Mahkeme otelde kalan kişinin kaydının silinmesinde direndi

İstanbul'da bir otelde iki arkadaşıyla bir gece konaklayan S.M., bu durumdan haberdar etmediği bir arkadaşının, "Sen iki kişiyle bir otelde kalmışsın. GBT kaydın var" demesi üzerine, İçişleri Bakanlığı aleyhinde dava açtı.

Mahkeme otelde kalan kişinin kaydının silinmesinde direndi

İstanbul'da yaşayan S.M., iki arkadaşıyla Esenler'deki bir otelde bir gece aynı odada konakladı. 30 yaşındaki kadın, konudan habersiz bir arkadaşının kendisine 7 ay sonra, "Sen iki kişiyle bir otelde kalmışsın. Poliste GBT kaydın varmış" demesi üzerine, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çerçevesinde 20 Ocak 2012 tarihinde İçişleri Bakanlığı’na başvurarak, otelde kaldığı yönünde Emniyet'te GBT’sinin (Genel Bilgi Toplama) bulunup bulunmadığı konusunda kendisine bilgi verilmesini istedi.

İçişleri Bakanlığı, 25 Ocak 2012 tarihinde yolladığı cevabi elektronik postada, yasal mevzuatı gerekçe göstererek genç kadının talebini reddetti.

KAYDININ SİLİNMESİNİ İSTEDİ

İki gün sonra yeniden İçişleri Bakanlığı’na başvuran S.M., bu kez oteldeki kaydı ile ilgili GBT’sinin silinmesini istedi. Bakanlık, yolladığı cevabi elektronik postada, bu yöndeki talebin daha önce reddedildiğini hatırlatarak, konuyla ilgili yeni bir işlem yapmayacağını belirtti.

‘ÖZEL YAŞANTISI EMNİYET YETKİLİLERİ TARAFINDAN FİŞLEME KONUSU YAPILMIŞTIR’

Bunun üzerine S.M. adına Bölge İdare Mahkemesi’ne başvuran avukat Several Ballıkaya Çelik, İçişleri Bakanlığı aleyhine dava açtı. Çelik, müvekkilinin otel kaydının silinmesi yönündeki talebini reddeden bakanlığın işleminin iptalini istedi, 5 bin TL’lik tazminat talebinde bulundu.

6 Mart 2012 tarihinde dava açan avukat Çelik, müvekkilinin bir arkadaşının söylemesi üzerine otel kaydının Emniyet'te olduğunu öğrendiğini belirterek, “Bir arkadaşının otelde iki kişi ile aynı odayı paylaştığına dair GBT kaydı bulunduğunu kendisine söylemesi üzerine, hakkında tutulan fişleme kaydı olduğunu öğrenmiştir. Aynı bilgi başka bir kişi tarafından da teyit edilince İçişleri Bakanlığı’na bilgi edinme amaçlı olarak başvurdu, ancak başvurusuna ilişkin ret cevabı almıştır. Müvekkil hakkında yasadışı ve hukuka aykırı olarak kayıt tutulmuş ve özel yaşantısı Emniyet yetkilileri tarafından fişleme konusu yapılmıştır" dedi.

Müvekkilinin Anayasa’da teminat altına alınan özel hayatının ihlal edildiğini savunan avukat Çelik, “Emniyet'in bu tür verileri tutması ve bunları başkaları ile paylaşması, kişisel verilerin korunması hakkının ihlalidir. Müvekkilin hangi otelde, kiminle kaldığına ilişkin devlet organlarının gözleyici veya kaydedici olmak gibi bir hakları bulunmamaktadır. Buna karşılık devlet organlarının özel hayata ilişkin bilgileri koruma yükümlülüğü Anayasa’da yer almaktadır. Davalı idare, bu hakkı ihlal ettiği gibi, müvekkilin bilgi edinmek için yaptığı başvuruya yanıt vermemiş ve yasadışı kayıtların silinmesi talebini reddetmiştir" diye konuştu.

