Cumhurbaşkanı Erdoğan: Çok kırgınım

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AYM'nin gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'e tahliye yolu açan kararına ilişkin konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Çok kırgınım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Burdur'da toplu açılış töreninde konuştu.

"O MAKAMDA OLANA DÜRÜSTLÜK YARAŞIR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Can Dündar ve Erdem Gül için verdiği ''hak ihlali'' kararıyla ilgili, AYM Başkanı Zühtü Arslan'ı kastederek şu ifadeleri kullandı:

"Sayın Başkan bana daha önceleri bizzat kendisi söylemiştir, 'gerekçeyi hazırlamadan asla karar açıklamayız' diye. Ama ne yazık ki şimdi ben bu olayı yaşayınca gerçekten çok üzüldüm ve buradan söylüyorum, çok kırgınım. Niye? O makamda olana dürüstlük yaraşır da onun için. Bana bunu söylediler. Çünkü önceki başkanı gerekçe hazırlanmadan alelacele açıklanan kararlarda eleştiren bu arkadaşımız, bu defa alelacele böyle bir kararı açıklama konumuna gelmiştir.''

''AYM ÜLKESİNİN ALEYHİNE KARAR ALMAKTAN ÇEKİNMEMİŞTİR''

''Anayasa Mahkemesi bu ülkede devletin ve milletin hakları, menfaatleri, çıkarları konusunda en fazla hassas olması gereken kurumların başında geliyor'' diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

''Ama bu kurum, üstelik de Başkanının da içinde yer aldığı bir kısım üyeleri eliyle son dönemde 'ye yönelik en büyük saldırılardan birinin somut örneği olan bir konuda ülkesinin ve milletinin aleyhine karar almaktan çekinmemiştir. İlk derece mahkeme ne demiş, casusluktan bunu tutuklamış. Siz ne diyorsunuz; 'hayır burada böyle bir şey yok.' Oraya iade ediyorsunuz. Fakat daha önce casusluktan tutuklanmayı isteyen mahkemenin de verdiği kararı anlamıyorum. Halbuki ilk derece mahkeme de kararında direnebilirdi. Diren bakalım. O zaman Anayasa Mahkemesi ne yapacak, bir de onu görelim. Bence o verdiği kararda direnmiş olsaydı inanıyorum ki dengeler çok daha farklı gelişecekti."

"ANAYASAYI KORUMAK BENİM DE GÖREVİM"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben cumhurbaşkanı olarak vatana ihanetin dışında hiçbir suçla suçlanmam. Ama anayasayı korumak benim de görevim. Ben de diyorum ki Anayasanın 104. maddesine uy. İlk fıkrasını alıp diğer fıkrasını bir kenara koyma. Bunun üzerinde de hassas ol. Geçmişte yargı nasıl Paralel Devlet Yapılanması örgütü tarafından çökertildiğinde karşısına dikildik ve mücadele ettiysek, bu konuda da aynı şekilde hareket etmek mecburiyetindeyiz. Cumhurbaşkanı olarak Anayasaya göre, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve Türk milletinin birliğini temsil etmekte, Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetmekle yükümlüyüm. Bu konuda kim yetki sınırlarının dışına çıkarsa karşısında da beni bulur. Anayasa Mahkemesi böyle bir yola girerse milletim adına ona karşı itirazlarımı dile getirmekten de çekinmem. Asıl bu tür girişimler, yanlışlar, haksızlıklar karşısında susarsam milletimin adına, itimadına layık olmamış olurum. Mesele bu" şeklinde konuştu.

''MUHTARSIZ CUMHUR OLUR MU?''

Burdur’un cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisine Türkiye ortalamasının üzerinde bir oy verdiğini anımsatan Erdoğan, “Karşıda da 14 siyasi parti vardı biliyorsunuz. Hepsi bir araya geldi ama bu kardeşinize yüzde 54 oy vermek suretiyle iş başına getirdiniz. İzlere layık olmanın gayreti içerisindeyiz. Koşacağız, koşturacağız, dört bir yanını ülkemizin aynı şekilde dört bir yanını dünyanın dolaşacağız. Diyorlar ki ‘Muhtarları niye çağırıyor Cumhurbaşkanı külliyeye? Muhtarlar kim, muhtar cumhur, cumhur. Muhtarsız cumhur olur mu?” dedi.

"MUHTAR HALKA EN YAKIN DEMOKRATİK ORGANDIR"

Muhtarları parti ayrımı yapmaksızın davet etmeyi sürdürdüğünü, çünkü onların halka en yakın demokratik organ olduğunu dile getiren Erdoğan, "Beraber yürüyeceğiz, hiç bundan dolayı ‘Şu şöyle demiş, bu böyle demiş’, bunlar bizi ilgilendirmiyor” diye konuştu.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gelen muhtarların mahallelerinin ve köylerinin sorunlarını yazarak İçişleri Bakanlığı bünyesinde oluşturulan birimde bu sorunların takip edildiğini dile getirdi.

