Sendikalar ne düşünüyor?

Türk-İş ve DİSK kıdem tazminatında değişiklik yapılması halinde bunu genel grev nedeni sayacaklarını, Hak-İş ise mevcut haklar korunursa fona itiraz etmeyeceklerini söylüyor.

Kıdem tazminatında yapılması düşünülen değişiklikte, mevcut kıdem tazminatı uygulaması sona erdirilerek, Kıdem Tazminatı Fonu kurulması, en az 10 yıl çalışanlara ödeme yapılması ve kıdem tazminatı hesabında 30 günlük ücret tutarının 15 güne indirilmesi gibi maddeler dile getirilmişti.

Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu, “Kıdem tazminatı, parasal değerinden öte, sosyal boyutu olan, yalnızca çalışan işçiyi değil, o emek ile geçinen işçi ailesini de ilgilendiren bir müessesedir. Kıdem tazminatına dokunulması halinde bunun genel grev sebebi sayılacağı yönünde karar aldık” derken Hak-İş başkanı Salim Uslu “Kıdem tazminatı bu haliyle işçinin çalışma özgürlüğünü, sendikal özgürlüğünü kısıtlayan bir sopaya dönüşmüştür. Mevcut hakların korunması halinde biz fona itiraz etmeyiz” diyor.

DİSK Başkanı Süleyman Çelebi ise “Hükümet şöyle bir yaklaşım öne sürüyor: ‘Mevcutlara dokunmuyoruz.’ Hayır dokunuyorlar ve geleceği karartıyorlar. Kriz dönemlerinde çalışanların elde ettiği haklar geriye doğru götürülüyor” dedi.

Mustafa Kumlu (Türk-İş Başkanı)
Kıdem tazminatları konusu 1967 yılından beri işverenlerin ve hükümetlerin gündeminde olmuştur. O günlerden bu günlere, zaman zaman ısıtılmış, zaman zaman soğutulmuş ama gündemden hiç çıkarılmamıştır. Ve o günlerden bu günlere ne zaman “kıdem tazminatı” dense Türk-İş ayağa kalkmıştır.

KIDEM TAZMİNATININ SOSYAL BOYUTU VAR
Kıdem Tazminatı çalışma yaşamının diğer tüm müesseselerinde olduğu gibi sadece ekonomik değerler göz önüne alınarak düşünülmemesi gereken hassas bir konudur. Birden fazla yönü vardır. Kıdem tazminatı, parasal değerinden öte, sosyal boyutu olan, yalnızca çalışan işçiyi değil, o emek ile geçinen işçi ailesini de ilgilendiren bir müessesedir.

GENEL GREV SEBEBİ SAYARIZ
İşveren kesimi, kıdem tazminatının işveren için bir yük olduğu iddiası ile yıllardan beri bu konu üzerinde fikir üretmektedir. Türk-İş kıdem tazminatının işçinin kazanılmış en önemli haklarından biri olduğunu düşünmektedir. Türk-İş topluluğu kıdem tazminatı konusunda çok hassastır ve nitekim bu hassasiyetini Türk-İş Genel Kurulunda da ifade etmiştir. Türk-İş Genel Kurulu kıdem tazminatına dokunulması halinde bunun genel grev sebebi sayılacağı yönünde karar almıştır. Bu çerçevede Türk-İş, kıdem tazminatı tartışmalarının içinde yer almayacaktır.

Süleyman Çelebi (DİSK Başkanı)
Kıdem tazminatıyla ilgili getirilmesi düşünülen değişiklikler, hükümetçe ortay a konan yaklaşımlar bir iyileştirmeyi öngörmüyor. Bugüne kadar değişiklikler hep bir reform olarak sunuldu ama tersine işçilerin, çalışanların aleyhine bir uygulama. Bu konuda hükümet IMF’nin, uluslararası sermayenin, iş çevrelerinin talebini yerine getirmek istiyor.

SENDİKASIZ, GÜVENCESİZ İŞÇİLER MAĞDUR OLACAK
Ülkemizde kıdem tazminatı bir güvence, bir sigorta. Bu sigorta şu; yılda 12 ay maaşın yanında bir 13. maaşın verilmesi olayıdır. Dolayısıyla bu bir maaşlık yükün abartıldığını görüyoruz. Özel sektörde örgütlü işçi sayısı 200 bini geçmiyor. Örgütlü olunan yerlerde ikramiye diye tanımladığımız ve bazı yerlerde 12 maaşın dışında 2-3 maaş ikramiye gibi toplu sözleşmelerle elde edilen düzenlemeler var. Ama asıl sorun sigortasız, örgütsüz yerlerde maaşını bile düzenli olarak alamayan, asgari ücretin altında çalışanların mağdur olacakları bir düzenleme getirilmek isteniyor.

Kıdem Tazminatı Fonu kurulsun deniyor ama bu fondan yararlanma koşulları ağırlaştırılıyor. İki yıl çalışan işçi de kıdem tazminatını alıyordu. Şimdi 10 yıllık süreçten önce alamayacak duruma getiriliyor. Dolayısıyla kıdem tazminatı hakkı fiilen ortadan kalkmış oluyor. Bir yıllık kıdem için esas alınan 30 günlük sürenin 15 güne indirilmesi düşünülüyor.

