'Yurttaş, medyanın düşmanı değil'

Akademisyenler bu yıl Avrupa İletişim Konferansı’nda "Sosyal Medya ve Küresel Medya"yı konuşmak için İstanbul’da buluştu. Konferans katılımcılarından Clemencia Rodrigues’le "Yurttaş Medya" üzerine konuştuk.

'Yurttaş, medyanın düşmanı değil'

"Sosyal Medya ve Küresel Medya"yı konuşmak için İstanbul’da gerçekleştirilen Avrupa İletişim Konferansı’nda iletişim akademisyenleri bir araya geldi.

60 ülkeden yaklaşık 1200 iletişim akademisyeni, 4’üncüsü 24-27 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen Avrupa İletişim Konferansı’nda (European Communication Conference – ECREA 2012) bir araya geldi. Mimar Sinan Bomonti Kampüsü'nde gerçekleştirilen konferansın ana teması "Sosyal Medya ve Küresel Medya"ydı.

2005 yılından bu yana her iki yılda bir düzenlenen konferans, Hıfzı Topuz’un başkanlığını yaptığı İletişim Araştırmaları Derneği (ILAD) iş birliğiyle düzenlendi. İlk olarak aternatif medya kavramlarının oluşmasında önemli katkısı bulunan Clemencia Rodrigues "Yurttaş Medya" üzerine konuştuk;

Yurttaş medyanın ortaya çıkışı iletişim teknolojilerinin gelişmesinin doğal bir sonucu muydu? Ya da bir ihtiyaç mıydı?
İhtiyaçtı. Teknoloji başkalarının kullanımı için tasarlandı ama bildiğim kadarıyla kimse özellikle yurttaş medyanın kullanabileceği bir teknoloji tasarlamadı. Yani teknoloji, şirketler tarafından yarar sağlayacak şekilde ana hatlarıyla tasarlandı ama iletişim ve enformasyona ihtiyacı olan toplulukları düşünerek tasarlanmadı. Topluluklar teknolojiyi kendine mal etti ve insanların bilgi ihtiyacı için teknolojiyi kullandı.

Yurttaş medyanın konvansiyonel medyanın inandırıcılığı üzerinde bir etkisi oldu mu?
Yurttaş medya, ticari medyayı farklı yollarla etkiledi. Örneğin bu günlerde benim alanımda çok iyi biliniyor ki yurttaş gazeteciliği, olayları haberleştirmede ticari medyadan daha iyi. Ve şimdi ticari medya, yurttaş gazetecilerinden haber almak için onların arkasından gidiyor. Örneğin, New Orleans’taki Katrina Kasırga’sı süresince pek çok araştırma yapıldı. Medya hiçbir şekilde orada insanlarla birlikte değildi. Hikayeyi ilk haberleştiren yurttaş gazeteciler oldu ve hikayeler yurttaş medyadan ana akım ticari medyaya aktarıldı.

Yurttaş medyanın konvansiyonel medya ile rekabet edebileceğini düşünüyor musunuz?
Yurttaş medya ve ticari medya yarışmıyor, farklı evrenlerde yer alıyor. Aynı şeyi yapmıyor. Aynı iletişim süreci ve bilgiyi üretmiyor. İkisi, farklı amaçlar, farklı hedef kitleler ve enformasyon ihtiyacı için çalışıyor. Yani gerçekte bir yarışta değiller, farklı evrenlerde çalışan farklı medyalar.

Yurttaş medyanın konvansiyonel medyanın reklam gelirini etkiliyor mu?
Aslında hayır. Demek istediğim yurttaş medya bir kazanç elde etmiyor. Yurttaş medya kar için çalışmıyor. Bu yüzden yurttaş gazeteciliğin ticari medyanın geliri üzerinde etkisi yok.

Yolsuzluklar olduğunu biliyoruz. Ve yurttaş medya her zaman konvansiyonel medyanın görmezden geldiği bu yolsuzlukların üzerine gidiyor. Sizce ticari kurumlar ve siyasi partiler bununla başa çıkmak için yeni yöntemler deniyor mu?
Evet, her zaman bir takip var ve aynı zamanda yurttaş medyayı sansürlemek için yeni yöntemler var. Buna paralel olarak toplum medya aktivistleri sansürü atlatmayı ve teknolojiyi kullanmanın yollarını buluyor. Yani bu, daha çok sansürleneceğiniz; teknolojiyi kullanarak yeni, yaratıcı yöntemlerle sansürü geçebileceğiniz bir çeşit kovalama ve yarış.

Çoğunlukla “katılımcı medya” olarak bilinen medya için “yurttaş medya” demeyi tercih ediyorsunuz. Bunun ayrımını yapabilir misiniz?
Evet, "Yurttaş Medya" isimli bir kitap yazdığım için "yurttaş medya" diyorum. Ve bu kitapta bir siyaset bilimci olan Chantal Mouffe’nin bir teorisi üzerinde çalıştım. Mouffe’nin radikal demokrasi diye bir teorisi var ve bu teoride yurttaş tanımının farkından söz ediyor. Ve bu teoriye göre yurttaşlık bir pasaport veya oy kullanma hakkına sahip olmayı gerektirmiyor. Ancak yurttaş, demokratik yaşamın temel birimi ve kendi toplumunun, çevresinin şekillenmesi için çalışıyor. Bu anlamdaki yurttaşlık veya radikal yurttaşlık kavramını aldım ve medyaya, medya teknolojilerine uyguladım. Ve yurttaş medyayı, toplumu şekillendirmek için insanlara olanak veren bir kavram olarak isimlendirdim. Yani ütopik gördükleri bir şekilde topumu şekillendirmek için insanların kullandığı medya. Ama bu aynı şeyden iki farklı şekilde bahsetmek gibi.

Sayfa Yükleniyor...