Baykal partisinin Meclis grubunda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Gül'ün 'Kürt sorunu için tarihi fırsat' açıklaması ile Anayasa değişikliği tartışmalarına değindi.
Baykal şunları söyledi: "Sözlerime başlamadan önce Sarkozy ile Merkel'in Türkiye'nin AB ile ilgili açıklamalarına dikkat çekmek istiyorum. Bu iki açıklama Türkiye'ye hiç değer vermeyen, Türkiye'ye karşı çok kaba ve sert açıklamalardır. "Türkiye'nin yeri yok" diye yapılan ve hiç de anlayışla karşılanmaması gereken bu açıklamalar karşısında Türkiye'nin susması gerçekten acı vericidir.
Bir şeyler yapılmaya çalışılıyor, emek veriliyor. Bu açıklamalar Türkiye'ye verilen sözler karşısında tam bir çelişki ve tutarsızlık örneğidir. Hükümetin bu konuda herhangi bir girişimde bulunmaması da bu sözlere davetiye çıkarmaktır.
Bu değerlendirmeleri çok kırıcı buluyorum. Böyle bir açıklamayı içime sindiremiyorum. Ortada karşılıklı bir müzakere var: Bu sürecin ortasında böyle açıklamaların yapılmasına nasıl göz yumabiliriz?
KÜRT SORUNU
Devletin en sorumlu yerindeki insanlar 'Tarihi bir fırsat yakaladık, sorunları çözüyoruz' diyorsa bir dakika deyip bunu düşünmemiz gerekir.
Kürt sorunu ile ilgili bir tarihi fırsattan bahsediliyor. Bu nedir? Acaba Türkiye ile yıllarca çatışan PKK, terörden yöntem olarak vazgeçmiş midir? Ya da yeni bir tavır içine mi girdi? Yöntem mi değişti, tavır mı değişti?
Silahları kalıcı olarak susturmak değil şimdilik geçici bırakmak... Türkiye'ye şirinlik sergilemek üzere ortalama bir söylem. Öcalan yakalandığında söylediği şey. Bu mücadelede Türkiye'yi etnik temelde ayrıştıracak ara çözümlerden bahsediliyor.
İhtiyacımız olan ise etnik temeli bir tarafa bırakarak, özgürce kültürünü yaşayacağı ama tüm ülkeyle bütünleşmekten mutluluk duyacağı yönde çözümlerdir. Herkesin kimliği şerefidir ayrım yapmaya kimsenin hakkı yok.
Türkiye'yi ayrıştırma planları kimseye yarar getirmez. Bu noktada af yönteminin kullanılması şaşkınlıktır. Türkiye bu şaşkınlığı bir kaç kez yapmıştır, af terörün gündemden düştüğü dönem için barış projesidir. Ama 'silahı şimdilik susturalım, sen af çıkar, sonra bakarız' mantığı yanlıştır.
Tarihi fırsat nedir? Söylem bazında bile terörün bittiğinden güvence yok. Kandil'den gelen mesaj da o. 'Silahı bırakmayız, bırakırsak hiçiz' diyor. Peki yeni olan nedir? Tarihi fırsat nereden kaynaklanıyor? 'Efendim büyük devletler karar aldılar'. Peki bizden ne isteniyor? Hiçbirşey istenmiyor, deniyor. Acaba öyle mi? Hiç bir şey söylenmiyor. Ciddi olmak lazım. Türkiye'den ne isteniyor bilmek istiyoruz. Kendimizi aldatmayı kimse bizden istemesin. Türkiye'yi yönetenler de buna alet olmasınlar.
Ben bu tarihi fırsatı anlamak istiyorum. Bakın Ermenistan konusu tarihi fırsattı ne oldu? Azerbaycan'la ilişkiler bozuldu, Ermenistan'la ilişkilerde gelişme yok. Kamuoyu tepkisi yüzünden duraksama oldu. Sınır sorunu sürüyor, Karabağ sorunu sürüyor.
Ben medyada bu konuya sahip çıkma isteğini anlayışla karşılıyorum. Ama birilerinin "Beyler; sakin olun" demesi gerek. O görev de CHP'nin.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Bir süredir hükümetin gündeme bir Anayasa değişikliği getirme çabası var.
Sızdırılanlardan ipuçları elde ediyoruz. Meclis'in süresini 5 yıla, Cumhurbaşkanlığı süresini 7 yıla çıkarmak istiyorlar. Bu süreleri yeni değiştirdik. Geçen sene süreleri beraber indirmedik mi? Yeniden uzatma isteğinin arkasında 29 Mart seçimlerinde aldıkları sonuç var. Hukuki cambazlık yapmaya gerek yok. Süre uzatmayı hükümet derhal unutmalıdır.
'Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı verelim' deniyor. Böylece 'Anayasa Mahkemesinin iş yükünü artıralım, bunun sonucunda mahkemeyi genişletelim. Yeni daireler, yeni hakimler atayalım. Meclis'ten atayalım. Partilerin atadığı bir Anayasa Mahkemesi gerekirse başbakanı Yüce Divan'da yargılayabilir mi?
Bunun altında yargıyla hesaplaşma yatıyor. Anayasa Mahkemesi ile hesaplaşma yatıyor."
- Etiketler :
- Haberler