GELECEĞİ KARARTIYORLAR
Hükümet şöyle bir yaklaşım öne sürüyor: “Mevcutlara dokunmuyoruz.” Hayır dokunuyorlar ve geleceği karartıyorlar. Kriz dönemlerinde çalışanların elde ettiği haklar geriye doğru götürülüyor. 2001 krizinde de, Sosyal Güvenlik Yasası’nda da diğer yasaların düzenlenmesinde de krizi fırsat bilerek temel haklarımıza yönelik bir saldırı var. Bizim açımızdan çok net söylüyorum... Sadece bizim örgütlendiğimiz yerlerde değil sendikalı-sendikasız ayrımı yapmadan buna karşı ciddi bir tepkinin olacağını ve bu uygulamada eğer bir oldu bittiye getirilirse ve hükümet ısrarla sosyal tarafların iradelerini yok sayar ve meclisteki çoğunluğuyla bunu geçirmeye çalışırsa en ağır tepkiyi koyacağımızı hatta bunun için genel grev sonucunu doğuracak bir sürece gideceğimizi söylemek istiyorum.

Salim Uslu (Hak-İş Başkanı)
Kıdem tazminatının mevcut haliyle sorunlu olduğunu düşünüyoruz. Özellikle özel sektörde çalışan arkadaşlarımız kıdem tazminatını alamamaktadır. Büyük işletmelerde çalışanlarda kıdem tazminatını almayı hak etseler bile kıdem tazminatını almanın garantisi yoktur. Herhangi bir nedenle ihbarsız iş aktinin feshini gerektiren durumlar her an olabilir ve böyle bir durumda kıdem tazminatı işçinin hakkı olmaktan kolaylıkla çıkabilmektedir. Büyük işletmeler Kıdem Tazminatını Fonu’nun kurulmasına karşıdır. Çünkü bünyesinde çalıştırdıkları işçilerin kıdem tazminatlarını kendi işlerinde kullanıyorlar bu nedenle fona primli katkıda bulunmayı istemiyorlar. Bunun yanında istihdamın yüzde 70-75’i KOBİ’lerde oluşmaktadır ve kıdem tazminatını ödemekte ciddi güçlük çekiyorlar ve kayıt dışına yöneliyorlar. Bunu önlemenin yolu da aylık primli katkıya geçmektir.

FON BAĞIMSIZ OLMALI, AMACI DIŞINDA KULLANILMAMALI
Kıdem Tazminatı Fonu’na bir kamuda örgütlü sendikalar karşı çıkıyorlar. Bir de büyük holdingler... Eğer bu karşı çıkışlarda haklı gerekçeler varsa sözgelimi fonun işleyişiyle ilgili gerekçeler varsa bunlarında dikkate alınması gerekir. Yani fonun bağımsız işliyor olması, fonun amacı dışında kullanılmaması gerekir.

KIDEM TAZMİNATI ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLAYAN BİR SOPA
Artık işçimiz eski kol işçisi değil. Eğitimli bir işçimiz çok daha iyi koşullarda, kariyerlerine, bilgi-birikimlerine, mesleklerine uygun daha iyi bir iş buldukları zaman kıdem tazminatı korkusuyla daha iyi işlere gidemiyorlar. Kıdem tazminatı bu haliyle işçinin çalışma özgürlüğünü, sendikal özgürlüğünü kısıtlayan bir sopaya dönüşmüştür.

Fonda belli periyotlarla isteyenlere fondan alacaklarını tahsil ederek alabilme hakkı getirilmelidir. 10 yılını dolduran işçi kıdem tazminatını alabildiği gibi işyerinden ayrıldığı takdirde her şartta kıdem tazminatı fondan alabilmelidir.

Ayrıca KOBİ’ler bakımından da primli ödeme şu anda ki uygulamadan daha pratiktir. Aynı zamanda kayıtlı çalışmayı da teşvik edecek bir uygulamadır. Büyük holdinglerin karşı çıkmasını anlayabiliyorum çünkü onların çıkarları zarar görüyor onbinlerce işçinin kıdem tazminatını diledikleri gibi kullandılar diledikleri zaman veriyorlar diledikleri zamanda tazminatsız fesh yapabiliyorlar. Yasa buna el veriyor. kazanılmış haklarımızın dokunulmasından yana değiliz.

MEVCUT HAKLAR KORUNURSA FONA İTİRAZ ETMEYİZ
Bundan sora işe gireceklerle ilgili fon kurulması bir geçiş dönemi için daha doğru olur. Kazanılmış haklarımıza dokunulursa elbette eylemlilik adına tepkimiz olur ama mevcut hakların korunması halinde biz fona itiraz etmeyiz. Çünkü Türk-İş’in de, DİSK’in de katıldığı bilim kurulunun oluşturduğu taslak çalışmada fona evet denmiştir. Aradan geçen bu süreden sonra diğer sendikaların biz fona karşıyız demesini anlamam, tutarlı görmem.

Sayfa Yükleniyor...