İtalya'da gençler alarm veriyor: İntihar yaşı düşüyor

İtalya’da ergenlik dönemindeki gençlerde intihar vakalarındaki artış korkutuyor. Salgın döneminde 12-18 yaş dönemindeki psikiyatrik vakalarda yüzde 30 artış yaşanırken intihar teşebbüslerinde yaş ortalaması da gittikçe düşüyor. ntv.com.tr’ye konuşan uzmanlar ebeveynlere ‘Çocuklarınıza sahip çıkın’ uyarısında bulunuyor.

İtalya'da gençler alarm veriyor: İntihar yaşı düşüyor

Şeyda Canepa / NTV Milano

Corona virüs salgının başlamasının üzerinden geçen bir yıldan fazla sürede kısıtlamalar, vaka sayısı, can kaybı ve ekonomik gidişat haberleri gündemde sürekli yerini korudu ve son dönemde aşı kampanyaları hakkındaki gelişmeler de gündeme eklendi.

Ancak en az bu konular kadar önemli olan başka bir konu var ki sadece çocuk sahibi aileleri değil hepimizin geleceği ile yakından ilgili hatta belki de gündemin en önemli maddesi: Salgından psikolojik olarak etkilenen çocukların özellikle ergenlik çağında olan gençlerin durumu ve gelecekte yaşanabilecek riskli durumların önüne geçilebilmesi için alınması gereken tedbirler. Bu konuda en büyük görev ailelere düşüyor ancak salgın döneminde maddi ve manevi büyük zorluklar yaşayan ebeveynlerin içinde bulunduğu durum da bazen sağlıklı bir durum değerlendirmesi yapmaya engel olabiliyor.

salgınından hem can kaybı hem de ekonomik açıdan en çok etkilenen ülkelerden olan İtalya’da ruh sağlığı uzmanları hem aileleri hem de siyasileri uyarıyor ve her şeyden önce farkındalık çağrısı yapıyor.

İNTİHAR VAKALARINDA ARTIŞ

Roma Bambino Gesu Hastanesi Çocuk Ergen Nöropsikiyatri Bölüm Başkanı Profesör Stefano Vicari son 1 yılda hastanenin acil servisine kaldırılan 12-18 yaş grubundaki çocukların sayısında yüzde 30 oranında bir artış olduğunu belirterek intihar teşebbüsleri ve anoreksiya nervoza vakalarında ortalama yaşın 14’e indiğini hatta yeme içme bozukluğu vakalarının artık 9-10 yaşlarında kız çocuklarında görülmeye başlandığını söyledi.

Ntv.com.tr’nin sorularını yanıtlayan Profesör Vicari acil servise kaldırılan çocukların intihar teşebbüsü, vücudunu jiletle kesme ve anoreksiya nervozaya bağlı kilo kaybı yüzünden hastaneye kaldırıldıklarını belirtti.

Ebeveynlerin bu dönemde her zamandan fazla olarak çocuklarını aktif olarak gözlemlemesi gerektiğini söyleyen Vicari çocuklarda uykusuzluk, yemek yemeyi reddetme ve huy değişikliği gibi beklenmedik bir davranış görüldüğü halde beklemeden bir uzmana danışılmasını tavsiye ediyor.
Uzun süre sosyal medya ve internet kullanımının çocuklarda ciddi uykusuzluk sorunlarına yol açtığına dikkat çeken Profesör Vicari uykunun çocuk ve ergenlerin akıl ve ruh sağlığı için hayati önem taşıdığına dikkat çekerek uykusuzluğun ciddi patolojilere davetiye çıkartabileceğine dair uyarıyor.

Profesör Vicari ebeveynlerin ilk görevinin çocuklarının başında bulunmaları olduğunu söylüyor. Çocukların aktif bir şekilde gözlemlenmesi gerektiğini ve salgın döneminde yetişkinlere daha fazla ihtiyaç duyduklarını, bu kritik dönemde çocukların üzerine yaşananların sorumluluğunu yüklememek gerektiğini söylüyor.

Çalışan ve çocuklarına yeterince zaman ayıramayan ebeveynlerin imkanlar çerçevesinde evde oldukları zaman çocuklarla birebir aktif olarak ilgilenmeleri ve iletişim kurmaları gerektiğini hatırlatıyor.
Salgın döneminde ortaya çıkan dramatik durumu bir grup uzman ile birlikte İtalyan Senato’sunda dile getiren Vicari siyasetçilerin henüz olan biteni kavrayamadığını ve gerekli önlemlerin alınması yönünde adımlar atılmadığını ergenlerde görülen psikiyatrik sorunların acil bir durum olduğunun farkına varılması gerektiğini söylüyor.

Vicari hastanelerde çocuk ve ergenlerin tedavileri için özel birimlerin yer almadığına dikkat çekerek tüm ülkede psikiyatri hastaları için sadece 92 yatak olduğunu görev yaptığı Bambino Gesu Hastanesi hariç hiçbir yerde güvenli yatak ve odalar oluşturulmadığını söylüyor.

