Baykal'dan işsizliğe karşı 7 öneri

CHP lideri Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'a işsizlikle mücadele için 7 maddelik program önerdi.

Baykal'dan işsizliğe karşı 7 öneri

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında, işsizlik ve yolsuzluk konularında değerlendirmelerde bulundu.

Baykal, ''Başbakan, dikkatle dinlesin. İşsizlik konusunda 7 tane öneri yapacağım. Bunları dikkatle dinletsin, not aldırsın, irdeletsin, inceletsin ve gerekirse bize dönsün. Bu konuda, kendisiyle işbirliği yapmaya hazırız'' dedi.

Baykal, Erdoğan'dan ''Bu, 'ye dokunmayacak. Teğet geçti. Krizin dibini gördük'' gibi gerçeklerden uzak, hiçbir değer taşımayan, milleti ferah tutmaya çalışan, ekonomi verilerinden yoksun anlayışını derhal bırakmasını istedi.

Baykal, ''(Teğeti, dibe vurduyu, bize dokunmayacağı, hamdolsunu) bıraksın. Birinci çare bu. Bıraksın da ne yapsın?. '2009 bütçesi, gerçeklerden kopuktur, yanlış verilere dayanmaktadır. gerçekçi değildir' dedik... 'nin derhal yeni bir ekonomi programı oluşturmaya ihtiyacı vardır. Yeni makro ekonomik hedeflerini, inanılır, uygulanabilir bir biçimde ilan etmesine ihtiyaç vardır. İlk yapılacak iş budur. Hükümet, 'Bir kriz döneminin içindeyiz. Türkiye ekonomisi etkilenmiştir. Bu yeni dönemde geleceğe şöyle bakıyoruz' diye ciddi veriler ve hedefler koymalıdır. Büyüme, enflasyon, dış açık, dış finansman ne olacak? Bunlar, bütçede var ama temelsiz. Yanlışlar oradan başlıyor... Hükümet, bütçe hedeflerini ve buna bağlı politikalarını ilan edecek. Bu, Türkiye'deki belirsizliği ortadan kaldıracaktır. Hükümetin gerçeklerden kopuk olduğu izlenimini ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır. Ekonomide aktörler, 'Olayın ciddiyetini kavramaya başladı bunlar' diye iyi niyetle ve güvenerek ekonomiye yaklaşacaklardır. Önce bu güvenin tesis edilmesi lazım. Piyasaların beklediği tedbir paketleri bundan sonra gelecektir...'' dedi.

ALTYAPI ÖDENEKLERİ
İkinci önerisini açıklarken, ''Kamu altyapı yatırımlarına yönelik ödenekleri artırın, artırırken de seçime yönelik uygulamalara son verin'' diyen Baykal, ''2007 seçimlerinde bütçenin dengeleri bozuldu. Bu, 2008'de de aynen devam etti. Bugün maalesef, kriz döneminde çok muhtaç olduğumuz cephaneleri, 2007 seçimleri için, daha sonra da 2008 yılında bu hükümet yakmıştır. Asıl şimdi Türkiye'nin o kaynaklara ihtiyacı vardı. Bu durumda yapılması gereken, derhal bu hükümetin harcama hedeflerini çıkarmış olduğu bütçeye göre değil, ekonominin yeni gerçeklerine göre gözden geçirip asgari noktaya indirmesidir. Hükümet, harcama hedeflerini gözden geçirmelidir. Obama, ABD'de 780 milyar dolarlık paket ilan etti. Ancak aynı anda, 'Bütçedeki bütün kalemleri sorgulayacağım' diye söz verdi ve o çaba şimdi yürütülmektedir. ABD'de izlenecek programın başarısı da bu çalışmanın başarılı olup olmayacağına bağlanmıştır'' şeklinde konuştu.

