SON DAKİKA: "Biz ithali durduracağız"

SON DAKİKA HABERİ: Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz ithali durduracağız. Bizim bütçemizde bir cari açık varsa bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi ithal enerjidir" dedi.

SON DAKİKA: "Biz ithali durduracağız"

Son dakika haberi! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, maden işçileriyle Dedeman Otel'de düzenlenen iftarda bir araya geldi.

Sözlerine, "Bu iftarı madende de yapabilirdik, arkadaşlarım bu teklifi yaptılar. Dedim ki, 'madene insek 50-100 kişiyle yapacağız ama biz bütün madenci arkadaşlarımızdan, bin kişi civarında eşleriyle beraber bu iftarı eğer ramazanda bir arada yaparsak, bu bize ayrı bir mutluluk verir, ayrı bir güç katar." diyerek başlayan Erdoğan, bugün önce Sakarya'da bulunduğunu ardından da Zonguldak'a geldiğini anımsattı.

Buradan da Ereğli'ye geçeceklerini, orada bir çay sohbeti yapacaklarını ve muhabbeti artıracaklarını belirten Erdoğan, "Zira muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammed'siz muhabbetten ne hasıl" diyerek, Ankara'ya devam edeceklerini ifade etti.

Erdoğan, seçimden seçime değil, buldukları her fırsatta ülkenin dört yanındaki illeri, ilçeleri ziyaret etmekten büyük bir mutluluk duyduklarını kaydetti.

"Önümüzü vesayetle, darbeyle de kesmeye çalışsalar hep çareyi milletimize gitmekte bulduk." diyen Erdoğan, son 16 yılda karşılarına çıkan her engeli milletle beraber aştıklarını vurguladı.

"BURALARA HASIM OLANLAR DERS ALSINLAR"

Yeni bir dönemin eşiğinde bulunduklarını ve yine çözümü millette aradıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne diyoruz? 'Güçlü Meclis, hükümet ve '. Onun için de desteğinizi bekliyoruz." dedi.

Erdoğan, birbirlerinden sinerji ve güç almaları gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"O enerjiyi alacağız ki, buralara hasım olanlar ders alsınlar. Çünkü hasım olanlar var, hazmedemeyenler var, yalan yanlış vaatlerde bulunanlar var. Ama biz yaptıklarımızla konuşuyoruz, yalan yanlış değil. Biz bir şeyi söylersek onu yaparız, yapamayacağımızı asla vadetmeyiz. 

Madenciliği de kapsayan enerji sektörü, dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemiz için de stratejik öneme sahip. Biz ithali durduracağız. 'Niye ithali durduracağız? diyoruz. Sebebi şu; Bizim bütçemizde bir cari açık varsa bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi ithal enerjidir. Şimdi 'termik santral' dediğimiz olay kömürden kaynaklanıyor. Ben bunu niye ithal ile yapayım. Bizim şu anda Trakya'dan tut, Şırnak'a kadar devasa bir damar var. Bu damarda ne var? İşte yerli kömür var, bizim buraları hayata geçirmemiz lazım."

Maliyetinin biraz yüksek olabileceğine işaret eden Erdoğan, "Hiç olmazsa bizim cari açığımızı körüklemez. Şimdi işte bu adımı atıyoruz. Ciddi bir noktaya da geldik. Onun için milli enerji ve maden politikasını oluşturduk. Çok uzun ve kapsamlı bir çalışmayla oluşturduğumuz bu politikayı arz güvenliği, yerlileştirme, öngörülebilir piyasa olmak üzere üç ayak üzerine oturtuyoruz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için yerli kaynakların en üst düzeyde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

"KENDİ KAYNAKLARIMIZI HAREKETE GEÇİRMEYE BAŞLADIK"

Her bir başlığın altında çok önemli açılımların bulunduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"İthalata dayalı enerji politikalarıyla daha fazla yol kat edemeyeceğimizi gördüğümüz için kendi kaynaklarımızı harekete geçirmeye başladık. Ve bunda da güzel mesafeler alıyoruz. Bize siyaset mühendislerinin değil, maden, petrol, makine mühendislerinin lazım olduğu bilinciyle insan kaynağımıza yatırım yaptık. Bunun için geçtiğimiz 16 yılda eğitim yatırımlarını bütçede ilk sıraya çıkardık.

Bir numara eğitim, arkasında sağlık, arkasında adalet-emniyet, arkasında ulaştırma-enerji, dış politika, tarım, bunlar arka arkaya geliyor. Bunların hepsinde sıçrama yapan bir Türkiye. Eğitim seviyesi arttıkça, eskiden beri milletimize dayatılan kimi yanlışlarla daha kolay mücadele edebileceğimize inanıyoruz. Yıllarca bu ülkede maden sektörü, kimi zaman çevrecilik adına, kimi zaman 'ekonomik değil' diye horlandı, ötelendi, örselendi. Termik santral inşaatlarına karşı akıl almaz dirençler gösterildi. Kömürün sanayide kullanımı engellenmeye çalışıldı."

