Alman felsefe profesörü gibiydi

Hizbullah'ın ruhani lideri Ayetullah Fadlallah yaşamını yitirdi. Fadllallah'ın neden bu kadar sevildiğini anlatan Ahmet Hakan ise, Avrupalı gazetecilerin din adamını Alman felsefe profesörüne benzettiğini yazdı.

Alman felsefe profesörü gibiydi

Şii dünyasının önde gelen isimlerinden Hizbullah'ın ruhani lideri Ayetullah Muhammed Fadlallah 75 yaşında yaşamını yitirdi.


Lübnan'da Şiiler ve Hizbullah mensupları din adamının ardından yas tutuyor.

Ahmet Hakan ise bugün Hürriyet gazetesindeki köşe yazısında, Fadllallah'ın neden bu kadar sevilen ve etkili bir din adamı olduğunu anlattı.

Fadlallah'ı  "tam bir aykırı, hafiften de kafa dengi" şeklinde tanımlayan Hakan yazısında şu değerlendirmeleri yaptı:

"Kimdi Muhammed Hüseyin Fadlallah?

Önce bir uyarı: “Lübnan Hizbullahı’nın manevi lideri” diye isim yapmasına ya da “Şii uleması” kıyafeti içindeki görüntüsüne bakılmasın lütfen.

* * *

O tam bir “aykırı” idi. Hafiften de “kafa dengi”.

Yanında her şeyi konuşabileceğiniz biri.

Felsefe yapardı, şiir yazardı, gülümserdi, gençlere tolerans gösterirdi.

Molla idi ama bildiğiniz mollalardan değildi.

ALMAN ÜNİVERSİTELERİNDEN FELSEFE PROFESÖRÜ GİBİ
Avrupalı gazeteciler onun hakkında “Siyah sarığını çıkarsa, karşınızda konuşmasıyla, beyaz sakalıyla ve açık renk gözleriyle Alman üniversitelerinden birinin felsefe profesörü duruyor sanırsınız” derlerdi.

Onca savaşın, acının, yoksulluğun, çetin siyasal mücadelelerin içinde bile “kadın özgürlükleri” diye tuttururdu.

“Kadın sünneti”ni çağdışı bulurdu, namus cinayetlerine savaş açmıştı, kadına yönelik şiddete karşı sayısız fetva yayınlamıştı.

TALİBAN İSLAM DIŞI DERDİ
Taliban’ı İslam dışı bir tarikat olarak nitelerdi, Usame’nin karanlık savaşına itirazı vardı.

Cesur, şefkatli, zeki, namuslu, Ortadoğu’da eşi benzeri pek görülmeyen türden bir din adamıydı.

Dost, düşman saygı gösterirdi ona.

İsrail’e şiddetle karşıydı. Ama şu tür cümleler kurmayı da ihmal etmezdi: “Eğer bir gün İsrail’de yaşayan bütün Yahudiler topluca Müslüman olsalar, onlara yine ‘Filistin’i terk edin’ deriz. Çünkü kimse kimsenin malını haksız bir şekilde gasp edemez”.

* * *

Fadlallah’ı yıllar önce Kâbe’de görmüştüm.

Samimiyetin, dürüstlüğün ve cesaretin evrensel izdüşümü gibi bir olaya tanıklık etmiştim:

Dünyanın dört bir yanından Kâbe’ye gelen kadınlar ve erkekler etrafını sarmışlar, Arapça “Hoş geldin ey ümmetin onuru” diye selamlıyorlardı."

Sayfa Yükleniyor...