SEÇİME YÖNELİK HARCAMALAR
Türkiye'nin de şiddetle buna ihtiyacı olduğunu belirten Baykal, ''Çünkü bizdeki harcama hedefleri seçime yönelik konulmuştur. Seçime yönelik yapılan harcamalarla, ekonomik krizin gerektirdiği harcamaları gerçekleştirmek mümkün değildir. Seçime yönelik harcama hedeflerinin derhal gözden geçirilmesi lazım. Bunun içinde mahalli idarelere seçim öncesinde 'bol harcama yap' diye alınan kaynak transferi kararlarının gözden geçirilmesi lazım. Bütçede ciddi tasarruf yaratılması lazım.

Yeni hedeflere yönelik doğru harcamalar yapabilmek için buna ihtiyaç var. Bu tasarruflarla kamu yatırımları ve altyapı yatırımları artırılacak. Seçim yatırımları değil, seçim rüşveti değil, seçim hovardalığı değil, altyapı yatırımları için kamunun yapacağı harcamaları artıracaksınız. Altyapı yatırımı, işsizlikle mücadele için temel ihtiyaçtır. Böyle dönemlerde altyapı yatırımlarına hız vermek lazımdır. 1929-1930 bunalımında, ABD'de Roosevelt, Keynesyen politika ile o güçlükleri ortadan kaldırdı. Şimdi Türkiye'de de yapılması gereken, seçim harcaması yapmak değil, kamu yatırım harcaması yapmak... Türkiye, kamu altyapı yatırımlarında kesinti değil, ek harcama yapması gereken bir ülke konumundadır. Bu kalkınmayı teşvik edecek, işsizliği ortadan kaldırmaya yardımcı olacak bir adım olacaktır'' ifadelerini kullandı.




Baykal'ın işsizlikle mücadele konusunda diğer 5 önerisi ise şöyle:

Baykal, böyle bir uygulama yapılırsa, işsizlikle mücadele açısından atılması gereken ilk acil adımların atılmış olacağını ifade ederek, şunları kaydetti: ''7 maddelik program... Bunun madde madde yürürlüğe konulması mümkündür. Daha üzerinde durulabilecek çok önlem vardır. Başından beri söylüyoruz. Ekonomiye yönelik temel yaklaşımını değiştirmelidir. Vergi politikasını, yatırım politikasını ona göre tanzim etmelidir ama bunları söyleyerek somut, geçerli, acil önlem arayışını engellememek lazım. 'Acil çare, önlem' diyorsa, işte 7 maddelik öneri Başkakan'a. Bunları alsın ve uygulasın. Ben Sayın Başbakan'ın bunları uygulamadığı için siyasi hayatına son vermesini istemiyorum. Bunları uygulayarak, işsizliğe bir katre de olsa çare bulmasını bekliyorum. Bu konuda kendisine her türlü katkıyı, desteği vermeye hazırız.''

''Fransa ve ABD başta olmak üzere tüm dünyada ekonomik krize karşı önlem alınırken, Türkiye'nin kılını kıpırdatmadığını'' öne süren Baykal, kredi kartı ile konut kredisi borçlarını ödeyemeyenlerin sayısının 2,5 milyonu bulduğunu söyledi. Bu kişilerin borçlarının yeniden yapılandırılması için kolaylık sağlanmasını isteyen Baykal, ''Temerrüt faizini, ödenebilir makul düzeye indirmeyi kabul et. Borçlarını dondur. 2 yıla uzat, eşit taksitlerle ödenmesi için bir önlem çıkarıveriver. Bütün dünya bunu yapıyor. Biz hala bu konularla meşgul değiliz'' diye konuştu.





"YOLSUZLUĞU DA BANA SORSUN"
Deniz Baykal, demokraside meydana çıkmanın iyi, ancak milletin karşısına her türlü soruya açık çıkabilmenin çok daha iyi olduğunu vurgulayarak, ''Türkiye'de demokrasi kaçağı bir Başbakan  var. Senin demokrasiden kaçışını meydan telafi etmez'' dedi.

Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın işsizlik konusunda çare istediğini ifade ederek, ''Başbakan, yolsuzluk konusunda da bir çare istese ya... Yolsuzluk almış başını gidiyor. Bana da sormuyor'' dedi.

Yolsuzluk konusundaki çarenin; başta kendisi ve Erdoğan olmak üzere, bütün milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması olduğunu belirten Baykal, daha önce yolsuzlukların kaldırılmasını önerdiklerinde Erdoğan'ın, sadece milletvekillerinin değil, belediye başkanlarının da kaldırılması gerektiğini söylediğini kaydetti. Baykal, ancak daha sonra bu konuda ''çıt çıkmadığını'' öne sürdü.

DENİZ FENERİ DOSYASI
''Beklenen dosya'' diye nitelendirdiği Deniz Feneri davası dosyasının nihayet geldiğini dile getiren Baykal, Almanya'nın 15 kişi için ikinci davayı açacağını ancak Türkiye'nin hala beklediğini, seyrettiğini vurguladı. Baykal, ''Almanya'dan dosya geldikten sonra soruşturalım'' denildiğini, bunların ''gönülsüz, tembel mazeretler ve ipe un serme'' olduğunu söyledi.

Baykal, Deniz Feneri olayının, ''iktidarın himayesi altında gerçekleştiğini, AK Parti'nin sorumluluğu altında yaşanan bir yolsuzluk olduğunu'' iddia ederek, burada, Hükümetin, vergi muafiyeti, kamu yararına vakıf şeklinde aldığı kararlardan yararlanıldığını belirtti.

Uluslararası internet sitelerinde Erdoğan'ın, dünyanın en zengin 10 başbakanı arasında yer aldığını savunan Baykal, ''10-15 yıllık siyasi kariyerde, Sütlüce'den başlayıp, İETT'den geçip, Ülker dağıtımcılığından, en önde gelen, en zengin başbakanlığa doğru bir kariyer'' dedi.

''BAŞBAKAN'IN YÜZÜNE SÖYLEMEK İSTİYORUM''
Baykal, Erdoğan gibi meydanlara gittiğini, demokrasinin, meydanı  gerektirdiğini dile getirerek, ancak demokraside başbakanların sorgulandığı, hesap verdiği, soru sorulduğu ortamların da yaratıldığını ifade etti.

Dile getirdiği iddiaları Erdoğan'ın yüzüne de söylemek istediğini kaydeden Baykal, ''Yüzüne söylediğimde Başbakan'ın cevabı varsa, bir daha bunu söyleyemem, söylersem millet beni ayıplar. Söylemeye devam ediyorum, çünkü Başbakan'ın cevabı yok, kaçıyor. Demokraside meydana çıkmak iyidir, milletin karşısına her türlü soruya açık olarak çıkabilmek çok daha iyidir. Türkiye'deki ihtiyaç da bu.  Türkiye'de demokrasi kaçağı bir başbakan var. Senin demokrasiden kaçışını meydan telafi etmez. Meydana kendi düzeni kurmuşsun, partizanlarını çağırmışsın, devletin emniyet güçlerini yerleştirmişsin, elinde mikrofon konuşuyorsun. Bu karşılamıyor, sana biri soru soracak. Ama sormaya kalksa hemen dövüyorsunuz.  Basın toplantısı yapmayan Başbakan olur mu?'' dedi.

''KÜFÜR BİLE EDEMİYOR''
CHP Genel Başkanı Baykal, Erdoğan'ın, savcılık ve hakimlikten sonra, şimdi de kendisini defterdar olarak olarak görev sahibi saydığını öne sürerek, ''Çıkmış  vergi zabıtası olarak, vergi biçmeye, vergi kaçakçılıklarını ortaya koymaya kalkıyor. Türkiye'nin vergi rekortmeninden vergi kaçakçısı çıkarıyor; vergi kaçakçısından da bakan çıkarıyor. Ondan sonra da 5 kez af çıkarıyor'' diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...