'Ülkeyi çift başlı yönetmeyiz'

Başbakan Erdoğan, Birinci Meclis önünde yapılan olaylı Cumhuriyet yürüyüşü nedeniyle CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na tepki gösterdi. Erdoğan, “Ulus’ta Türk bayrağıyla dolaşmak kolay, Hakkari’de niye Türk bayrağıyla dolaşamadın?” dedi.

'Ülkeyi çift başlı yönetmeyiz'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kurban Bayramı’nın ardından gerçekleştirilen partisinin ilk TBMM Grup Toplantısı’nda partililere seslendi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı olaylı Cumhuriyet yürüyüşüne değinen Başbakan Erdoğan, “Birinci Meclis’in önüne cebren ve hileyle girmek, Cumhuriyete sahip çıkmak değildir” dedi.

Türk bayrağı ve Atatürk posterlerinin yasaklandığı haberlerini veren medyaya da sert çıkan Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu nasıl haddini bilmezliktir. Bunların derdi istismardır.”

Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu’nda düzenlenen TEB-BNP Paribas WTA Championships Uluslararası Kadınlar Tenis Turnuvası'nda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in protesto edilmesine tepki gösterdi.

Bakanları ıslıklayanları “terörist holiganlar” diye nitelendiren Erdoğan, ’nin imajının zedelendiğini belirterek, “Böyle bir seyircinin olduğu ülkeye olimpiyat verilir mi? Ulus’taki zihniyet ile Sinan Erdem’deki zihniyet aynıdır” diye konuştu.

Açlık grevlerinin cezaevindeki şartlarla ilgisi olmadığını ifade eden Erdoğan, okulların boykot edilmesi çağrısı yapan BDP’ye yüklendi.

Konuşmasında Kürt vatandaşlara da seslenen Erdoğan, "Onlar kuzu kebabı yerken, cezaevindekilere 'ölün' diyorlar" ifadelerini kullandı.

'Ülkeyi çift başlı yönetmeyiz' - 1

Başbakan Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;

"Cumhuriyet cumhurundur, halkındır, herkesindir. Cumhuriyeti herkesin olmak çıkartıp sadece kendilerine ait bir sembol olmaya getirmeye çalışanlar, Cumhuriyeti değil, kendilerine ait bir imtiyaz yönetimini arzulayanlardır.

Türkiye, diktatörlük dönemine tanık oldu. İsmeti İnönü’nün ‘milli şeflik’ dönemi otoriter rejimin sürdüğü dönemdir. CHP’nin otoriterliğine karşı millet, Cumhuriyet ve demokrasinin yanında yer almıştır.

Cumhuriyet'in bu noktadaki korunmasının cumhura ait olduğunu CHP öğrenmediği sürece sürünmeye devam edecektir. Terör örgütü Türkiye'yi silahla, kan dökerek, baskı ve zulümle bölmenin peşinde. Bunlar, laiklik adına bölücülük yapıyorlardı, bugün de Cumhuriyetçilik maskesi altında ayrımcılık yapıyor.

29 Ekim öncesi CHP ve Kılıçdaroğlu'na aynı çağrıyı yaptım. Niçin orada beraber oturmuyorsun da sende sokaklara dökülüyorsun, Hipodrom'da olanlar millet değil mi? Orada hem millete hem de devlete rağmen, illegal örgütlerin peşine takılmak suretiyle böyle bir eylemi, sokağı terörize ederek gerçekleştirdin.

Ulus'ta eski Meclis binasının bahçesine cebren ve hile ile girmek, o eski Cumhuriyet'e sahip çıkmak değildir. Bunu böyle bilin. TBMM'nin o ilk toplantısındaki o manevi havayı yaşamaktan, bugünkü CHP'nin yakından uzaktan alakası yoktur.

'ORAYA CEBREN VE HİLLE İLE GİRDİLER'
Türkiye'de, Cumhuriyet karşıtı bir kesim varmış ve bunlar Cumhuriyeti yıkacakmış gibi ortalığı velveleye verenler, Cumhuriyet'in değil, kendi menfaat düzenlerinin yıkılmasından telaşa kapılanlardır. Birinci Meclis’in önüne cebren ve hileyle girmek, Cumhuriyet'e sahip çıkmak değildir.

Türk bayrağını, Gazi Mustafa Kemal’i kendilerine siper edenleri esefle gördük. Hipodromda olanlar millet değil miydi? Orada devlet de millet de vardı. Niye yasaklı yerde yapıyorsunuz? Bayramı sizin dışınızda olanlara niçin zehir ediyorsunuz? 8 toplantı yerinden birinde yapabilirdiniz.