''BURDUR AYNEN SİPSİ GİBİDİR''

“Burdur aynen sipsi gibidir, mütevazı görünür ama sesi bayağı gür çıkar” ifadesini kullanan Erdoğan, Belediye Başkanı'nın kendisine sipsi hediye ettiğini söyledi. Tarih boyunca Burdur’un kahramanlıklarıyla milletin gönlünde ayrı bir yer edindiğini söyleyen Erdoğan, “Ne diyor, o güzel Burdur türküsünde, ‘Yüce dağ başında ekin ekilmez, yağmur yağmayınca kökü sökülmez, ellerin köyünde kahır çekilmez, doldur, doldur ağuları içelim Hatçam’. Yanlış dimedim de mi, doğru mu Doğru, tamam. Burdurlu sevdasında da samimidir, mücadelesinde de samimidir” ifadelerini kullandı.

“Burdurlu kahır çekmektense ağu içmeyi tercih eder” diyen Erdoğan, Burdurlu Koca Mustafa’nın Sarıkamış’ta Ruslara karşı savaştığını hatırlatarak, kendi dedesinin de orada şehit olduğunu söyledi.

Koca Mustafa’nın Çanakkale’de yedi düvele karşı mücadele ettiğini ve Kurtuluş Savaşı’nda da her aşamada kahramanlıklar gösterdiğini, savaş bitince de kendisine ‘Hadi gari evine’ denilmesinin ardından köyüne döndüğünü anlatan Erdoğan, köye gelen askerlerin kendisine 3 şeritli bir İstiklal Madalyası ile birikmiş aylıklarını takdim ettiklerini belirtti. Erdoğan, “Koca Mustafa madalyayı alır fakat ‘Ben vatanıma para için değil, Allah rızası için hizmet ettim bilmez misiniz' der, parayı iade eder. Hayatı çok büyük darlık içinde geçen bu gazimiz, daha yakın, 1968 yılında köyü Ambarcık’ta vefat etmiştir” dedi.

"SİZE ÇOK KOCA MUSTAFALAR DOĞURMAK YAKIŞIR"

Erdoğan, kadınlara seslenerek, “Ambarcıklı analar size çok Koca Mustafalar doğurmak yakışır ona göre. Hani ben ‘En az 3’ diyorum ya boşuna demiyorum. Çünkü bu millete yıllarca doğum kontrolü yaptırdılar bu milletin nesli kurusun diye. İnşallah bunu tersine çevireceğiz. Biz istiklalimizi ve istikbalimizi işte Burdurlu Koca Mustafa’lar gibi Allah rızası için vatanına hizmet eden kahramanlara borçluyuz" diye konuştu.

Pervari’de geçen ağustosta şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Hakan Aktürk’ü de rahmetle anan Erdoğan, şehidin annesine, eşine, yakınlarına başsağlığı dileklerini iletti.

"HANİ SEN KÜRTLERİN TEMSİLCİSİYDİN"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk bayrağı dışında bir bayrak asla kabul etmediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Karşımıza paçavralarla çıkanlara gerekli cevabı bu milletimiz askeriyle, polisiyle, korucusuyla verdi, veriyor. Tek bayrak. Tek vatan. 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Bu vatanı bölmek, parçalamak isteyenlere şu anda yapılan operasyonları izliyoruz değil mi Gerekli cevabı veriyor muyuz Ne dedik, ta Çözüm Süreci'nden önce, 'Bak akıllı olun, yanlış yapmayın eğer yanlış yapacak olursanız size bu işi dar ederiz. Şu anda sabır sabır... Ne yaptılar Benim Kürt kardeşlerimi sokağa döktüler. Öyle mi Bir tane Eş Başkan çıkmış ne diyor, 'Dökülün sokağa' ve orada 52 vatandaşımız ne oldu Öldü. Ölen Kürt, öldüren, o da Kürt. Hani sen Kürtlerin temsilcisiydin Nasıl temsilcilik bu Yalan. Benim Kürt kardeşlerimin, bunlar, kanını emdiler. Onları sömürdüler, sokağa döktüler ve bu ülkeyi maalesef adeta kendi içinde birbirine düşman ettiler."

''ÇÖZÜM SÜRECİ ARTIK BUZLUĞA KONMUŞTUR''

Erdoğan, çözüm sürecine saygı duyulmadığını ve o dönemde "Çözüm süreci artık buzluğa konmuştur" şeklindeki sözlerini hatırlattı.

Şehitler verildiğini ve ciğerlerin kanadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitliğin sıradan bir olay olmadığını ve her yiğidin de karı olmadığını vurguladı.

"BU VATANA OPERASYON YAPAMAZSANIZ"

İstiklal Marşı'nın "Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda. Canı, cananı, bütün varımı alsın da huda. Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda" dizlerini okuyan Erdoğan, "Olay bu. Tek vatan. Bu vatanda operasyon yapamazsınız. Yapmaya gayret edenler de bedelini ödüyorlar" ifadelerini kullandı.

Şehitlik makamının peygamberlik makamında sonra gelen yüce bir makam olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit annelerine sabır diledi.

