Bütün bunlar ortadayken, 'Bu anayasa değişikliği dayatmadır' demek, siyaseti, milli iradeyi inkar etmek demektir. Talihsiz bir beyanattır. Biz anayasa falan yapmadık. Anayasa değişikliğini millete götürecek altyapıyı hazırladık. 

Millet bizi seçmiş Meclise göndermiş, 'Benim ihtiyaçlarım neyse bunu halledin.' diyor. Her seçim öncesi yollara düşmüşüz. Bütün partiler, 'Anayasanın değişmesi lazım, darbe anayasası gitsin, yerine Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılayacak anayasa gelmesi lazım.' bunu herkes söylüyor. Söylüyoruz, hepimiz söyledik. Hadi buyurun hep beraber yapalım. Ben daha bu yola çıkmadan Sayın Kılıçdaroğlu'na şunu söyledim; 'Tamam siz cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşısınız, parlamenter sisteme tarafsınız, bunu da biliyoruz ama yine çözüm var. Siz teklifinizi getirin, biz de teklifimizi getirelim, birlikte oylayalım, millete götürelim, millet hangisine karar veriyorsa o olsun.' Buna da yanaşmıyorlar. Ne yapacağız söyleyin. Hadi gel kardeşim, bizimkini kabul etmiyorsan kendininkini getir. İkisini de millete götürelim, kararı işin sahibi versin, millet versin. Buna yanaşmayacaksın, bizim getirdiğimiz teklife 'hayır' diyeceksin, olur, ona da itirazımız yok ama demokrasiyi sindireceksin kardeşim. Öyle dayatmaydı, bilmem neydi, Meclis iradesini yok saymak günü gelir millet de sizi yok sayar. Milletin iradesini yok saymanın sonu budur. Onun için bu talihsiz beyanatı bir an önce düzeltmesi yerinde olur diye düşünüyorum.

2007 yılında bir e-muhtıra oldu. 28 Şubat benzeri ayar girişimi oldu. Biz de geri gönderdik. Herkes işini yapsın dedik, işler düzeldi. 2007’deki cumhurbaşkanı seçiminde vesayetçiler, CHP’yi kullandılar. 367 milletvekili olmazsa seçilemez dediler. Hukuk garabetini önümüze koydular. Referandum yaptık, o tarihten itibaren anayasa değişikliği kararı kabul gördü. Vekilleri nasıl ben seçiyorsam, cumhurbaşkanını da ben seçerim dedi. O gün yapılan işin eksik kalan yönüdür.

"BİR KOLTUKTA İKİ KAPTAN OLMAZ"

Bunu yapmazsak ne olacak? Çift başlılık devam edecek. Bir yandan güçlü parlamenter sistem var, bir yandan halkın doğrudan seçtiği cumhurbaşkanı. Olmaz. Bir koltukta iki kaptan olmaz. Kaptanın tek olması lazım. Kişiler gelip geçici, önemli olan memleket. Koltuk sevdasında olsak biz bu değişikliğin peşinde olmayız. Kişiler gelip geçici. Milletin geleceği bizim için önemli. İrade, yetki ve sorumluluğu milletin ülkeyi yönetenlere vermesidir. Vatandaşa işi yaptırmak yanlış mı? Asıl gelince vekil geçersiz olur.

Kıyamet kopuyor. İki sandık arasında yetkiyi alıyorsun. Ne kadar iyi yaparsan yap üçüncü yok. Cumhurbaşkanına kimse bir şey diyemiyor... Mevcut sisteme bakın, sorumsuz. Sorumluğu yok, istediğini yapabilir. Cumhurbaşkanının sorumsuzluğu kalkıyor. Herhangi bir suçla suçlanabiliyor. Her suçla suçlanabiliyor, yargılanmasının yolu açılıyor. Birinci sistemde 4’te üçtü. Daha az milletvekilinin oyuyla yargılanıyor. 3’te 2 yetiyor. Her şeyi doğru söyleyelim, abartmayalım. Millet herkesi dinlesin, kararını versin.

Yargı bağımsız yerine tarafsız olsun diyoruz. 18 yaş gençlerimiz hem seçsin hem seçilsin diyoruz. Niye karşı çıkıyorsunuz? Askeri yüksek yargıyı kaldıralım. Yargıda birlik olsun diyoruz. Bunun nesine karşı çıkıyorsunuz? Sıkıyönetim Türkiye'nin anayasasından kalksın diyoruz. Bunun nesine karşı çıkıyorsunuz? Milletin beklentilerine, isteklerine karşı çıkılmaz.

Sayfa Yükleniyor...