Çekilme ağır basıyor!

NTV Haber Müdürü Mete Çubukçu YSK’nın veto kararını ve BDP’nin bundan sonraki stratejisini analiz etti.

BDP destekli bağımsızlar Cuma günü kararlarını açıklayacak. Önümüzdeki iki gün önce ittifak yapılan tüm adayların görüşü alınacak malum yerlerle görüşülecek. Malum yerler arasında tabii ki İmralı, Avrupa diasporası ve KCK da var. Çarşamba günü eğer hava ve kosterin benzin, motor durumu imkan verirse avukatların İmralı’ya gitme ihtimali yüksek.

Muhtemelen Cuma günü Diyarbakır ya da Ankara’da karar açıklanacak. Şu anda iki görüş öne çıkıyor. Birincisi tüm yasal yolları kullanıp YSK’ya başvurup sonucu beklemek, parlamentonun tavrını görmek. Çünkü talepler arasında parlamentonun hemen toplanıp bu yanlışı düzeltmesi isteniyor. İkincisi ise hemen seçimlerden çekilme kararı alarak bu yanlış kararı düzeltmesini diğer partilere parlamentoya bırakmak.

Şu anda ikinci eğilim ağır basıyor, “Biz elimizden geleni yaptık. Şimdi sorumluluk sizde. Yarattığınız sorunu siz çözün” demek BDP çevreleri bugüne kadar yasal zemin için atmadığımız adım kalmadı ama karşılığında yine ovada siyasete izin verilmiyor. Bu sorunu çözümünü ovada siyaset iddiasında bulunan kesimlere bırakabiliriz” diyorlar. Ancak bu 2-3 gün içinde her türlü taktik değişiklik, sürprizler olabilir.

Aday listeleri belirlenmeden önce Leyla Zana ile karşılaşmıştık. “Önce adaylığım kesinleşsin sonra YSK’dan listeler onaylansın sonra konuşalım” demişti. Belli ki bir takım şüpheleri vardı. Ama Zana dahil diğer adaylar deyim yerindeyse “temiz kağıtlarını” alıp başvurularını yaptılar. Ancak biraz hukuk çokça siyaset işin içine girerek Kürt siyasetçilerin dolayısıyla Kürtlerin ciddi bir kesiminin yasal siyaset yapmasının önü kesildi. Bağımsız adaylar seçime girer ya da girmez ama yapılan Kürtleri bir kez daha denklem dışında bırakarak açıkça “sizi istemiyoruz” noktasına getirdiler. Hoş, bölgede biraz dolaşanlar zaten oraların bu haleti ruhiyete nasıl getirildiğini de anlar.

Uzun süredir bölgede insanların zihnen bir kopuş sürecine gittiğini biliniyor. ’nin sorunları olmakla birlikte en yakıcısı Kürt sorunu. Bu sorunu halletmeden Türkiye kendi insanlarının geleceğini garanti altına alamayacak; bu sorun çözülmeden zenginleşme, demokratikleşme laftan öteye gitmeyecektir. Ülkenin en önemli sorunun muhatapları konuyu yasal zeminde, meclis platformunda tutmak için hem Türkiye kamuoyuna hem kendi içindeki gruplara karşı ciddi mücadele verirken bu durumda bırakılmaları açıkça “sizi istemiyoruz” demektir.

12 Eylül’ün eseri olan yüzde 10 barajını her iktidar kullanmakta. Ama koalisyonlara karşı konmuş bu barajın son 20 yılda BDP çizgisine karşı kullanıldığını bilmeyen yok. Kürtlerin gerektiği kadar mecliste temsil edilmelerini engellemek için korunan bu yapının aslında Türkiye’ye ne kadar zarar verdiği ortada Türkiye siyaseti Kürtlere açıkça gidin diyor. O vakit Kürtlerden ne bekleniyor. ? Bu karar sonrası Kürt seçmen kendini nasıl hissedecektir?

Ancak BDP çevrelerinde söylenenler şunlar: “AKP’nin YSK’ya müdahale ettiğini söylemek için elimizde kanıt yok. Ancak bu sonucun ortaya çıkacağından haberdarlardı ve adayların veto edileceğini biliyorlardı. Yoksa AKP listeleri neden bu kadar kitleden uzak, kimsenin tanımadığı hatta Kürt olmayan adaylarla kurulsun ki?

Bu noktadan sonra kalkıp BDP’ye yasal zeminde siyasi mücadeleye devam edin demek kimsenin haddine düşmez. Kürtler bu noktadan sonra istenmedikleri duygusunu ciddi olarak hissedeceklerdir.”

Yani Sırrı Süreyya Önder’in deyimi ile “ ekmek bile vermeyin yahu.”

Sayfa Yükleniyor...