BAKANLIK: AMAÇ SUÇ VE SUÇLULARLA MÜCADELE

Dava dosyasına yanıt dilekçesi koyan İçişleri Bakanlığı, mevzuat gereği otelde kalan kişinin kaydının tutulmasının zorunlu olduğunu ve kaydın tutulmasındaki amacın suç ve suçlularla mücadele olduğunu savundu. Bakanlık, hukuka uygun olarak tutulan kayıtların silinmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istedi.

KABUL GEREKÇESİ: DAVALI İDARE GİZLİ OLMASI GEREKEN BİLGİLERİ KORUMA KONUSUNDA GEREKLİ HASSASİYETİ GÖSTERMEMİŞTİR

19 Mart 2014 tarihinde kararını veren Bölge İdare Mahkemesi, suçların işlenmesinin önlenmesi ve suçluların tespiti amacıyla toplu konaklama alanında ikamet edenlerin kolluk güçlerine bildirilmesinin yasal olduğu belirtti. Bunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin özel hayatın gizliliğini düzenleyen hükümlerine aykırı olmadığını kaydeden mahkeme, “Davacının otel kaydı, davalı idare sistemine bildirildi. Davacı hakkında tutulan kayıtların gizlilik içinde muhafaza edilmemesi ve davacıya veya başkalarına bilgi aktaracak kişiler tarafından da görülmesi, sistemin gizli olmadığını ve sorumsuz kişi veya kişilerin müdahalesine açık olduğunu göstermektedir. Yani davalı idare, gizli olması gereken bilgileri koruma konusunda gerekli hassasiyeti göstermemiştir. Bu hassasiyetin gösterilmemiş olması, özel hayatin gizliliğini ihlal sonucunu doğurmuştur" dedi.

Davacının kayıtlarının davalı idarece gereken özen gösterilmeden saklandığını belirten mahkeme, “Suç ve suçlu ile mücadele için erişim amacı dışında üçüncü kişilerin erişimi imkanının olduğu ve davacının gelinen aşamada bilgilerinin üçüncü kişilerin görmesine açık olmaması noktasında gereken özen ve dikkati göstermediğini" gerekçe göstererek davayı kabul etti.

Mahkeme, davacının otel kaydının silinmesi yönündeki talebini yerine getirmeyen İçişleri Bakanlığı’nın bu işleminin iptaline, talep ettiği 5 bin TL manevi tazminatın da faiziyle ödenmesine oybirliği ile karar verdi.

DANIŞTAY BOZDU

İçişleri Bakanlığı, Bölge İdare Mahkemesi’nin bu kararını temyiz etti. Danıştay 10. Dairesi, 24 Kasım 2011 tarihinde Bölge İdare Mahkemesi’nin kararını davacı aleyhine bozdu. 10. Daire, “Kimlik Bildirme Kanunu’nun uygulanması ve yönetmeliğine göre otel, motel gibi geçici konaklama alanlarında kalanların kimlik bilgilerinin 5 yıl süre ile saklanması gerektiğini, bu nedenle davacının bu bilgilerin silinmesi yönündeki talebinin bakanlık tarafından reddedilmesi hukuka uygundur" gerekçesi ile Bölge İdare Mahkemesi’nin kararını bozdu.

DANIŞTAY’IN BOZMA KARARINA UYMADI; İLK KARARINDA DİRENDİ

Dosyanın geri geldiği Bölge İdare Mahkemesi, 8 Nisan 2015 tarihinde verdiği kararda, Danıştay 10. Dairesi’nin bozma kararına uymadı. Mahkeme ilk kararında direndi.

Bunun üzerine, İçişleri Bakanlığı, Bölge İdare Mahkemesi’nin direnme kararına itiraz ederek, davayı Danıştay Genel Kurulu’na taşıdı.

Sayfa Yükleniyor...