Ne olacak bu üniversite hastanelerinin hali?

Türk Tabipleri Birliği 2. Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, mali özerkliğin olmadığı yerde bilimsel ve akademik özerklikten söz etmenin mümkün olamayacağını söyledi.

İzmir Tabip Odası ve Ege Öğretim Elemanları Derneği işbirliğiyle Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Muhittin Erel Amfisinde, ''Ne Olacak Bu Üniversite Hastanelerinin Hali?'' konulu panel düzenlendi.

Aynı zamanda Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi de olan Prof. Dr. Özdemir Aktan, eski EÜ Rektörü Prof. Dr. Ülkü Bayındır yönetiminde gerçekleştirilen panelde yaptığı konuşmada, Bakanlığı ile Marmara Üniversitesi Hastanesinin ortak kullanım modeline geçtiğini, hastane başhekimi, başhekim yardımcıları ve işletme müdürünün Sağlık Bakanlığınca atandığını hatırlattı.

Eylül ayından bu yana süren uygulama kapsamında, hastane çalışanları olarak kendilerini deney ortamında hissettiklerine işaret eden Prof. Dr. Aktan, ''Hastane tam çalışmaya başlamadı, ama çalışmayan hastane için bize performans ödemesi yapıldı. Asistanlar, uzmanlar, hocalar, başka hastanelerde görevlendirilmiş gösterilerek performans ödemesinden yararlandı. Farklı hastanelerde olduğu için bazı asistanlar hocalarından fazla performans aldı'' dedi.

"HER ŞEY İŞ ÜRETME ÜZERİNE KURULUYOR"
Marmara Üniversitesi Hastanesi çalışanlarının görevlendirildiği hastanelerin personelinin performans paylarının düştüğünü savunan Prof. Dr. Aktan, davalara konu olan uygulama kapsamında ödenen ücretlerin geri alınacağını tahmin ettiklerini söyledi.

Marmara Üniversitesi Hastanesinin, Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri gibi çalıştığını vurgulayan Prof. Dr. Aktan, şöyle konuştu:

"MESAİ SAATLERİNDE EĞİTİM YAPILMASI ARZULANMIYOR"
''Tipik bir hastane ortamına getirildik. Her şey, iş üretme üzerine kuruluyor. Dekanlıktan, mesai saatleri içinde eğitim yapılmamasına ilişkin üstü kapalı yazılar gönderilmeye başladı. Henüz bizim bir sıkıntımız yok, ancak İstanbul'daki eğitim ve araştırma hastanelerinde mesai saatleri içerisinde eğitim yapan meslektaşlarımız hakkında soruşturma açıldı. Uygulama ile Rektörlük, tıp fakültesini kaybetmiş durumda, çünkü hastane tamamıyla Sağlık Bakanlığının kontrolünde. Rektörlük gelirlerden de mahrum kalmış durumda. Döner sermayeden araştırmalara ayrılan pay da azalmış oldu. Bu sisteme karşı çıkmamızın iki temel nedeni; performans sistemi ve mali sistem bağımsızlığı. Mali özerkliğin olmadığı yerde bilimsel ve akademik özerklikten söz etmek mümkün olamaz. Üniversite hastanelerinin Sağlık Bakanlığı ile ilişkilendirilmesi akademik özerkliğe aykırıdır. Bu gündemden çıkarılmalıdır.''

"AMAÇ: SAĞLIK HİZMETİNİ TEK ELDE TOPLAMAK"
Eski Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman İnci de 23 Temmuz 2010 tarihli ve 6009 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 9. maddesi gereğince devlete ait üniversitelere bağlı sağlık, uygulama ve araştırma merkezi birimlerinin döner sermaye bütçelerine, Hazineden para aktarılacağını hatırlattı.

22 üniversitenin protokol taslağını imzaladığını ifade eden Prof. Dr. İnci, çalışmaların, Sağlık Bakanlığının hizmeti tek elde toplama girişimi olduğunu belirtti.

Üniversite hastanelerinin, sağlık, araştırma ve eğitim merkezleri olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. İnci, ''Protokol, rektörler ve başhekimlerin, hastanelerin mali denetim uygulamasının sonlanması anlamına geliyor. Yardım sağlanacak üniversitelerden, hazırlanacak protokoller ile borçlarını azaltma gibi uyumlar isteniyor. Söz konusu tasarruf, personel sayısı ve katkı payına yansıyacak'' dedi.

Sayfa Yükleniyor...