'ASKERDEN MEDET UMAN ANLAYIŞ İFLAS ETTİ'
Dün ülkenin meşru hükümetini devirmek için 'ordu göreve' pankartı açanlar, umdukları desteği bulamayınca, bugün aynı orduya, onun subaylarına hakaret etmekten çekinmiyorlar. CHP'nin askerden medet uman muhalefet anlayışı iflas etmiştir. Ama CHP bunun yerine milletin iradesini yücelten bir muhalefet anlayışını koyamamıştır. Bunların siyasi mücadeleden anladıkları, ya işi orduya havale etmektir, ya da sokağa çıkıp illegal eylemler yapmaktır. CHP budur.

Emin olun bunların zihinlerinde, hep söylerler ya, 'şu cumhur olmasa Cumhuriyet'i ne güzel idare ederiz.' Yani halk olmasa biz Cumhuriyeti idare ederiz. CHP bu. Ama beyhude yere çırpınıyorlar.  Çünkü bu cumhur bu Cumhuriyet'i asla onlara teslim etmedi, evelallah etmeyecek. Biz Türkiye'de cumhuru gerçek anlamda Cumhuriyet'le buluşturan partiyiz. Cumhuriyet'i cumhurdan kopartıp, kendi tekellerine almak isteyenlere, gönüllerindeki o diktatörlük rejimlerini, vesayetçi sistemi hortlatmak isteyenlere asla geçit vermeyeceğiz.

'ŞEKERİ ELİNDEN ALINMIŞ HIRÇIN ÇOCUK GİBİ'
CHP Genel Başkanı’nı sorumlu davranmaya, Cumhuriyet’in özüne saygılı davranmaya çağırıyorum. Şekeri elinden alınmış çocuk hırçınlığıyla siyaset yapılmaz. Ana Muhalefet Genel Başkanlığı hiç yapılmaz.

MEDYAYA SERT ÇIKTI
Bazı köşe yazarlarına hayret ediyorum. ‘Apo’nun posterlerine izin veriliyor, Atatürk’ün posterine niye izin verilmiyor’ deniyor. Yazıklar olsun. Bu nasıl haddini bilmezliktir. Hipodromda bulunanlar ellerinde Türk bayrağı ve Atatürk posterinden başka bir şey taşımadılar, orada birlikte olabilirdik.

Siz nasıl olup da kalkıp ‘Türk bayrağı, Atatürk posteri engellendi’ diyorsunuz. Bu ayrımcılıktır, bölücülüktür. Bunların derdi kesinlikle Cumhuriyet değil, bunların derdi istismardır. Türk bayrağını da Atatürk’ü de bugüne kadar istismar etmişlerdir. Yalancının mumu yatsıya yanar. Bunların mumu da yatsıya kadar yandı.

'HAKKARİ'DE NİYE TÜRK BAYRAĞIYLA DOLAŞMADIN?'
Bunlar son seçimde BDP ile anlaşma yaptılar. Bir tane Türk bayrağını meydana çıkaramadılar. Ulus'ta Türk bayrağı ile dolaşmak kolay. Hakkari'de niye dolaşamadın Türk bayrağı ile? Bunların kilosu belli. Biz Cumhuriyet'i 59 yıl sonrasına hazırlıyoruz, onlar 89 yıl öncesinin hayalini kuruyorlar.

Engelli atlamada Kılıçdaroğlu, destekli atlıyor. İki engel atladı. Destekli atlıyor, bununla övünebilir.

'TERÖRİST HOLİGANLAR'
Ankara’da, Sinan Erdem Spor Salonu’nda yaşanan görüntüler Türkiye’nin imajını yaralıyor. 'Güçlü Türkiye' imajına zarar veriyor.  Bu tür bir çirkinliği bir kez daha yaptılar.

Dünya Kadınlar Tenis Şampiyonası’na zemin hazırlandı, imkanlar seferber edildi. Belli bir grup, holigan olarak -bunlar terörist holiganlar- çirkinlikle salonu tahrik ettiler. Dünyanın 100’ü aşkın ülkesinde canlı olarak veriliyor. Böyle bir seyircinin olduğu ülkeye, şehire olimpiyat verilir mi? Ulus’taki zihniyet hangi zihniyetse Sinan Erdem’deki zihniyet de aynı zihniyettir.

'ROKETATARLA SALDIRI YAPARSAN OPERASYON DURUR MU?'
Şırnak’ta şehit olan polis memuru İbrahim Engin’e Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Nöbette olan polisimizi, şehrin içinde roketatarla şehit edeceksin, sonra 'operasyon yapılmasın' diyeceksin. Böyle bir şey olur mu? Bizim amacımız terörü bitirerek huzur ortamını temin etmektir.

