Valiyi değil kendini kurtarmanın peşindesin

CHP lideri Deniz Baykal, Kırşyehir'de Başbakan Erdoğan'ın, 'Ben valimi yedirmem' sözlerini eleştirdi. Baykal "Vali senin yanlış talimatını mı uygulayacak? Sen kendi koltuğunun peşindesin." dedi.

Valiyi değil kendini kurtarmanın peşindesin

Kırşehir ve Amasya mitinglerinde konuşan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AK Parti hükümetinin iktidara geldiğinde ''3 Y'' ile mücadele edip ortadan kaldıracağını söylediğini, ancak 3 Y'den biri olan yoksulluğu ortadan kaldıramadığını, aksine artırdığını ileri sürdü.

AK Parti iktidara geldiğinde 'nin borcunun 220 milyar dolar olduğunu, 2002'den bu yana bu borcun 500 milyar dolara çıktığını söyleyen Baykal, şöyle devam etti:

'' para kazanmıyor. Sanki bol para varmış gibi bir hava veriyorlar ve o sayede tutunuyorlar. Bunlar, fabrika yapmadılar. Cumhuriyet tarihi boyunca yapılmış olan fabrikaları kapattılar ve sattılar. Ekonomideki durum, dünyadaki krizin Türkiye'ye yansıması da değil. Ekonomideki olumsuz durum, Türkiye'deki yanlış ekonomik politikaların eseridir. Ama Başbakan hiç sesini çıkarmıyor. Her şey kendi kaderine terk edilmiş durumda.''

''Önceden yolsuzluk, ferdi olarak Türkiye'de görülürdü. Bunların zamanında himaye gördü, şirketleşti'' diyen Baykal, Almanya'da görülen Deniz Feneri davasını iddiasına örnek gösterdi.

Muhataplarının tamamının Türk vatandaşı olduğu Deniz Feneri davasına iktidarın sessiz kaldığını savunan Baykal, şunları söyledi:

''Almanya'dan dosya bekliyorlarmış. Peki dosya gelmezse, Türkiye'nin kendi davası olan bu konuda ne yapacaksın? Göz mü yumacaksın? Dosyayı bekleyen Başbakana bizim arkadaşımız dosyayı getirdi ve ben de meydanlardan, kürsüden Başbakana o dosyayı verdim. Başbakan şimdi de 'kırtasiyede çok dosya var' diyor. Evet, kırtasiyede ve dünyanın her yerinde pek çok dosya var. Ama dünyanın hiçbir yerindeki dosyada, Başbakan hakkında savcılığa sunulmuş suç duyuruları yok. Sadece Türkiye'de var. Sadece ikimizin dokunulmazlığı kaldırılsın ve savcılar, ikimiz hakkındaki iddiaları araştırsın.''

Türkiye'de görülecek olan Deniz Feneri davası ile ilgili yayın yasağı getirilmesini de eleştiren Baykal, ''Hiçbir iddianame bulunmayan Ergenekon davası ile ilgili böyle bir karar alınmamışken, Deniz Feneri davası için niye böyle bir karar alındı? Sayın Başbakan davanın sonucunun kendisine geleceğini biliyor da ondan. Bu davayı basından, kamuoyundan gizlemek istiyor'' dedi.

AKP İLE GELEN APS İLE GİDER
Deniz Baykal, Tunceli Valiliği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nın ''Her eve beyaz eşya'' projesiyle ilgili olarak da ''Biz kamu görevlilerini ve ilgili herkesi uyardık. 'Seçim öncesinde yanlış yapmayın, kanunsuzluk yapmayın' dedik. AKP ile gelen APS ile gider'' dedi.

Yüksek Seçim Kurulu'nun seçim öncesinde yapılan yardımlarla ilgili aldığı karardan sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Ben Valimi yedirmem'' dediğini kaydeden Baykal, şöyle konuştu:

''Ne demek 'Ben Valimi yedirmem'. Benim Vali yemek gibi bir alışkanlığım yok. Eğer yiyeceksem, Kırşehir'in 'hoşmerim'ini (tatlı çeşidi) yerim. Bu devletin hukuku var, mahkemesi, savcısı var. Onlar gerekeni yaparlar. Bir valinin görevi hukuku, kanunları işletmek değil mi? Vali senin yanlış talimatını mı uygulayacak? Sen kendi koltuğunun peşindesin. Sen günü kurtarmaya çalışıyorsun.''

Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın meydanlarda ''İşte halk burada'' dediğini anımsatarak, ''Eğer gücün yetiyorsa, ikimiz birlikte televizyona çıkalım, gazetecileri de alalım karşımıza, onlar sorsun cevaplayalım, sen sor cevaplayayım, ben de sana sorayım. Vatandaş da kararını versin'' dedi.

Başbakan'ın seçim gezilerinde çocuklara oyuncak dağıtmasını da eleştiren Baykal, ''O çocuklara oyuncak dağıtacağına, babalarına iş ver, iş'' diye konuştu.

İktidarın son zamanlarda vatandaşa, ''Bize oy vermezseniz, hizmet gelmez'' dediğini öne süren Baykal, ''Tehditle oy istiyorlar. Böyle şey olur mu? O zaman neden seçim yapılıyor. Bunlar, iktidarın son çırpınışları. Sonu gelen iktidarlar, bu tür tehditlere başvururlar'' dedi.

85 YILDAN FAZLA BORÇ YAPTILAR
Baykal, Amasya'daki mitingde ise şöyle konuştu:

"Türkiye, AK Parti iktidara geldiği zaman 220 milyar dolar borcu olan ülkeydi. Bunun için de Türkiye'nin 85 yılının borcu var. Bunun için de Atatürk, İnönü döneminden, Celal Bayar Menderes döneminden, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Erbakan dönemine kadar gelmiş geçmiş bütün hükümetlerin ortak borcu 220 milyar  dolar. Bunlar geldi, 85 yıldan sonra geldi, 7 yıl kaldılar. Şimdi 7 yıl sonra ülkenin borcu azaldı mı? Zenginleştiysek ilk yapmamız gereken iş o borcu azaltmak değil mi. Eline para geçtiğinde sen sırtındaki yükü hafifletmek istemez misin, ayağındaki zinciri boşaltmak istemez misin. 220 milyar dolar borç. Madem zenginleştin, öde borcu kurtul rahatla. 85 yılda Türkiye 220 milyar dolar borç yaptı bunlar 7 yılda 280 dolar borç yaptı. Üzerine, taze borç. Sonra ne yaptı, elde avuçta ne varsa sattı. Ereğli Demir Çelikten Petkim'e kadar, Tüpraş'a kadar Telekom'a kadar, süt fabrikalarına kadar ne varsa hepsini sattı. Satarken de 'Allah razı olsun, bunlar yaptı şimdi biz satıyoruz ihtiyacımızı karşılıyoruz' demediler. Onu yapanlara en büyük saygısızlığı yaptılar değil mi. Bu kadar para ne oldu Allah aşkına bunun hesabını yapın."

Baykal, seçmenlere seslenirken ezan okunması üzerine konuşmasına ara verdi.

Sayfa Yükleniyor...