Vicari hastanelere kaldırılan intihar teşebbüsü vakalarının bulunduğu odalarda kesici alet olarak kullanılacak hiçbir eşya, metal kapı kolları dahil kesici aksesuar, banyo malzemesi ve çarşaf gibi kişisel kullanım eşyalarının yer almaması gerektiğini ancak gerekli yatırımların yapılması için adım atılmadığından şikayet ediyor.

Profesör siyasi iradenin durumun farkında olmadığını ve her gün 1-2 intihar vakası gördüğünü, ağır vakalar bir yana 12-18 yaş grubunda ebeveynlerini döven ergenlerden, akran zorbalığına davranış bozuklularının arttığına dikkat çekerek üç ergenden birinin bu dönemde psikolojik rahatsızlık yaşama riski olduğunu ancak bu durumun ilerde ortaya çıkacağını söylüyor.

İtalya’da her çocuğa doğumundan itibaren 16 yaşına kadar hizmet veren aile hekimi kapsamındaki çocuk hastalıkları uzmanları da daha önce hiçbir belirti göstermeyen çocuklarda endişe, kaygı, uyku bozuklukları gibi sorunlar gözlemlediklerine dikkat çekiyor.

Aile içinde yaşanan huzursuzluklarla birlikte internet ortamında geçirilen zaman ve çocukların birbirlerine yolladıkları bazı videoların içeriğindeki şiddet ögeleri de bu sorunları tetikleme de etken oluyor.

UZMANLAR: ‘ÇOCUKLARINIZA SAHİP ÇIKIN’

Ntv.com.tr’ye konuşan Milano internet kullanımından kaynaklanan davranış bozuklukları terapi merkezi ESC direktörü Psikiyatrist ve Psikoterapist Paolo Giovannelli ergen yaştaki gençlerde son bir yılda artış gösteren depresyon vakalarının aslında sadece bir başlangıç olduğuna dikkat çekiyor ve aileleri uyarıyor: ‘Çocuklarınıza sahip çıkın’.

Doktor Giovannelli ebeveynlerin çocuklarını dikkatli bir şekilde gözlemlemeleri gerektiğini ve bu dönemde alışkanlıklarda veya davranışlarında herhangi bir ani değişiklik gördükleri takdirde üzerinde durmalarının önemine dikkat çekerek mutlaka bir uzmana danışmaları tavsiyesinde bulunuyor.

Giovannelli ebeveynlerin çocukların internet ve sosyal medya kullanımında gösterdikleri toleransın son derece yanlış olduğuna dikkat çekerek çocukların ve gençlerin uzun saatler sınır koyulmadan bu mecralarda vakit geçirmesinin akıl ve ruh sağlığı yönünden son derece tehlikeli sonuçlar doğuracağını belirtiyor.

Uzman doktor çocukların teknoloji ile geçirdikleri zamanın da ebeveynler tarafından normal karşılanmasının yanlış ve zararlı bir tutum olduğuna dikkat çekiyor.

Ailelerin, çocuklarda sosyal medya ağları ve telefon ile cok fazla vakit geçirmenin ciddi bağımlılığa yol açtığının bilincinde olarak kullanım konusunda sınır koymalarının şart olduğunu hatırlatıyor.
Salgının getirdiği bütün negatif etkiler özellikle okulların ve sosyal aktivite alanlarının kapalı olması nedeniyle ‘çocuklar zaten her şeyden mahrum kaldı bir de teknoloji kullanımında sınır getirip daha fazla üzmeyeyim, hiç olmazsa oyalanıyorlar’ düşüncesi ile çocuklarına pasif tolarans gösteren ebeveynlerin yanıldığını da sözlerine ekliyor.

Giovannelli salgında birinci ve ikinci dalga arasındaki farka da dikkat çekiyor. Uzman doktora göre salgının başındaki ilk karantina döneminde çocuklar tamamen aileleri ile vakit geçirdi ve tüm ülkede yaşanan birlik, beraberlik ve dayanışma duygusu bir nevi koruyucu kalkan oldu. Geçtiğimiz sonbahar başlayan ikinci dalga süresince ebeveynlerin önemli bir kısmı işlerine geri döndü kısmen ve kısıtlı da olsa bir normalleşme sürecine girildi. Aynı zamanda salgının ekonomik etkisi de aile içine sirayet etmeye başladı. Çocuklar işlerini kaybeden, depresyona giren, daha çok kavga eden, daha tahammülsüz, gelecek endişesi yaşayan ebeveynlerin ruh halini ev ortamında sünger gibi çekti.
Salgının ekonomik ve sosyal hayata negatif etkisi ergenlik öncesi ve ergen yaş grubunun ruh sağlığının bozulmasında verimli bir toprak işlevi gördü.

İtalya’da özellikle son 3-4 ayda uzmanlara başvuran ebeveyn sayısında büyük artış oldu. Ancak Doktor Giovannelli’ye göre ebeveynler kendilerine başvurduğunda patoloji ilerlemiş oluyor.

NE YAPMAK LAZIM?