Ana Muhalefet Genel Başkanı ‘Meclis’te çözelim’ diyor. Meclis’teyiz; gelin, çözelim. Meclis’te ne öneriyorsun, bunu söyle. 'Bal, bal' demekle ağız tadlanmaz, balı yiyerek ağız tatlanır. Önerin varsa getir. Yoksa milleti kandırmanın anlamı yoktur.

Cezaevlerindekilere 'ölün' talimatı veriliyor. Ölüm oruçlarının cezaevindeki şartlarla alakası yok. Cezaevlerinde bulunan herkesin, hangi suçtan olursa olsun; canı, sağlığı, onuru devlete emanettir. KCK'ya değil bölücü terör örgütüne değil, BDP'ye de değil.

'KUZU KEBAP YERKEN, AÇLIKTAN ÖLÜN DİYORLAR'
Oturmuş Kızıltepe’de kuzu kebabı yiyorsun. Cezaevindekilere 'açlık grevine girin, ölün' diyorsun. Kürt kardeşlerime sesleniyorum; sizi aldatanlara, istismar edenlere dikkat edin. Kuzu kebap, kuzu şiş götürürken, içeride olanlara 'ölün' diyorlar. Bu iş o kadar kolaysa kendileri yapsın.

'CEZAEVİNDE ÖLÜMLE ŞANTAJ YAPILMAZ'
Cezaevindekilerin talepleri terörist başı ile ilgili taleplerdir. Sadece terörist başına özgürlük istiyorlar. Cezaevinde ölmekle şantaj yapılmaz. Devlet şantaja, tehdide boyun eğmez, papuç bırakmaz.

Çocuklarınızın daha silahla cezaevlerinde açlık greviyle ölmesine müsaade etmeyin. Çocuklarınıza kötü muamele, işkence ediliyorsa biz sizin yanınızdayız. Sorumlusu kimse derhal yakasına yapışırız.

Kürt kardeşlerime özellikle hatırlatıyorum; çocuklarınızla aranıza terör örgütünün girmesine lütfen izin vermeyin. Biz çağrımızda samimiyiz. Ben gönülden konuşuyorum. Gelin şu aramızdan terör örgütünü, onun silahlarını, bombalarını, kana-cana doymaz yöneticilerini, kukla siyasetçilerini çıkartalım.

BDP'YE 'OKUL BOYKOTU' TEPKİSİ
Meclis’te bulunan bir parti, terör örgütüne destek vermek için okulların boykot edilmesini istiyor. Bir ilimizde çocuklar ciddi oranla okullara gönderilmedi. Bu nasıl demokrasi anlayışı? Çocukları tehditle okula göndermeyeceksin, sonra özgürlükten bahsedeceksin.

Bu çocukların eğitim-öğretim özgürlüğü var. Parti olarak nasıl oluyor da böyle bildiri dağıtıyorsun. Senin kitabında eğitim-öğretim özgürlüğü yok. Çocukları dağa kaçıran terör örgütüyle çalışma yapıyorsun."

'SULANDIRILMIŞ BİR MÜRACAAT'
Erdoğan, ''CHP'nin Genel Başkanı'nın sulandırılmış bir müracaatı'' olduğunu belirterek, ''Bu sulandırılmış müracaat bu defa şahsımla alakalı. Ben sizlere havale ediyorum çünkü ben de Almanya'ya yola çıkıyorum. Bizim işimiz var, bunların işi yok. Yapacakları bir şey yok doğrusu. İşte birkaç kelimelik bir şeyler yazıp, karalayıp Meclis'i meşgul ediyorlar'' dedi.

'BU ÜLKEYİ ÇİFT BAŞLILIKLA YÖNETMEDİK'
Başbakan Erdoğan, Almanya'ya hareketi öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda dünkü eylemlerle ilgili şunları söyledi: "Bu ülke yol geçen hanı değil. CHP'nin alternatif kutlama yapması anlaşılır değil. Barikatların kaldırılmasıyla ilgili talimat vermedim. Cumhurbaşkanımızın 'barikatı kaldırım' talimatı vereceğini tahmin etmiyorum. Bugüne kadar bu ülkeyi çift başlılıkla yönetmedik. Çift başlı bir yönetimle bu ülke bir yere varmaz. Bir başkanlık sistemi arzu ediliyorsa ben bundan yanayım. Kimin ne yapacağı bellidir. Kimse durumdan vazife çıkarmasın."

Sayfa Yükleniyor...