ZAMAN GAZETESİ'NE KAYYUM ATANMASI

Devlet içinde devlet olmayacağını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunlar sahtekar, bunlar cambaz. İşte buyrun, bak çıkıyor bütün hileler ortaya. Yok neymiş, basın hürriyetiymiş. Düşünebiliyor musunuz gazeteleri var, suç üstü yakalanıyorlar.

"BAŞÖRTÜLÜ KARDEŞLERİMİZİ PKK'LILAR SIRT SIRTA BİR ARAYA GETİRDİLER"

Emniyet görevlileri oraya girecek, toplamışlar oraya başı açık, başı örtülü tüm kardeşlerimizi, orada polisin önüne onlarla bariyer oluşturuyorlar. O başörtülü kardeşlerimizi bunlar var ya Güneydoğu'da PKK'lılarla da sırt sırta seçimlerde bir araya getirdiler. PKK'lılarla onları sırt sırta bir araya getirdiler. Bunları gözlerimle gördüğüm zaman 'yazıklar olsun' dedim. Ne günlere kaldık. Hani diyor ya Ziya Paşa, yanılmıyorsam Ziya Paşa'nındı, 'Ne günlere kaldık ey gazi hünkar eşek vezir olmuş, katır silahtar' öyle bir durum bu ve gazetelerinin önüne geldiler. Girdi oraya emniyet. İçeride ne makine kalmış, ne bilgisayar, hepsini götürmüşler. Niye? Devletin bütün kurumlarına ne yapmışlar, sızmışlar. Ne yaparsanız yapın kaçamayacaksınız. Ne dedim başbakanlığım dönemimde, 'bunların inlerine gireceğiz' dedim. Girdik mi, girmeye devam ediyor muyuz? Sadece onlar değil bir de öbürleri, o da ne, PKK, PYD, YPG. Bunlar hep aynı, birbirlerinden farkı yok. Ne dediler, Sur temizlendi. Arkadaşlarıma dedim ki aman ha rehavete kapılmayın. Temizlik, memizlik hala devam etmeli ve hemen ertesi gün bodrumdan sekiz tane terörist çıktı. Takip ettiniz değil mi Ama onları da ne yaptılar, etkisiz hale getirdiler. Elleri dert görmesin. Dünya şöyle diyor, dünya böyle diyor, dünya ne derse desin Allah ne diyor bizim için aslolan odur. Çünkü biz şuna inanıyoruz, 'zul ile abad olunmaz.' Biz şuna inanıyoruz, 'alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.' Biz, 'mazlumların sesi olacağız' dedik ve 'biz mazlumlar adına koşacağız, konuşacağız' dedik. İşte bunu yapıyoruz ve onun için tek millet , tek bayrak, tek vatan, tek devlet."

Türk milletinin tarihin her döneminde hem içeride, hem de dışarıda pek çok cephede birden mücadele etmek zorunda kaldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ecdadın elde ettiği her kazanımı yüreğinin ve bileğinin hakkıyla başardığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu Selçuk ve Osmanlı devletinin kuruluşu ve büyümesinin milletin birliği, beraberliğinin sağlanması, ortak hedefler etrafından birleşmesi sayesinde olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Şimdi birileri Güneydoğu'da, Diyarbakır'da, Hakkari'de, Mardin'de, Şırnak'ta buralardaki operasyonlar sebebiyle sürekli istismar, 'bak evleriniz yıkıldı, yıkılıyor.' Şimdi buradan sesleniyorum, biliyorsunuz Osmanlı İnebahtında bir yenilgi yaşamıştı. Kılıç Ali Paşa komutasında o yenilgiyi yaşadığı zaman tabii komutan üzgün, süzgündü. Fakat Sokullu oradan bir gürledi, ne dedi 'Paşa, paşa sen bu devleti ne sanırsın o yelkenlerin direklerini gümüşten, bütün o yelkenlerini de atlastan yapmak suretiyle yolumuza devam ederiz.' İnşallah, Güneydoğu'daki bütün buralarda hükümetimiz şu anda bakanlarını görevlendirdi. Bütün memurlarını görevlendirdi."

Terör olaylarının yaşandığı bölgelerde alt yapıdan üst yapıya kadar çok sayıda projenin planlandığını ve yıkımların olduğu yerlerin çok daha modern, kentsel mimariyi de uygun olmak suretiyle yapılacağını anlatan Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve bakanlarla görüştüklerini ve herkesin arazide dolaştığını, yer tespit ve proje çalışmaları yaptığını ifade etti.

''YENİ BİR GÜNEYDOĞU İNŞALLAH İNŞA EDİLECEKTİR''

Erdoğan, "O leş kargalarına gerekli cevap yeni düzenleme ile birlikte verilecektir. Öyle zannediyorum ki bir yılı bulmadan bir kısmı, bir yıl içinde de diğerleri veya biraz daha sarkabilir ama yeni bir Güneydoğu inşa edilecektir. Hiç şüpheniz olmasın" açıklamasında bulundu.

Sayfa Yükleniyor...