Kronik hastalıklarla mücadele sağlıklı yaşamdan geçiyor

Bayındır Hastanesi Söğütözü Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Doç.Dr. Yaman Zorlutuna, Türkiye’de her yıl yaklaşık 200 bin kişinin kronik hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdiğini bildirdi.

Zorlutuna, bu sayının yarısına yakınını iskemik (koroner) kalp hastalıklarının oluşturduğunu, bunu felç, akciğer hastalıkları, yüksek tansiyon ve kanserin izlediğini söyledi.

Son 50 yıldır tüm Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de bulaşıcı olmayan ve kronik olarak adlandırılan bu hastalıklarda önemli artışlar olduğunu belirten Zorlutuna, bu duruma sağlıksız beslenme, sigara alışkanlığı ve hareketsiz yaşam tarzının neden olduğunu ifade etti. Genel inanışın tersine bulaşıcı olmayan kronik hastalıkların koruyucu önlemlerle sınırlandırılması veya azaltılmasının mümkün olduğunu dile getiren Zorlutuna, “Dünya Örgütü’nün verilerine göre, etkin bir eğitim ve yaşam tarzının değiştirilmesi gibi tedbirlerle koroner kalp hastalıklarını, felç ve şeker hastalığını yüzde 80, kanser olglarını yüzde 40 oranında azaltmak münkündür” dedi.

Sürdürülebilir ekonominin de önündeki tehdit unsurlarının ilk sıralarında yer alan kronik hastalıklarla mücadele için, tüm toplum olarak “sağlıklı yaşamın teşviki” konusunda seferberlik başlatılması gerektiğini öneren Zorlutuna, “Kronik hastalıklar özellikle geri kalmış ve gelişmekte olan ülkeleri daha olumsuz etkilemektedir.” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE’DE ÖLÜM NEDENİ OLAN İLK 10 ETKEN



 

Kronik hastalıkların sınırlandırılabilmesi için iki temel önleminin alınması gerektiğini ifade eden Zorlutuna, bunların uygun olmayan yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi olduğunu söyledi. Zorlutuna, “Bunun yolu da etkin ve yaygın eğitimden geçmektedir. Bu yolla öncelikle, kronik hastalıkların toplumsal bilinçlenmeyle azaltılabileceği kabul edilir duruma getirilmelidir. Bundan sonraki aşama, toplumun tüm kesimleri arasında etkili bir eş güdümle, önleyici tedbirlerin hayata geçirilmesidir.” Dedi.

Bireylerin sağlıklı yaşama özendirilmesinin top yekün toplumsal eylemi gerektiren bir özellik taşıdığına dikkat çeken Zorlutuna, şöyle devam etti : “Hangi kademede olursa olsun sağlık kurumlarına düşen görev bu mücadelenin içinde olmaktır. Sağlık alanında yapılacak hizmetlerin tümünde olduğu gibi, bu konuda da sektörel ayırım gözetmeksızın, tüm kurumların, uygulanacak politikalarda kendilerini görevli ve sorumlu saymaları gerekmektedir. Alınacak önlemler konusunda orkestra şefi devlettir. Sağlıklı bireyler yetiştirmek ve bunun sürdürebilirliliğini sağlamak hepimizin ortak görevidir”

Sorularınız için: ntvmsnbc@bayindirhastanesi.com.tr

www.bayindirhastanesi.com.tr

Sayfa Yükleniyor...