Saadet Partisi Genel Başkanlığı'ndan ayrılan Numan Kurtulmuş yeni partisiyle ilgili NTV'ye açıklamalarda bulundu.
Kurtulmuş konuşmasında şunları söyledi;
"Benimle birlikte Saadet Partisi'nden kopuşlar oldu. Şu an da 50’ye yakın ilde yeni partiyle ilgili çalışmalar başlattık. Partinin kurucular kurulu belirlenecek, Ekim sonuna doğru işlemleri bitireceğiz. Önümüzdeki 11 Temmuz seçimlerine katılmayı düşünüyoruz.
Yeni partiye isim bulmak işin en zor görünen tarafı. Seçilecek isim sizin siyasi yol haritanızı belirtmeli, kısa ve akılda kalıcı olmalı. 40’a yakın isim önerisi var. Güzel tarafı Anadolu’dan logo ve isimle gelenler oldu. Bizim profesyonelce çalışmalarımız var.
'Medeniyet' kelimesini 12 yıllık siyasi hayatımda söyledim ama bir parti ismi olarak nasıl durur bilemiyorum.
İsimler hakkında konuşmak istemiyorum. Bu memlekette herkese özgürlük, adalet ve refahı sağlamak isteyen herkese kapımız açık. Sonuçta bizim temel görüşlerimizi benimseyen herkese kapımız açık. Konuştuğumuz herkese buyrun ortak bir platformumuz olsun diyoruz. Özgürlük, adalet ve refah Türkiye’nin üç temel sorunudur ve biz bu üç sorunu temel alan bir yapı oluşturmaya çalışıyoruz.
En büyük kısıtımız zaman kısıtı. Keşke tüm Anadolu’yu dolaşarak bu hareketi kurabilseydik. Ama olabildiğince fazla kişinin görüşünü almaya çalışıyoruz. Herkesin bir şey katacağı parti kurmaya çalışıyoruz.
AK Parti 8 yıldır iktidarda olan bir parti. Birçok konuda sadece bizimle değil toplumla farklılıkları ortaya çıktı. Mesela ekonomi konusunda, kendisinde önce gelen koalisyon hükümetinin ekonomi programını uyguladı. Belki iyileşmeler var ama işsizlik ve yoksulluk da artıyor. Bir yerde Türkiye’nin kenarda bırakılmış, demokratikleşmenin unutulduğu partiye ihtiyaç var.
Türkiye’de reform ve dönüşümü destekleyecek ve halka karşı statükoya karşı bir parti olmalı. AK Parti bu konularda halkın tüm ihtiyaçlarını karşılayamadı.
Son yıllarda Türkiye ve dünyadaki siyasal gelişmelerin ardından sağcı, solcu gibi kavramlar kullanmak zorlaştı. Mesela liberal olduğunu savunanlar belli konular için, "Onları konuşacak kadar özgür değiliz" diyor. Bu nasıl liberallik! Ya da kitlesel sol partilere baktığınız zaman Tuzla tersanelerinin önünde eylem yapmaları lazım ama yapmıyorlar. Milliyetçi olduğunu belirten partiler dışardan gelen ekonomi programlarını uygulamakta bir sakınca görmüyor.
Bizdeki anlamıyla muhafazakarlık dindar olmaktır. Dinin ilk şartı da Allah dışında kimsenin önünde eğilmemek ama arkadaşlar küresel güçler önünde durursak yok olacağımızı ifade ediyor. O zaman bu nasıl muhafazakarlık!"
- Etiketler :
- Haberler