Erdoğan, halbuki Türkiye'ye örnek gösterilen Avrupa'ya bakıldığında hala elektrik enerjisini büyük bölümünü kömürden elden eden bir Avrupa'nın bulunduğuna dikkati çekti.

Başta Almanya'nın bu konuda çok önde olduğunu anlatan Erdoğan, "Kimse onları değerlendirerek hareket etmiyor. Bize kalkıp, 'yok şöyleydi, yok böyleydi' diyorlar. Biz, onlara serbest olan kömürü, bize haram etmeye çalışanların niyetinin aslında ne olduğunu çok iyi biliyoruz." dedi.

"SEKTÖRDE ÇALIŞAN 10 BİN İŞÇİYİ, 20 BİNE ÇIKARMA POTANSİYELİNE SAHİBİZ"

Erdoğan, bu çevrelerin tek derdi bulunduğunu belirterek, bunun da Türkiye'nin büyümesini, güçlenmesini ve gelişmesini engellemek olduğunu kaydetti.

Bu durumda kömür madenciliğini daha ileriye taşımak için yeni yollar, yöntemler ve stratejiler geliştirdiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Kömürün keşfinden rezervinin belirlenmesine, üretimde kullanımından zararlı etkilerinin önlenmesine kadar tüm aşamaları bilimsel yöntemlerle ele aldık. Ülkemizin 10 milyon tona kadar üretim potansiyeli var. Ancak şu anda ortalama 1,2 milyon ton üretim yapılıyor.

Halihazırda sektörde çalışan 10 bin işçiyi, 20 bin işçiye çıkarma potansiyeline sahibiz. Biz bu potansiyeli, kimsenin mağdur olmadığı doğru bir modelle teknolojik imkanları ve maden bölgeleri düzenlemelerini de kullanarak inşallah hayata geçireceğiz. Bu modelle kömür üretiminin yanı sıra sosyal imkanları da genişleterek, Zonguldak'ın ihya olmasını sağlayacağız."

Erdoğan, Zonguldak'ın uzun süredir lavuar alanının düzenlemesini beklediğine değinerek, "Halen TTK'ya ait olan bu bölgeyi inşallah Millet Bahçesi'ne dönüştürüyoruz." dedi.

Salonda bulunanlara "Ne diyorsunuz? Demokratik bir oylama yapalım. Evet mi, hayır mı?" diye soran Erdoğan'a, "evet" yanıtı verildi. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah burayı süratle bir Millet Bahçesi'ne dönüştüreceğiz. Az değil, yaklaşık 150-160 dönüm bir yer. Güzel bir yer olacak." dedi.

Erdoğan, insanın her yerde olduğu gibi kömür konusunda da belirleyici faktör olduğuna işaret etti.

Madencilerin alın teri, emeği, katkısı, aklı ve tecrübesi olmadan hedeflerine ulaşamayacaklarını dile getiren Erdoğan, "Bunun için de sektörü insan odaklı, insan güvenliği merkezli bir şekilde yapılandırmaya karar verdik." diye konuştu.

Erdoğan, 5 bin kişilik bir caminin yapımına devam ettiklerini ve bitecek caminin Zonguldak'a bambaşka bir hava vereceğini bildirdi. 

Bilimi ve teknolojiyi ön plana çıkartacaklarını söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bilimin ve teknolojinin günümüzde ulaştığı seviyeyi bu sektörde kullanmadan ekonomik ve güvenli üretim yapamayacağımızı biliyoruz. Artık madenlerimizi yürek burkan kazalarla değil, en ileri tekniklerle yapılan üretim modelleriyle konuşmak, tartışmak istiyoruz. Amerika'da, Avustralya'da kişi başına günlük 11 ton üretim yapılırken bu rakamın ülkemizde 1,5 tonda kalmasına gönlümüz razı değil. Aynı miktarda kömürü daha fazla kişiyle değil, daha çok kömürü daha çok istihdamla çıkartmayı hedefliyoruz. Maden sahalarını mavi, sarı, kırmızı olarak risk gruplarına ayırarak denetimlerini de ona göre yapacağız. Tüm bu süreçleri şeffaf bir şekilde yürüterek kömürü ülkemizin yeni milli güç kaynaklarından biri haline dönüştürmekte kararlıyız. 'Vakit Türkiye Vakti' ile birlikte, 'vakit kömür vakti' de demeye hazırlanıyoruz."