Okullara ve ebeveynlere yönelik internet bağımlılığını önlemeye dair seminer ve dersler veren Doktor Giovannelli ilk yapılacak şeyin çocukların internet ve sosyal medya ağlarında geçirdikleri zamanı pasif olarak kabul etmemek ve vereceği zararların farkında olmak devamında çocuklara mümkün olduğu kadar aktif zaman ayırmak olduğunu söylüyor.

Teknoloji kullanımına sınır koymanın önemsiz bir şey gibi gözükebileceğini ancak ilerde ciddi patolojilerin ortaya çıkmasını önlemek için hayati önem taşıdığına dikkat çekiyor.

İkinci yapılacak olan ise yine basit görünen ama büyük önem taşıyan bir şey: Her aile içinde bulunduğu şartlara göre yaşam alanı küçük veya büyük olsun yapabildiği kadar çocuklarına bir oyun veya iletişim alanı yaratmalı.

‘Salonun veya odanın bir köşesine serilecek bir örtü üzerinde jimnastik hareketleri, aile arasında oynanan herhangi bir oyun, birlikte pişirilen bir yemek çocukları ve gençleri sosyal medya, video oyunları ve televizyon ekranlarından uzaklaştırmaya yarayacak ve aile bağlarını güçlendirecek ayrıca ebeveynlerin çocuklarını aktif olarak gözlemlemesine yardımcı olacak’ diye konuşan Giovannelli asıl sorunun normal hayata dönünce ortaya çıkacağını ve salgın süresince kendilerini izole eden gençlerin okullara ve sosyal hayata dönüşte güçlük yaşama riskinin yüksek olduğunu da sözlerine ekledi.

ÖZEL GEREKSİNİMLİ GENÇLERİN DURUMU

Gençlerin yaşadığı travmatik dönem okul çağındaki özel gereksinimli bireyler ve aileleri için de büyük güçlüklere neden oldu.

Elio e storie tese grubu solisti ünlü şarkıcı Elio, dün Corriere della Sera gazetesi aracılığı ile bütün yerel yönetimlere bir çağrıda bulunarak otizmli bireylerin aşılanmasına öncelik verilmesi talebinde bulundu. Kendisi de otizmli bir çocuk sahibi olan Elio, Covid-19 salgını boyunca ailelerin gün be gün değil her dakika hayatta kalma mücadelesi verdiğini, 24 saat desteğe ihtiyaç duyan otizmli bireylerin hastaneye kaldırılması hele yoğun bakım ünitelerinde tedavi görme ihtimalinin tahmin bile edilemeyeceğini söyledi.

İtalya’da okulların yıl boyunca çoğunlukla fiziki eğitime kapalı olması özellikle lise çağındaki gençlerin neredeysa ders yılı boyunca uzaktan eğitim görmesi nedeni ile özel gereksinimli öğrencilere sürekli birebir destek vermek mümkün olmadı.

İtalya’da zorunlu eğitim sistemi içinde diğer öğrencilerle aynı sınıflarda eğitim görme hakkı olan özel gereksinimli her öğrenci için uzman bir destek eğitmeni bulunuyor. Ders saatleri boyunca ve sosyal aktiviteler için öğrencilerin bütün gereksinimleri uzman eğitmenler tarafından karşılanıyor.

Tüm dünyada örnek gösterilen bu kaynaştırmalı sistem Covid-19 kısıtlamaları çerçevesinde alınan kararlar yüzünden büyük ölçüde aksadı. Aileler öğrencilerin yıllara yayılan uzun ve zor bir süreçten sonra gösterdikleri gelişim adımlarının salgın yüzünden boşa gitmesinden endişeli. Bu duruma bir de virüs kapma korkusu eklenince ailelerin yaşadığı bu hassas durum daha da zorlaştı. Okul çağı yaşındaki özel gereksinimli gençlerin yaşadıkları sorunlar sadece psikolojik değil çoğu zaman aynı zamanda fiziksel ve aileler haftada bir kaç saat bile olsa çocuklarının evlerden çıkıp sosyalleşmesinin ne kadar önemli olduğuna sürekli dikkat çekiyor. Aşı oldukları takdirde hem özel gereksinimli bireyler hem de aileleri nispeten daha rahat hareket edebilecek.
Bütün bu güçlüklere dikkat çeken şarkıcı Elio ailelerin artık diz çöktüğünü söyledi ve özel gereksinimli bireyler ile ailelerin de eş zamanlı aşılanmalarını istedi.

İtalya’da otizmli birey sahibi 600bin aile bulunuyor. Çoğunluğu otizmli ve down sendromlu olan ilk ve orta ögretimde eğitim gören özel gereksinimli öğrenci sayısı ise 300bin civarında ve toplam sayının yüzde 3,5’ini oluşturuyor. Uzman eğitimci kadrosu ise yaklaşık 180bin civarında.

Eğitimcilerle eşzamanlı olarak belli kategorilerdeki özel gereksinimli öğrencilere ayrıca destek veren kişisel asistan sayısı ise 57 bin civarında.

Sayfa Yükleniyor...