Küçük Fırat toprağa verildi

İstanbul Sultangazi'de boş bir arazide, cesedi parçalanmış halde bulunan 9 yaşındaki Fırat Sezer'in cenazesi, Şanlıurfa'da toprağa verildi.

Küçük Fırat toprağa verildi

Sezer ailesi tarafından İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan alınan Fırat Sezer'in cenazesi, Bakırköy Belediyesi tarafından tahsis edilen otobüsle Şanlıurfa'ya getirildi.

Fırat'ın cenazesi, ilk olarak Hakimdede Mahallesi’nde bulunan babaannesinin evine ardından da cenazenin kılınacağı Yusuf Paşa Camisi’ne götürüldü. Camide namaz saatinin beklendiği esnada, Gaziantep'te yaşayan annesi Meryem Gül, oğlunun tabutunu açıp yüzüne bakmak istedi. Yakınlarının izin vermemesi üzerine anne Gül, beraberindekiler tarafından caminin dışına çıkarıldı.

Cenaze namazının ardından Fırat'ın cenazesinin camiden çıkarıldığı sırada, anne Meryem Gül tekrar cenazeye dokunmak istedi. Bu sırada bazı kadınlar baygınlık geçirdi. Küçük Fırat'ın cenazesi, Bediüzzaman aile mezarlığına götürülerek burada toprağa verildi.

Cenaze törenine katılan ve zorlukla yürüdüğü görülen baba Necmettin Sezer'in de mezarlıktaki defin işlemi sırasında baygınlık geçirdiği gözlendi.

'İÇİNE KAPANIK ÇOCUK DEĞİLDİ’
Ölen çocuğun anne ve babası gazetecilere açıklama yapmazken, amcası Cemal Sezer, Fırat'ın okula gidemediği için kendisinin yanına, fırına geldiğini belirtti.

Olay günü yeğenin yanına gelmemesi üzerine babasını aradığını, evini arayan babaya da çocuğun kendisinden 5 dakika sonra çıktığının söylendiğini aktaran amca Sezer, şunları anlattı:

''Babası saat 09.30 gibi evden çıkmış. Saat 10.30 oldu gelmedi. Bunun üzerine babasına, 'izin al bir araştır, bak, neyin nesidir' dedim. O da izin aldı, karakola gitti. 2 saat sonra bu olay ortaya çıktı. Bizim haberimiz yoktu, polisler zanlıları yakalamış, öldüğünü bile bilmiyorduk daha sonra öğrendik.''

Cemal Sezer, Fırat'ın içine kapanık bir yapısının olmadığını, iyi bir çocuk olduğunu söyledi.

Bir gazetecinin ''Üvey annesinin böyle bir şey yapabileceği aklınıza gelmiş miydi?'' sorusu üzerine amca Sezer, ''Kimin aklına gelebilir, insanoğlunun aklına gelir mi? Bu mümkün mü? Kimin aklına gelir, öldüğü, parçalandığı. Senin eşin, evde böyle bir şey yapsın, bu mümkün mü?'' şeklinde konuştu.

Bir gazetecinin, Fırat'ın annesi Meryem Gül'ün basına yansıyan açıklamalarına ilişkin sorusu üzerine ise amca Sezer, ''Annesi, dedesi, dayısı 7 yıldır bir tanesi telefon açmadı, yüzünü görmedi. Dövdüğünü nereden biliyor, bunu anlamıyoruz'' dedi.

‘5 YILDIR GÖRMÜYORDUM’
Fırat Sezer'in annesi Meryem Gül ise oğlunu 5 yıldır görmediğini, sesini dahi duymadığını belirtti.

Oğlunu öldürenlerin insan olamayacağını ifade eden Gül, şöyle konuştu:

''Televizyondan öğrendim. Kayseri'deki ölen çocuklara bakıyordum arkasından Fırat Sezer denince zaten ben gittim. Oğlumu beş parçaya ayırmışlar kurbanlık koyun gibi. Resmen kurbanlık koyun olmuş. Bunu Allah'ı, dini, kitabı olan insan yapmaz. Bunu yapan insanın kanı yok.''

Gül, oğluyla görüşemediğini, nasıl insanlarla yaşadığını bilmediğini ifade etti. Olayla ilgili olarak eski eşinin de ihmali bulunduğunu, kendisinin ya da akrabalarının telefonla aranarak haberdar edilebileceğini dile getiren Gül, şöyle devam etti:

''Yani 5 gün evden çocuk kayboluyor. İnsan çocuğunu sormaz mı? Canımın son damlasına kadar peşini bırakmayacağım. Böyle olacağını bilseydim alırdım yanıma. En azından üvey anneyle sorun yaşadığını söyleselerdi, 'yanınıza alın' deselerdi. Ama hep hasret koydu beni.

Eşim demirle vurur, tehdit eder, hortumla döverdi. Fırat'ı da döverdi. Bizi sokağa atardı. Komşunun verdiği ekmekle geçinirdik. Her gün şiddet, dayak. 3 sene ailemin yanında oturdum. Fırat'a bir yıl baktım. Sonra kardeşleriyle gelip aldı. 'Hasret edeceğim, kokusuna hasret kalacaksın' dedi. Telefonlarını sürekli değiştirdi, bir türlü ulaşamadım. Adaletse kanımın son damlasına kadar savaşacağım. Dirisini vermediler, bari ölüsünü versinler.''

Sayfa Yükleniyor...