Huzurun, güvenin, kalkınmanın ve demokrasinin temel şartının istikrar olduğunu vurgulayan Erdoğan, güven ve istikrarın sihirli kelimeler olduğunu, kendilerinin 16 yıl önce bu iki kavramla yola çıktıklarını hatırlattı. 

Türkiye'nin son 16 yılda 3,5 kat büyüyebilmesini güven ve istikrar ortamının sürekliliğine borçlu olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bu ortam öylesine güçlü bir zemine oturmaktadır ki son 5 yılda ardı ardına yaşadığımız terör saldırıları, sosyal ve siyasi kaos denemeleri dahi istikrarımızı bozamadı." şeklinde konuştu.

Erdoğan, güven ve istikrar ortamının kökleşmesine katkı sağlayacağına inandıkları için cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi konusunda ısrarcı olduklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"24 Haziran'da gireceğimiz seçimler yeni sistemin ilk meyvelerini verecektir. Biz güven ve istikrar ortamı konusunda ne kadar hassas ve ısrarcıysak birileri de kaos çıkarma, ülkemizi yeniden eski günlerine döndürme konusunda o derece azimli gözüküyor. Öyle ki biz 'yapacağız' diyoruz, onlar sadece 'yıkacağız' diyorlar. Biz 'ileriye gideceğiz' diyoruz, onlar tek parti CHP'si dönemine dönmenin hayalini kuruyor. Biz 'demokrasi' diyoruz, onlar yeni sistemi kendi diktatörlüklerini kuracakları bir düzen olarak tasavvur ediyor.

Yani bizim Afrin'deki kahramanımız, kahraman komutanımız Metin Temel Paşa ile ilgili 'Ben apoletlerini sökeceğim, geldiğim günün hemen ertesinde' diyor. Sen zaten gelecek değilsin de aç tavuk kendini buğday ambarında sanırmış. Senin zaten böyle bir durumun yok, haddini bil. Ama bu millet, benim tanıdığım bu aziz millet, 24 Haziran'da teröre ve teröristlere karşı kahramanca mücadele veren komutanıma ve heyetine, gidip teröristi cezaevinde ziyaret eden Bay Muharrem, sana 24'ünde gereken dersi verecektir. 'Terörist' diyorum, niye? Diyarbakır'da 53 Kürt kardeşimin ölümüne neden olan odur da onun için. Şimdi onu gidiyor, zannediyor ki 'ben onu ziyaret edersem cumhurbaşkanı olacağım' bu millet sana bunu yedirmez."

Seçim vaatlerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz kalkınma, büyüme, gelişme diyoruz, onlar 'devam edenleri durduracak, yenilerini iptal edeceğiz' diyorlar. Evet, evet yanlış duymadınız, bu ülkede seçim vaadi olarak tüm yatırımları durduracağını söyleyen adaylar var. Siz de duyuyorsunuz değil mi? Televizyonlarda falan dinliyorsunuz. Bu ülkede bölücü terör örgütüne kan kusturan komutanlarımızı apoletlerini sökmekle tehdit edenler var. Bu ülkede nasıl olsa yapmak zorunda kalmayacağını bildiği için hesapsız, kitapsız atıp tutanlar var.

Biz yatırımları durdurmak bir yana tam tersine iki katına, üç katına, beş katına, mümkünse on katına çıkartacağız diyoruz. Ancak bu şekilde Zonguldak'taki madencimizin ekmeğini büyütebiliriz, ancak bu şekilde nafakasını binlerce derecelik fırınların karşısında demir üreterek çıkartan işçimizin emeğinin karşılığını verebiliriz. Ancak bu şekilde tarlasında mahsulünün bereketi için dua eden çiftçimize alın terinin karşılığını sunabiliriz. Ancak bu şekilde her zaman besmeleyle açtığı dükkanında, atölyesinde emek veren esnafın hakkını verebiliriz. Biz terör örgütleriyle mücadele edenleri istiskal etmek bir yana daha büyük mücadeleler, daha büyük başarılar, daha büyük zaferler için desteklemeye devam edeceğiz. Sizlerden 24 Haziran'da tercihinizi yaparken işte tüm bunları göz önünde bulundurmanızı rica ediyorum."

Erdoğan, konuşmasının sonunda teşrifleri için tüm katılımcılara teşekkür ederek, "Şurada kalan 19 günde kapı kapı dolaşarak tüm dostlara ama Zonguldak'ta ama Zonguldak dışında haberleşmek ve onlara da istikametlerinin ne olduğunu bildirmeniz lazım. Hedef cumhurbaşkanlığında şahsıma, parlamentoda inşallah AK Parti'ye oyları vermek suretiyle güçlü bir geleceğe hazırlayalım diyorum." diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...